AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yıldırım, gerek 15 Temmuz darbe girişimi öncesi gerekse sonrası terör örgütlerinin birlikte hareket ederek Türkiye'de iç karışıklık sürecini nasıl hızlandıracaklarına yönelik plan yaptıklarını söyledi.
Terör örgütlerinin kardeşin kardeşe düşmesini amaçladıklarını, 15 Temmuz öncesinde her şeyi mükemmel şekilde yaptıklarını düşündüklerini anlatan Yıldırım, "Artık bu işin dönüşünün olmadığına karar verdiler. Plan, Recep Tayyip Erdoğan'ı halletmek ve Türkiye insanlarını birbirine düşürmek, iç karışıklığı körüklemek… Daha sonra da kurtarıcı gibi gelip birisini birilerinin diğeri de diğerlerinin yanında yer alarak bu kardeş kavgasını sonu gelmez bir duruma dönüştürmek, hesap buydu" şeklinde konuştu.
İdam tartışmasına değinen Yıldırım, "FETÖ gelecek hesap verecek. Şehitlerimizin kanını döken herkesten hesap sorulacak. Hesabı sorarken intikam duygusuyla hareket etmeyeceğiz. Adaletle hesap soracağız. İdam bir kere ölümdür. Ama onlar için ölümden beter ölüm vardır, o da adil yargılamadır."
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım,"Eğer bu örgüte hiçbir şekilde bilerek ve isteyerek destek vermeye devam etmediyse 17 Aralık'tan sonra, hiç kimse endişe etmesin. 17 Aralık'tan sonra ise mazeret yok. Çünkü artık gün ışığı gibi bu terör örgütünün niyeti de icraatı da ortaya çıktı. Ondan sonra 'efendim bilmiyordum' demek asla ve asla hafifletici sebep olamaz" dedi.
‘TATARI GİTTİ, BETERİ GELDİ'
Daha sonra yargı tarafında bir hareket başladığını, bir vesayetin doğduğunu, onu da ortadan kaldırmak için bu sefer yargı reformunu gündeme getirdiklerini anımsatan Yıldırım, HSYK'nın yeniden yapılanmasını ve 26 maddelik bir anayasa değişikliğini milletin önüne götürdüklerini, milletin de yol verdiğini kaydetti.
"Bu sefer FETÖ'nün adamları… Bütün diğer vesayet odaklarını da aradan çıkarınca, onlar kafayı kaldırmaya başladı. Yavaş yavaş 'biz buradayız' dediler. Siz buradaysanız, biz de buradayız. İşte meydan, işte Türkiye. Sonra MİT operasyonu… Olmadı. Gezi'de ortalığı karıştırma… Olmadı. 17 Aralık yargı darbe teşebbüsü… İşte orada işin rengi iyice belli oldu. Yeni bir iş çıktı bize bu sefer. Bu FETÖ ile artık mücadele kaçınılmaz hale geldi.
Bu mücadeleyi en kararlı bir şekilde 17 Aralık ile dile getiren, bu tehlikeye dikkati çeken Recep Tayyip Erdoğan'dır. O günlerde bu mücadelenin, bu tehlikenin büyüklüğünü ne yazık ki birçok kurum, birçok insan tehlikenin vahametini anlayamadı. Efendim 'siz de fazla abartıyorsunuz, bunlar böyle değil, bunlar kardeşimiz, bunlar da bizim gibi inançlı, mütedeyyin insanlar…' Ama 15 Temmuz'da ne olduklarını millet gördü" değerlendirmesinde bulundu.
"Kılı kırk yaracağız. Suçluyla suçsuzu birbirinden ayırt edeceğiz ama işin kolay olmadığını herkes bilmelidir" ifadesini kullanan Yıldırım, "Çünkü örgüt saydam değil, kapalı. Sistem kapalı. İçeride ne dönüyor anlamak kolay değil. Hiç ummadığınız, hiç tahmin etmediğiniz insanlar terör örgütünün abisi, ablası, imamı olarak çıkıveriyor. İşte kuvvet komutanlarını, Genelkurmay Başkanı'nı derdest edenler, yıllarca yanında taşıdığı, evinde, işyerinde her zaman beraber olduğu özel kalemi, yaveri… Örgüt böyle bir örgüt. Dolayısıyla işimizin zor olduğunu bilmenizi istiyoruz" diye konuştu.
