Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği (IAEE) Başkanı ve Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Türk Akımı'nı ‘tam bir kazan-kazan projesi' olarak niteleyerek, "Türk Akımı tam bir kazan-kazan projesi. Bu proje, hem Türkiye'nin hem Rusya'nın hem de aslında Avrupa'nın kazanacağı bir proje. Bu projenin tıkanması aslında talihsizdi ama bu ziyaret ve görüşmeyle birlikte şimdi bu projenin önünün tekrar açılacağını düşünüyorum" dedi.
Güvenlik ve enerji politikaları uzmanı Hasan Selim Özertem ise Rusya'nın, Ukrayna'dan geçen doğalgaz boru hatlarını kapatmayı düşündüğünü ve Türk Akımı'nın bu hatta alternatif olacağını ifade etti: "Türk Akımı'nın özellikle Avrupa'ya uzanacak ayağıyla ilgili ise Türkiye ve Rusya'nın dışında bir inisiyatif alınması gerekiyor" dedi. Özertem, "AB'nin yaz döneminde yapılan oylamasında Rusya'ya yaptırımların devamı yönünde karar aldığını görüyoruz, o yüzden de AB ile Rusya arasında bir soğukluk mevcut. Önümüzdeki dönemde bu siyasi tansiyonun gerilemesi söz konusu olursa pek tabii ki Türk Akımı'nın Avrupa boyutunun tekrar gündeme gelebileceği ve bunun hukuki normlara da uyması durumunda rahatlıkla yapılabileceği inancındayım" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Kasım 2015'te bir Rus uçağının Suriye sınırında Türk jetleri tarafından düşürülmesinin ardından yaşanan krizin aşılmasıyla birlikte 9 Ağustos'ta Rusya'yı ziyaret ederek Rusya Devlet Başkanı Putin'le görüşecek. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, bugün yaptığı açıklamada Putin-Erdoğan görüşmesinde iki ülke ilişkilerinin yeniden inşasının ele alınacağını bildirdi.
Uzmanlar, Türk Akımı konusunda yaşanabilecek gelişmeleri Sputnik'e değerlendirdi. Türk Akımı projesini ‘tam bir kazan-kazan projesi' olarak nitelendiren Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, "Bu proje, hem Türkiye'nin hem Rusya'nın hem de aslında Avrupa'nın kazanacağı bir proje. Bu projenin tıkanması aslında talihsizdi ama bu ziyaret ve görüşmeyle birlikte şimdi bu projenin önünün tekrar açılacağını düşünüyorum" dedi.
‘UKRAYNA HATTI KAPATILIRSA AVRUPA DARBOĞAZA DÜŞER, TÜRK AKIMI BUNA ÇARE OLUR'
Türk Akımı projesinin Avrupa için de önemli olduğunu söyleyen Kumbaroğlu, Almanya ve Rusya'nın Kuzey Akımı'nın yanı sıra şimdi Kuzey Akım-2 projesi üzerinde prensipte anlaşmaya vardığını ancak AB'de buna karşı çok ciddi muhalefetin olduğunu kaydetti. "Avrupa Komisyonu'ndan bunun geçmesi mümkün görünmüyor. Türk Akımı projesi ise AB onayı gerektirmiyor Türkiye AB üyesi olmadığı için, öyle bir sıkıntı yok" diyen Kumbaroğlu, şöyle devam etti:
"Avrupa'nın bu gaza ihtiyacı var aslında. Rusya, Ukrayna üzerinden giden hattı kapatacağını ifade ediyor. Bu hat kapatılırsa eğer zaten o zaman Rusya'nın bu Türk Akımı projesiyle getireceği gaz olmadan Avrupa darboğaza düşecek durumda. Çünkü ciddi miktarlardan bahsediyoruz, bu miktarın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ile karşılanması mümkün değil."
