Dosyadaki en trajik ifadelerden biri de grubun kaçakçı olduğunu düşünen İHA kullanıcısı subayın, savaş uçakları için hedefi lazerle işaretlemekle görevlendirildiğini anlatması oldu.
Batman 2. İHA (İnsansız Hava Aracı) Filo Komutanlığı emrinde görev yapan Hava Pilot Kurmay Binbaşı Ali İhsan Şahin, 25 Kasım 2013'te Genelkurmay Askeri Savcılığı'nda tanık olarak verdiği ifadede, olay günü görüntülerde yük hayvanı ve insanlardan oluşan kalabalık bir grubun kuzeye doğru intikale başladıklarını gördüğünü ve grubun kaçakçıya benzediğini 2. Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi'ne (BHHM) telefonla bildirdiğini anlattı.
'ÜZERİNE VAZİFE OLMAYAN İŞLERE KARIŞIYORSUN'
Bu sırada odaya giren 14. İUS Üs Komutanı Albay Fidan Yüksel'in kendisine "üzerine vazife olmayan işlere karıştığını" belirterek kızdığını belirten Şahin, şöyle devam etti:
Şahin, hava harekâtı konusunda karar verme yetkisinin Genelkurmay'da olduğunu, kendilerinin ise konu hakkında 2. BHHM ve 2. Ordu Komutanlığı ile görüştüklerini söyledi.
'KOORDİNESİZLİK YAŞANMIŞ OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM'
Şahin "Normal şartlarda bir grubun terörist olup olmadığına ilişkin karar alınırken bölgeden sorumlu tüm birlik komutanlarından görüş alınması gerekir. Neticede tüm görüşmeler sonrası alınan kararın icrası için emir verilmesi gerekir. Somut olayda sorumlu birlikler ile karar organları arasında bir koordinesizlik yaşanmış olabileceğini düşünüyorum" dedi.
'BU BİLGİM DUYUMA DAYALIDIR'
Şahin, hava harekâtına yönelik istihbaratlar konusunda da daha önce gündeme getirilen önemli bir iddiayı ifadesinde dile getirdi: "Emin olmamakla birlikte görüntülerin ilk tespit edildiği bölgede bir hareketlilik olduğu bilgisinin Irak'ın kuzeyinde faaliyet gösteren ABD'nin predatör İHA'sı tarafından Türk makamlarına bildirildiğini, bu bilgi üzerine sorumlu birliklerin tamamının görüntüyü izlemeye başladığını biliyorum, bu bilgim duyuma dayalıdır. Kim ya da kimlerden duyduğumu hatırlamıyorum. Buna ilişkin bilgi predatör faaliyetlerini takip eden Genelkurmay Karargâhı'nda olsa gerek."
Şahin'in telefonla arayarak grubun kaçakçı olduğunu bildirdiğini teyit eden Diyarbakır 2. Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Şubesi'nde Harp Subayı olarak görev yapan Binbaşı İsmail Gökhan Humalı da ifadesinde "2. İHA Filo Komutanı Ali İhsan Şahin telefonla aradı. Hedeftekilerin terörist olmayabileceğini ve yapılması planlanan hava taarruzundan haberdar olduğunu söyledi. Telefonla konuşurken yanımda olan 2. BHHM amiri Albay Ahmet Kazdal'a, Ali İhsan Binbaşı'nın söylediklerini aktardım. Ahmet Kazdal Albay herhangi bir girişimde bulundu mu bilmiyorum" dedi.
2. BHHM Amiri Kurmay Albay Ahmet Kazdal da Batman İHO Filo Komutanlığı ile yaptığı görüşmelerden sonra gruptakilerin kaçakçı olduğuna dair kanaatleri olduğunu belirterek bu kanaatin hava taarruzuna karar verilmeden önce kendisine iletildiğini kabul etti.
'ASKERİ HİYERARŞİYE AYKIRI OLACAĞI İÇİN TARTIŞMADIK'
Kazdal, hava taarruzuna karar verildikten sonra da grubun kaçakçı olduğuna ilişkin kanaatinin devam ettiğini belirterek "2. Ordu Komutanlığı ile ya da üst komutanlıklarla yeniden mutabakata varılması için görüşme yapılması talebinin iletilip iletilmediğini hatırlamıyorum. Bu tür bir talep iletilmişse de bu talebi karşılayıp üst makamlarla görüşme yapıp yapmadığımı hatırlamıyorum" dedi.
Kazdal, hava taarruzu için emir geldikten sonra bunu "askeri hiyerarşiye aykırı olacağı için" tartışmadıklarını da söyledi.
'TERÖRİST OLSALAR TOP ATIŞLARINI FARK EDİNCE DAĞILMALARI GEREK'
Şırnak Çakırsöğüt Jandarma Komanda Tugay Komutanı Tuğgeneral Niyazi Erhan Patır da Genelkurmay Askeri Savcılığı'na verdiği ifadede İHA'nın aktardığı görüntülerdeki kişilerin kaçakçı olduklarını değerlendirdiklerini belirterek, görüntüleri izlerken Tümen Komutanı Tümgeneral İlhan Bölük'ün de grubun kaçakçı olduğu görüşünü paylaştığını ve "terörist olmaları halinde aydınlatma mermilerini ve top atışlarını fark edince dağılmaları" gerektiğini söylediğini aktardı.
ULUDERE'DE NE OLMUŞTU?
Şırnak'ın Uludere ilçesinde (Roboski) 28 Aralık 2011'de TSK F-16 savaş uçaklarıyla PKK'li grubun girdiği bilgisi üzerine yaptığı bombardıman sonucunda 35 kişi yaşamını yitirdi. Söz konusu operasyonda hayatını kaybedenlerin, Irak'tan Türkiye'ye mazot ve sigara getirmek için PKK'nın kullandığı yol üzerinden geçen bir kaçakçı kafilesi olduğu anlaşılmıştı.