Türkiye-ABD ilişkilerinin çok kritik bir dönemden geçtiğini ifade eden Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümü başkanı Prof. Dr. İlhan Uzgel, Gülen'in iadesinin, ABD'nin onu gözden çıkarıp çıkarmadığıyla ilgili olduğunu, bunun da şu an itibariyle belirsiz olduğunu ifade etti.
Sputnik'e konuşan Uzgel, "Gülen şu anda ABD'nin elinde bir koz. Türkiye istiyor, ne kadar istediğini, samimi olup olmadığını da bilmiyoruz hükümetin. Türkiye istiyor; eğer o kadar istekliyse ABD Türkiye'ye bunu bir pazarlık karşılığı verebilir. Yani ABD, Gülen'i gözden çıkardıysa bile pazarlık karşılığı verir, durup dururken Gülen'i vermez. Gülen'i verir, karşılığında bir şey ister. Dolayısıyla böyle bir pazarlık olabilir eğer Türkiye Gülen'in iade edilmesi konusunda samimi ise. Bu ziyarette böyle bir pazarlık yapılabilir" dedi.
Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ABD'nin darbe girişiminin arkasında olduğu bakan düzeyinde dile getirilmiş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, "Darbe girişiminin arkasında ABD var" açıklaması yapmıştı. Türkiye ayrıca darbe girişimini Fethullah Gülen cemaatine mensup subayların gerçekleştirdiğini belirterek ABD yönetimine Pensilvanya'da yaşayan Gülen'i Türkiye'ye iade etmesi çağrılarında bulunuyor.
Darbe girişiminin ardından ABD'den ilk üst düzey ziyaret 1 Ağustos'ta ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford'un Ankara ziyaretiyle gerçekleşmiş, Dunford darbe girişimini en üst düzeyde kınadıklarını bildirmişti. Darbe girişiminin ardından ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Türkiye'yi ziyaret edeceği haberleri gelse de daha sonra ABD yönetiminin iki numaralı ismi olan Joe Biden'ın Türkiye'ye geleceği açıklanmıştı. Geçen hafta Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada Biden'ın Ankara'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'la görüşeceği duyuruldu.
BIDEN VE TÜRKİYE NELERİ GÖRÜŞECEK?
‘ABD'NİN TEKİL AKTÖRLER ÜZERİNDE TUTKUSU YOKTUR'
Gülen'in Türkiye'ye iadesi konusunda konuşan Uzgel, "ABD'nin bu tür tekil aktörler üzerinde bir tutkusu yoktur. İlla ki ‘Gülen'i sonuna kadar koruyalım' gibi düşünmezler. Gülen'le işleri bittiyse onu iade de edebilirler, başka bir ülkeye de gönderebilirler. Dolayısıyla bunu tam olarak bilemeyiz şu anda. Bu tamamen ABD'nin Gülen grubuyla kurduğu ilişkiyle ilgili bir konu. Bu yalnızca Türkiye'yle de ilgili değil, çünkü Gülen'in faaliyetleri Türkiye'yle de sınırlı değil" dedi.
‘GÜLEN, ABD'NİN ELİNDE KOZ'
Gülen'in iadesinin ciddi bir pazarlık konusu olduğunu dile getiren Uzgel, şöyle konuştu:
‘DARBE GİRİŞİMİ YAPMIŞ BİR DİNİ GRUBUN HOŞGÖRÜ MESAJLARIYLA VAR OLMASI ZORLAŞTI'
Gülen cemaatinin ‘dinlerarası diyalog' söylemleriyle ön plana çıktığını anımsatan Uzgel, "Gülen grubunun esprisi ılımlı İslam'ı temsil etmesiydi. Dinlerarası diyalog, hoşgörü mesajı veriyor olmasıydı. Darbe girişimi yapmış bir dini grubun, bu iddialarla ABD'de de, dünyanın başka yerlerinde de var olması zorlaştı. Kendisini çok açığa çıkardı. O nedenle işlevinin yavaş yavaş bitmiş olduğunu da düşünebiliriz" dedi.