‘MECLİS ONAYINDAN SONRA KALICI HALE GELECEK'
Terör örgütünün doğurduğu hasarları ortadan kaldırmak için olağanüstü hal ilan edildiğini ve kanun hükmünde kararnamelerin yürürlüğe konulduğunu anımsatan Yıldırım, ilerleyen süreçte de kanun hükmünde kararnamelerin hazırlanacağını bildirdi.
Yıldırım, bugüne kadar çıkarılan kanun hükmündeki kararnamelerin, bu haftadan itibaren Meclis gündemine girmeye başlayacağına işaret eden Yıldırım, "Meclisimizde bunlar görüşülecek ve Meclis onayından sonra kalıcı hale gelecek. Tabii bunda muhalefet partilerinin eleştirilerinin makul olanlarını da bu görüşmelerde dikkate alacağımızı, daha önce genel başkanlara bizzat görüşmelerimizde ifade ettik" diye konuştu.
‘BUNLARIN KULAĞINDAN TUTUP ATACAĞIZ'
‘SGK PRİM BORCU OLMAMA GİBİ SAÇMA SAPAN BİR KURAL VARDI'
Darbe girişiminde ‘şehit ve gazi' olanlara ne yapılsa haklarını ödeyemeyeceklerini dile getiren Yıldırım, yeni bir düzenleme daha yapıldığını bildirdi.
Binali Yıldırım, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bunlara aylık bağlanabilmesi için SGK prim borcu olmama gibi saçma sapan bir kural vardı. Onu da KHK ile ortadan kaldırdık. Hiçbir borcuna, harcına bakmadan hepsi siliniyor ve gerekli maaşı bağlanıyor. Yaralanan gazilerimizde ise bir kural vardı, yüzde 40 iş göremezlik şartı aranıyordu. Yani uzuvlarının yüzde 40'ını kaybederse ancak gazilik haklarına sahip oluyordu. Hayatını bu ülkenin geleceği için ortaya koymuş, göğsünü toplara, mermilere siper etmiş gazilerimize 'Sen yüzde 10 yaralandın, sen yüzde 30 yaralandın mı' diyeceğiz? Yakışır mı Türkiye'ye? Elbette yakışmaz. Yarasının ölçüsü ne olursa olsun o yarayı hafifletmek, onların gönlünü kazanmak bizim en önemli görevimizdir. Bütün bu kuralları kaldırdık. O meydana inenler, parmağının tırnağı bile yaralanmışsa onlar da gazi olacak ve gazilik haklarından yararlanacaklar. Çünkü onlar Türkiye'nin geleceğini kurtardılar geleceğini. Ayrıca gazilerimize iş vereceğiz. FETÖ ile mücadele hız kesmeden devam ediyor."
‘FAKAT BU TAYYİP ERDOĞAN HİÇ BİZİ SALLAMIYOR'
"Dün bir gazetede ABD'nin önceki büyükelçilerinden bir tanesi, ismini vermesek de olur, 15 Temmuz darbesi üzerine ifşaatlarda bulunuyor. Diyor ki, 'Erdoğan Washington'da, Avrupa'da sevilmiyor. Otoriter gözüküyor'. Doğrusu başkalarının söylemediğini açıkça söylediği için takdir ettim. Ülke isimleri vererek diyor ki, 'Şu şu ülkeler bizim önümüzde eğiliyorlar, tazim ediyorlar, selam veriyorlar, 'Yes Sir' diyorlar fakat bu Tayyip Erdoğan hiç bizi sallamıyor'. Üstelik de ne yanlış yaptıysak yüzümüze karşı söylüyor. Bunun için sevilmiyor. Adamlara bak, ölçüye bak. Bunlara gidip yağcılık, yaltaklık yapacaksın o zaman makbul adam olacaksın.