Güvenlik ve enerji politikaları uzmanı Hasan Selim Özertem ise Türk Akımı projesinin ciddi anlamda dönüşüme uğradığını, önce 63 milyar metreküp doğalgaz aktarımının yapılmasının öngörüldüğünü ancak Kuzey Akım projesiyle birlikte Türk Akımı'nın kapasitesinin 32 milyar metreküpe çekilmesinin gündeme geldiğini anımsattı. Özertem de Ukrayna üzerinden geçecek gaz miktarının minimuma indirilmesinin gündemde olduğuna dikkat çekerek "Bu açıdan Türk Akımı gerçekleşecekse ben ilk aşamada Türkiye'nin doğrudan Ukrayna üzerinden almış olduğu gaza alternatif bir Trakya'ya gelebilecek boru hattının ilk fazının gündeme geleceği düşüncesindeyim. Bunun ardından eğer AB-Rusya ilişkilerinde bir değişiklik olursa ikinci bir hattın Yunanistan ya da Bulgaristan'a gitmesi söz konusu olabilir. Bu da Rusya'nın Gazprom şirketinin vereceği stratejik kararla da ilgili ama ilk aşamada ben Rus yönetiminin hedefinin, Ukrayna üzerinden geçecek gaz miktarının minimuma indirilmesi ve bu bağlamda transit ülkelerin aradan çıkartılarak Türkiye'ye doğrudan 15-16 milyar metreküplük bir gaz akışının sağlanacağı bir altyapının inşa edilmesi olduğu inancındayım" dedi.
‘TÜRK AKIMI'NIN AVRUPA AYAĞI İÇİN AB'NİN TUTUMU ÖNEMLİ'
Türk Akımı projesinin Avrupa'ya uzanacak ayağıyla ilgili AB'nin tutumunun kritik önem taşıdığına dikkat çeken Özertem, "Türk Akımı'nın özellikle Avrupa'ya uzanacak ayağıyla ilgili ise Türkiye ve Rusya'nın dışında bir inisiyatif alınması gerekiyor. Brüksel'in, Yunanistan'ın tavrı önemli, bölgede bu gazı alabilecek pazarların oluşturulmasında izlenecek strateji önemli. Bu bağlamda birkaç tane belirsizlik var. AB'nin yaz döneminde yapılan oylamasında Rusya'ya yaptırımların devamı yönünde karar aldığını görüyoruz, o yüzden de AB ile Rusya arasında bir soğukluk mevcut. Önümüzdeki dönemde bu siyasi tansiyonun gerilemesi söz konusu olursa pek tabii ki Türk Akımı'nın Avrupa boyutunun tekrar gündeme gelebileceği ve bunun hukuki normlara da uyması durumunda rahatlıkla yapılabileceği inancındayım" diye konuştu.
Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Türk Akımı için herhangi bir güvenlik riskinin olmadığını belirtti. Kumbaroğlu, "Türk Akımı Karadeniz'in altından geliyor, Kıyıköy'de karaya çıkıyor, oradan Yunanistan sınırına gidiyor. Burada güvenlik açısından Türkiye'nin en güvenilir bölgelerinden geçiyor. İran'dan ya da Irak'tan gelecek boru hattı çok daha yüksek güvenlik riski taşır bölgedeki durum nedeniyle. Ama Türk Akımı projesinde böyle bir güvenlik riski olduğunu ben düşünmüyorum" diye konuştu.
‘İKTİSADİ GÜVENLİK RİSKİNİ NOT ETMEK GEREKİYOR'
Özertem, Türk Akımı boru hattı için herhangi bir güvenlik riski oluşturan durumun söz konusu olmadığını ifade ederken hattın inşası açısından ‘iktisadi güvenlik riski'ni not etmek gerektiğini söyledi. Özertem, şöyle konuştu:
"İktisadi risk açısından baktığımızda şunu göz önünde bulundurmak gerekiyor, Rus ekonomisi düşen petrol fiyatlarından dolayı belli kırılganlıkları hâlâ barındırıyor. Ciddi anlamda başka harcamaları var, burada bir kaynak sıkışıklığı söz konusu. Öte yandan Türkiye açısından da baktığımızda bunun yükünü alacak bir inisiyatif olduğunu görmüyoruz. Çünkü Rusya'nın bunu yapma konusunda hevesli olduğu bir durum var. Uluslararası anlamda yaptırımlar devam ediyor Rusya'ya. Finansal kaynak bulma konusunda yine belli kısıtlar var. Bu iktisadi güvenlik riskini not etmek gerekiyor."
