CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk'e, kızı Prof. Dr. Aslı Baykal Ataman'ın FETÖ soruşturmaları kapsamında Emniyet'e götürülmek istendiğini ve polislerin, görev yaptığı Akdeniz Üniversitesi'ndeki odasına arama yapmaya geldiğini anlattı.
'FETÖ İLE UZAKTAN YAKINDAN İLGİLERİ YOK'
Kızı Aslı Baykal ile görüştüğünü belirten Deniz Baykal, "Böyle şey olmaz… Kızım, odaları aranan ve emniyete götürülmek istenen 100'den fazla akademisyeni şahsen tanıdığını belirtti. FETÖ yapılanmasıyla uzaktan yakından ilgilerinin olmadığını söyledi" dedi.
'KIZIMIN ODASININ ARANACAĞINDAN BAŞSAVCI'NIN HABERİ YOKTU'
"Kızım Prof. Dr. Aslı Baykal Ataman, 28 Temmuz Perşembe günü bana telefon etti. Polislerin, odasında aramak yapmak istediğini bildirdi. ‘Hayrola bir şey mi var?' diye sorduğumda ‘Hiçbir şey bilmiyorum' karşılığını verdi. Bu girişimin içeriğini öğrenmek için Antalya Cumhuriyet Başsavcısı'na telefon edip hangi yazıya dayanarak arama yapılmak istendiğini sordum. Başsavcı haberinin olmadığını, daha sonra beni arayacağını söyledi. Aradığında ‘FETÖ örgütü üyeliği' suçlamasıyla bir karar alındığını, o karar çerçevesinde Akdeniz Üniversitesi'nde arama yapıldığını bildirdi. Bu arada Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'la da konuştum. O arada kızım aradı, odasında arama yapmak isteyen polislerin odadan çıktıklarını bildirdi. Yani Aslı'nın odasında arama yapılmadı, arama girişiminde bulunulmuş oldu.
'YANLIŞLIĞI KABUL ETTİLER'
Odada arama yapmak için gelenler orada tutanak bile tutmuyorlar. İnsanlar haksız, hukuksuz bir biçimde gözaltına alınıyor, sonra ilin valisi Münir Karaloğlu çıkıp "Yanlışlık yapıldı, haklarını helal etsinler" diyor. Sağdan soldan derleme bilgilerle yola çıkıldığı anlaşılıyor. Başsavcıya da net şekilde söyledim. Yanlışlık yapıldığını kabul etti. Koyu Atatürkçü, cumhuriyetçi, sağlam CHP'li olanlar ya da onların kamu görevlisi çocukları açığa alındı. Kamu kuruluşlarının idari birimlerine amirlerinden yazı geliyor. FETÖ'cü olarak bilinenlerin isim listesi isteniyor. Bu ne demektir? Emniyet ve savcının görevi, idare amirine tevdi ediliyor. Bu olamaz. Tehlikeli uygulamalar.
Ergenekon olarak bilinen davada da kişilere, "Sen Ergenekoncusun" deniliyordu. Ergenekon örgütüyle ilişkilerinin olmadığını kanıtlamaları isteniyordu. Aynı durum FETÖ için de geçerli. Kişilere "FETÖ'cü olmadığını kanıtla" deniliyor. Hakimin karşısına çıkarılmıyorlar.
'YER BULAMAYINCA DAĞITTILAR'
Antalya Akdeniz Üniversitesi'nde 200 kişinin çalışma odasına giriliyor. Bu kadar önemli ameliyatların yapıldığı fakültede, polis kapılara dayanıyor, "Ver bilgisayarını, ver telefonunu" deniliyor. Gözaltına alınanları Antalya'da koyacak yer bulamadıkları için bir kısmını Serik, Aksu, Döşemealtı'na dağıtıp tıktılar. Bunlar yapıldıktan 3 gün sonra vali özür diledi."