‘YANİ SİZ EMREDECEKSİNİZ DÜNYADA GARİBANLAR ÖLMEYE DEVAM EDECEK'
Doğruları söylersen sevilmeyen adam, diktatör olacaksın öyle mi? Hadi oradan. Şunu unutmayın bu millet, dünyada esaret altına girmeyen tek ulustur. Esaret altına girmediği gibi kimseyi de sömürmeyen tek millet vardır, Türk milleti. Onun için Türkiye ile konuşurken, Türkiye'yi yargılarken geçmişinize bakın. Geçmişinizdeki o yüklerinize bir bakın. Ne kadar insanın kanına girdiğinize bir bakın, ondan sonra Türkiye'yi yargılayın. Ne o, Tayyip Erdoğan, 'Dünya beşten büyüktür' demiş. Hoşunuza gitmedi mi? Yani siz emredeceksiniz dünyada garibanlar ölmeye devam edecek."
‘KİMİN MALINI KİME VERİYORSUN? GEÇ BUNLARI'
Başbakan Yıldırım, partisinin grup toplantısındaki konuşmasında, Suriye'deki gelişmelere de değindi.
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Nasıl çözeceğiz? İki tane önemli şartımız var: Biri Türkiye'nin toprak bütünlüğü, Suriye'nin toprak bütünlüğü korunacak. Öyle 'batıyı sana vereyim, güneyi sana vereyim, doğuda Kürtlere vereyim', öyle bir şey yok. Kim kimin malını veriyor kardeşim? Kimin malını kime veriyorsun? Geç bunları. 'Biz buraya Kürt devleti uyduralım, böylece Türkiye ile Ortadoğu arasında bir Kürt oluşumu meydana gelsin…' Bu düşüncelerle bu bölgenin sorunları çözülmez. Bu bölgenin sorunlarını en iyi bilen, bölgenin ülkeleridir. Dolayısıyla İran, Türkiye bu bölgeyi en iyi bilen ülkelerdir, soruna en iyi çözümü de bu ülkeler getirecektir. ABD, Rusya, diğer koalisyon güçleri gerçekte çözüm istiyorlarsa çözüm mutlaka sağlanacak.
Suriye'nin toprak bütünlüğü korunacak, Suriye'nin bütün vatandaşları, Arap'ı, Kürt'ü, Nusayri'si, Şii'si, Sünni'si, ülkenin kaderine sahip çıkacak. Yani mezhep esasına dayalı bir yönetim dayatılmayacak. Bütün bunlar olduktan sonra çözüm olmaması için hiçbir neden yok. Bunun için Türkiye, gereken bütün çalışmaları diğer paydaşlarıyla birlikte yapıyor, yapmaya devam edecek. Eminim ki önümüzdeki aylarda bu konuda kayda değer bir gelişmeyi hep beraber yaşayacağız."
Başbakan Yıldırım, bugün Nevşehir'de Hacıbektaş Veli'yi anma toplantıları olduğunu anımsatarak, Anadolu erenlerinden Hacıbektaş Veli'nin kardeşliği, birliği, beraberliği ömrü boyunca söylediğini, milletin birbiriyle mezhep, düşünce, inanç farkı olmadan kucaklaşmasını sağladığını belirtti.
‘ADIM BİLE ALEVİ KARDEŞLERİMİZ TARAFINDAN KONULAN BİR ADDIR'
Alevilere selam gönderen Yıldırım, şöyle devam etti: "Alevi, Sünni hep bir, kardeşiz. Kavga edecek hiçbir şeyimiz yok. Paylaşacak çok şeyimiz var. Alevi ve Sünnilerin bir arada, kardeşçe, dostça yaşadığı bir ilden geliyorum. Çocukluğum oradan geçti. Adım bile Alevi kardeşlerimiz tarafından konulan bir addır. Her zaman, bu ülkenin her vatandaşını, Alevi'si, Sünni'sini birinci sınıf vatandaş olarak görmüş, ülkemizin kalkınmasında, büyümesinde herkesin canla başla çalıştığına şahit olan birisiyim. Bizi mezhep farklılıklarıyla, ideolojik farklılıklarla, bölgesel farklılıklarla birbirimize düşürmeye çalışanlar, geçmişte olduğu gibi bundan sonra da asla ve asla başarılı olamayacaklar. Bundan herkes emin olabilir. Zaman zaman Sivas olaylarında, Başbağlar'da, Çorum'da, Maraş'ta bu ve buna benzer bizi birbirimize düşürmeye gayret eden girişimler oldu ama her seferinde milletin sağduyusu galip geldi, kardeşlik asla bozulmadı. Bundan sonra da bozulmayacak."