‘ABD GAZI, AVRUPA'NIN İHTİYACINI KARŞILAYACAK GÜÇTE DEĞİL'
ABD'nin Türk Akımı'na nasıl yaklaşacağı konusunda konuşan Kumbaroğlu, ABD'nin de Avrupa'ya sıvılaştırılmış doğalgaz satmaya başladığına dikkat çekerken "Bu yıl sıvılaştırılmış doğalgaz ilk olarak Nisan ayında ABD'den Portekiz'e geldi. Bu, giderek artacak, ABD'den Avrupa'ya sıvılaştırılmış doğalgaz gelecek ama Avrupa'nın batısına gelecek ve sıvılaştırılmış doğalgaz miktar olarak Avrupa'nın artan ihtiyacını zaten karşılayacak güçte değil. Bir rekabet söz konusu ama doğrudan değil, Rusya'dan gelen gaz Avrupa'nın güneydoğusuna daha çok hitap ediyor, ABD'den gelen gaz ise daha çok batısına hitap ediyor.
Kumbaroğlu, Türk Akımı projesinin, Türkiye'nin halen üzerinde çalıştığı TANAP gibi Azerbaycan ve diğer ülkelerden gelecek doğalgazı Avrupa'ya taşıması öngörülen doğalgaz boru hattı projeleriyle rekabet içinde olamayacağını, bu projelerin hepsinin birbirini destekleyen projeler olduğunu ifade etti. Kumbaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"TANAP, Türk Akımı'nın ilk kapasitesinin yaklaşık yarısı miktarda bir proje. Avrupa'nın artan enerji talebine, ileriki yılların projeksiyonlarına baktığınız zaman bütün hepsinde artan bir gaz talebi ortaya çıkıyor. Son yıllarda belki ekonomik durgunluk nedeniyle hızlı bir artış yaşanmadı Avrupa'da gaz talebinde ama bundan sonra gaz talebinin artması bekleniyor. Görece ucuz ve temiz bir yakıt olarak sürekliliği olan bir yakıt olarak doğalgaz öne çıkıyor, bu yüzyılın yakıtı doğalgaz diyebiliriz. Bu nedenle aslında bu farklı farklı kaynakların hepsine ihtiyaç var. Ve bunları birbirini tamamlayan projeler olarak görüyorum. Çünkü tek bir ülkeye bağımlı kalındığı zaman arz güvenliği konusu ortaya çıkıyor. Mutlaka kaynak çeşitliliği sağlanması gerekiyor. Onun için ben bu farklı projelerin hepsini ortak bir merkezde toplayacak bir yapı içerisinde AB'nin de desteğini almanın mümkün olacağını düşünüyorum, Türk akımı projesine de."
Hasan Selim Özertem de Türk Akımı'nın TANAP ile rekabet halinde olmayacağını ifade ederek "TANAP'ın ilk fazında zaten 6 milyar metreküplük gaz, Türkiye'nin önümüzdeki dönem tüketim haritasında yer alan bir durum. Ama bunun ötesinde hattın genişletilmesi TANAP için de söz konusu, Türk Akımı için de söz konusu olacak. Önümüzdeki dönemde TANAP'ın ikinci fazı, Türk Akımı'nın ikinci fazı ve İsrail gazı, Irak'tan gelebilecek gaz gibi kaynaklar birbiriyle rekabet edebilir. Burada en iyi fiyatı veren ve en iyi altyapıya sahip ülkeler de avantajlı konuma gelecektir" dedi.