Ankara’daki temaslarına başlayan AP Başkanı Martin Schulz, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi. CHP Genel Merkezi’nde Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz tarafından karşılanan Schulz, Kılıçdaroğlu ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında kameralar karşısına geçti.
Son derece verimli bir toplantı gerçekleştirdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “Unutmadığım bir olay vardı, konuşmama onunla başladım. Darbeden hemen sonra Sayın Schulz arayarak darbeye karşı tavrımız dolayısıyla CHP'yi kutladı ve bu süreçte Türkiye'de demokrasinin güçlenmesi için ellerinden gelen tüm çabayı göstereceklerini ifade ettiler.
Ayrıca bana özel telefonunu vererek, herhangi bir sorunla karşılaştığınızda, bizim yapabileceğimiz bir şey olduğunda Türkiye'de demokrasi açısından her türlü çabayı göstereceklerini ifade ettiler. Ben o dönemde kendilerine teşekkür ettim, tekrar teşekkür ediyorum. Görüşmemizde darbe sonrası gelişmeleri, Türkiye — AB ilişkileri, bu ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğini kendilerine sundum. Özellikle yargı bağımsızlığının Türkiye açısından çok önemli olduğunu, 23. ve 24. fasıllarının açılmasının Türkiye'de yargı bağımsızlığı için büyük önem taşıdığını ifade ettim. Kendileri de düşüncelerini ifade ettiler. Tekrar kendilerine teşekkür ediyorum. Umarım birlikteliğimiz bundan sonra da devam edecek.”
Schulz da darbe girişiminin hemen ardından Kılıçdaroğlu ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini, ‘dramatik gelişmelerle’ ilgili bilgi aldığını ve fikir alışverişinde bulunduklarını söyledi.
Bugünkü görüşmede ise üç konuyu ele aldıklarını ifade eden Schulz, öncelikle darbe girişimi ve sonrası üzerine değerlendirmelerde bulunduklarını belirtti. Schulz, “Birbirine kenetlenmiş bir halkın gayet kanlı bir darbe girişiminde bulunmak isteyen ordu içerisinden bir guruba, silahsız olarak karşı durarak cesur bir tavır sergilemişlerdir. Kendileriyle kesinlikle gurur duyabilirler ve bu alanda uluslararası camianın takdirini kazanmışlardır” dedi.
Kılıçdaroğlu ile FETÖ’nün geçmişi ve bugünkü etkisi üzerine de değerlendirmeler yaptıklarını aktaran Schulz, ayrıca bu oluşuma karşı yapılacak mücadeleyi de ele aldıklarına dikkati çekti.
Görüşmede, Türkiye’nin AB müzakereleri başta olmak üzere, hukuk devleti, fikir ve düşünce özgürlüğü ve vize serbestisi konularını da ele aldıklarını dile getiren Schulz, “Türkiye'nin AB'ye düne oranla daha yakın olduğuna hem fikir olduk. Farklı görüşlerimiz olsa da şu kesin ki ortak noktalarımızın daha fazla olduğunu gördük” ifadesini kullandı.
Görüşmeye katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz ise 15 Temmuz darbe girişimi süreci ve sonrasında yaşanan gelişmelerin ele alındığını belirtti.
Yılmaz, şunları kaydetti: “Özelikle OHAL yasalarının demokrasi alanlarını daraltıp daraltmadığı konusu gündeme geldi. Biz OHAL'in bazı uygulamalarının özellikle OHAL sonrası döneme ilişkin de düzenlemeler içerdiği için bunlardan endişe duyduğumuzu ve bunların devam etmesi halinde bunu Anayasa Mahkemesine de taşıyabileceğimizi belirttik. Vize konusu da gündeme geldi, biz müktesebat çerçevesinde vize serbestliğinin Türk vatandaşlarının doğal hakkı olduğunu dile getirdik. Vize serbestliğinin sağlanması durumunda bundan mutlu olacağımızı belirttik.”
Öte yandan Kılıçdaroğlu, Schulz’dan önce de Avrupa Dış İlişkiler Konseyi üyesi ve İsveç Dışişleri eski Bakanı Carl Bildt ile CHP Genel Merkezi'ndeki makamında bir araya gelmişti.
Bu arada AP Başkanı Schulz’un Ankara temaslarından önce AP, dikkat çekici bir basın toplantısına ev sahipliği yapmıştı. Slovak parlamenter Branislav Skripek’in girişimiyle gerçekleşen basın toplantısına PYD lideri Salih Müslim de katılmıştı.
Türkiye’nin Cerablus operasyonu hakkında sert açıklamalarda bulunan Müslim, Ankara’yı IŞİD’e yardım etmekle suçlamıştı. Türkiye’nin amacını ‘imparatorluk kurmak’ olduğunu savunan Müslim, “Cerablus saldırısı aniden ortaya çıkmadı. Türkiye yıllardır hem Rojava hem de Kürt çıkarlarına saldırıyor. Elimizde IŞİD’e yardım ettiklerine dair belgeler var” demişti.
Müslim ayrıca, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani’den de yardım istemişti.
‘Kuzey Suriye'deki acil durum, Türkiye'nin istilası, Avrupa'nın güvenliği ve Türkiye anlaşmasına alternatif’ başlığını taşıyan basın toplantısı ve yapılan açıklamalar büyük tepki çekmişti.