‘BATI, TÜRKİYE'NİN EKSENİNİN DEĞİŞECEĞİNDEN ENDİŞELİ DEĞİL'
"Bu yeni bir tartışma değil, 2009-2010'dan beri zaman zaman gündeme gelen ‘Türkiye eksen mi değiştiriyor' tartışmasının uzantısı. Türkiye bu hükümet döneminde Batı sistemine iktisadi olarak hatta kültürel olarak da o kadar çok açıldı ki Rusya'yla ilişkinizi geliştirmeniz Batı sisteminden kopmanızı getirmiyor artık. Çok iç içe girdi Türkiye. Sıcak para girişinde, dış ticaretinde Ortadoğu çok zarar gördüğü, büyük bir kriz yaşadığı için Türkiye, Batı pazarına çok muhtaç. Yabancı yatırım konusunda Batı'dan gelecek doğrudan yabancı yatırıma çok muhtaç. Bütün bu alanlarda Rusya'nın Türkiye'ye sunacağı şey zaten en üst noktasına ulaştı. Enerji konusunda işbirliği zaten yapılıyor, Türkiye'nin ihracatı zaten yapılıyor, o potansiyel neredeyse sonuna kadar kullanılıyor. Dolayısıyla böyle jeopolitik bir eksen kayması olacağını düşünmüyorum. Batı da bunu biliyor, o yüzden de bunu çok dert etmiyorlar. Türkiye nasıl geçmişte Rus uçağını düşürmeden önce dert edilmiyorsa şimdi de en önemli konu olduğunu düşünmüyorum.
‘TÜRKİYE, ELİNDE SEÇENEKLERİ OLDUĞUNU GÖSTERMEYE ÇALIŞIYOR'
Türkiye'nin, NATO, İncirlik Üssü, Avrupa Konseyi gibi alanlarda Batı'yla kurumsal bağlarını gevşetip, Rusya ve İran'la daha yoğun bir askeri, stratejik işbirliğine gitmesi durumunda ciddi bir eksen kaymasından söz edilebileceğini, ancak şu an böyle bir durumun olmadığını kaydeden Uzgel, "Şu an Türkiye'nin yaptığı öyle görünüyor ki geçmişte çok yalnız kaldı. Türkiye, tarihinde ilk defa bu kadar dost olmayan ülkeler kuşağı tarafından çevrili hale geldi. Dolayısıyla bunu biraz telafi etmeye çalışıyor. Bu çabalar biraz onu gösteriyor. Yani elinde seçenekleri olduğunu göstermeye çalışıyor en azından. Çünkü daha önceki dış politika sürdürülebilir bir dış politika değildi, şimdi biraz bunu telafi çabası içinde" dedi.
İncirlik Üssü de ABD Başkan Yardımcısı Biden'ın Türkiye ziyaretinde ele alınacak konular arasında yer alıyor. 15 Temmuz darbe girişiminde İncirlik Üssü'nden kalkan uçakların da yer aldığı anlaşılmış, İncirlik üssünün Türk komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van tutuklanmıştı.
İncirlik Üssü son olarak Rus uçaklarının, 16 Ağustos'ta ilk kez İran'ın Hamedan üssünü kullanarak IŞİD ve El Nusra hedeflerini vurmasının ardından gündeme gelmiş, Rusya Federasyon Komitesi Dış İlişkiler Komitesi üyesi İgor Morozov, İran'ın yaptığına benzer bir şekilde Türkiye'nin de terörle mücadele operasyonlarında İncirlik Üssü'nü Rus Hava Kuvvetleri'nin kullanımına açmasının düşünülebileceğini söylemişti.
ÇAVUŞOĞLU NE DEMİŞTİ?
