Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in Roboski katliamında, bombardımana onay emri talebini MGK'da iken telefonla almasına rağmen, belgeleri konutundaki çalışma ofisine isteyerek karar vermesi yeni bir tartışmaya yol açacak. Ayrıca Roboski'de bombardımana karar verilen Genelkurmay'daki kritik toplantıda, 15 Temmuz darbe girişiminde rol alan ve darbe gerçekleşseydi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na getirileceği ortaya çıkan Genelkurmay Harekât Başkanı Satı Bahadır Köse'nin de yer aldığı ortaya çıktı.
Roboski katliamına ilişkin ortaya çıkan hukuki bilgi ve belgeler, sorumluların net olarak belirlenebileceğini gösteriyordu. Ancak dosya özel yetkili savcılık, askeri savcılık ve askeri mahkeme üçgeninde olağan bir yargısal süreç işletilmeden kapatıldı. Anayasa Mahkemesi'nin de dosyayı basit bir usul eksikliği gerekçe göstererek reddetmesinin ardından Roboski katliamı ile ilgili iç hukuk yolları tamamen kapandı.
BİRİ TUTUKLU, BİRİ EMEKLİ
Roboski soruşturma dosyasındaki belgelere göre subayların 'bunlar kaçakçı' şeklindeki uyarılarına rağmen, bombardıman kararı şöyle alındı: Dönemin Genelkurmay İstihbarat Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, GİM'e (Görüntüleri İzleme Merkezi) giderek görüntüleri izledi. Güler'e, Tuğgeneral Kuğu tarafından, bölgedeki son faaliyetler ve terörist değerlendirmesi yapılarak yurtdışına topçu atış talebinin kabul edildiğine ilişkin bilgiler verildi. Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı emrinde görevli Albay SerdarEren, Hedef Analiz ve Değerlendirme Şube Müdürü Albay ZorluTopaloğlu, Tuğgeneral Ali Rıza Kuğu, Tümgeneral Satı Bahadır Köse ve Orgeneral Yaşar Güler ne tür bir harekât yapılacağı konusunu görüştü.
Dosyada şüpheliler arasında yer almayan ancak hava harekâtına karar verilen Genelkurmay'daki kritik toplantıya katılan 5 isimden biri olan ve o tarihte tümgeneral olan Satı Bahadır Köse ise 15 Temmuz'da Genelkurmay Harekat Başkanı idi. 15 Temmuz soruşturmasında ortaya çıkan belgelere göre Köse, darbe gerçekleşseydi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olacaktı. TSK'den ihraç edilen Köse tutuklu.
MGK'YA TELEFON…
Toplantıda 'zayiat verilmeden PKK'lıların etkisiz hale getirilebilmesi amacıyla hava harekâtına' karar verildi. Güler, kararı sunmak için dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Hulusi Akar'ın makamına gitti. Akar, hava harekâtı için onay talebi için MGK toplantısı nedeniyle karargâhta bulunmayan Genelkurmay Başkanı Özel'e telefonla iletti. 28 Aralık 2011'de yapılan MGK toplantısı saat 13.55'te başlamış ve 5 saat 20 dakika sürmüştü. Dolayısıyla Özel'e MGK'de iken telefonla 'hava harekâtı için onay' talebinin MGK toplantısının bitiminden hemen sonra veya son dakikalarına denk geldiği anlaşılıyor. Özel'in MGK toplantısı nedeniyle bir arada bulunduğu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a konuyu aktarıp aktarmadığına ilişkin iddianamede herhangi bir bilgi yer almadı. Org. Özel, telefon görüşmesinde, bilgilerin işlendiği haritanın konutundaki çalışma ofisine gönderilmesini istedi. Haritayı inceleyen Özel, hava harekâtının yapılmasına onay verdi. Bunun ardından 21.39'da sınır hattında bekleyen gruba uçaklar ilk bombayı bıraktı. Bombardıman 22.24'e kadar sürdü ve sonunda öldürülen 34 kişinin PKK'lı değil, Roboskili, çoğunluğu çocuk kaçakçılar olduğu ortaya çıktı.
BELGELER DİKKATE ALINMADI
Askeri savcılığın takipsizlik kararında 2. Ordu İstihbarat Komutanı Albay Aygün Eker ile IHA Filo Komutanlığı, Tümen Komutanlığı ve jandarma Komando Tugay Komutanlığı'nda görev yapan subayların grubun kaçakçı olduğu yönündeki kanaatlerine ve yaptıkları uyarılara hiç değinilmedi. Kararda ayrıca grubun terörist değil kaçakçı davranışı sergilediği, top atışından kaçmalarının da bunu gösterdiği yönündeki ifadeler de değerlendirmeye alınmadı. Bunun yerine TSK personelinin gruptakileri PKK'lı sanmaları konusunda 'kaçınılmaz bir hataya düşmüş kabul edilmeleri' gerektiği savunuldu. Hava Kuvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın verdiği takipsizlik kararına yapılan itiraz da reddedildi. Ret kararı 1'e karşı 2 oyla alındı. Karara karşı çıkarak şüphelilere dava açılmasını isteyen Başkan Pürtaş bu şerhinden 1 yıl sonra tenzili rütbeye uğradı ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'ne düz savcı olarak atandı.
'KAÇAKÇI OLABİLİR DENMEDİ'