‘TÜRKİYE İNCİRLİK KONUSUNDA RADİKAL BİR ADIM ATMAZ'
İncirlik'in ABD açısından önemli bir üs olduğunu, fakat hiçbir şeyin yerinin doldurulamaz olmadığını söyleyen Uzgel "ABD şimdi Kuzey Irak'ta bir üs kurmaya çalışıyorlar, Romanya'yı düşünüyorlar, Doha'da bir üs var. İncirlik'in yeri Akdeniz'e yakın olması açısından biraz daha farklı, çok avantaj sağlıyor ABD'ye. Ben İncirlik konusunda hükümetin çok radikal bir adım atacağını zannetmiyorum" dedi.
‘İNCİRLİK'İN RUSYA'YA AÇILMASI ‘EKSEN KAYMASI'NIN SOMUTLAŞTIĞINI GÖSTERİR, AMA TÜRKİYE BUNU YAPMAZ'
İncirlik'in, Türkiye'nin ABD ile ilişkilerini, NATO'daki ve Batı'daki konumunu belirleyecek sembolik bir öneme sahip olduğuna dikkat çeken Uzgel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O yüzden İncirlik'in Rusya'ya açılması, ‘eksen kayması' denilen tartışmanın somutlaştığını, temelinin olduğunu gösterir. O zaman Batı kaygılanabilir. Çünkü ‘Bizi Şangay İşbirliği Örgütü'ne alın' gibi söylem düzeyindeki diplomatik eylemlerin ötesine, daha derin, ABD ile kurduğu türden bir askeri ilişki kurma yoluna girdiğini gösterir ki hükümetin bunu bir tür blöf veya Batı'ya karşı elinde Rusya kozu olduğunu göstermek için yaptığını düşünüyorum. Böyle bir yola girme ihtimali şu anda düşük. Hükümet, Batı'yla bu kadar ipleri kopartabilecek durumda değil, en azından şimdiki koşullarda."
Biden'ın ziyaretinde Suriye konusunun da öncelikli gündem maddelerinden biri olması bekleniyor. Suriye meselesinin şu anda Türkiye'nin ‘çıkmaz sokağı' olduğunu söyleyen Uzgel, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un "Başımıza ne geldiyse Suriye meselesi yüzünden geldi" dediğini anımsattı.
‘ABD HEM TÜRKİYE'Yİ KOLLAYAN, HEM DE PYD'Yİ GÖDEN ÇIKARMAYAN POLİTİKA İZLİYOR, BU NE KADAR SÜRER BELLİ DEĞİL'
"Şu anda da bunun sonuçlarıyla karşı karşıya. ABD ile işbirliği yapsa Rusya ve Şam bloğunu karşısına almış olacak, ABD ile yaptığı işbirliği de Kürt meselesinde olacak. ABD'nin eskisi gibi Esad'ın gitmesinde ısrarcı olmadığını biliyoruz. Bu konuda muhtemelen Rusya ile anlaştılar. ABD'nin Suriye'de izlediği politikanın bir tek dayanağı var, o da PYD'ye verdiği destek. Burada da Türkiye PYD'yi PKK'nın uzantısı olarak görüyor. Burası çözülemedi henüz. ABD burada bir taraftan Türkiye'yi kollayan, bir taraftan da PYD'yi gözden çıkarmayan bir politika izliyor şimdilik. Bu politikanın ne kadar süreceğini kestirmek zor. Suriye Kürtleri zor durumdalar. ABD çok uzak, Türkiye'nin de desteği yok. Yani Irak gibi değil. Irak'ta ABD Kuzey Irak hava sahasını kontrol edebiliyordu Türkiye aracılığıyla, zaten bir süre sonra Türkiye de destek oldu Kuzey Irak yönetimine. Ama Suriye böyle değil. Kuzey Irak'ta Barzani Türkiye'yle anlaştı ama PYD, PKK'nın uzantısı olarak görüldüğü sürece ancak ve ancak Türkiye'de Kürt sorunu çözülürse Türkiye, ABD ile birlikte Suriye'deki Kürtlere daha olumlu yaklaşabilir."