Avrupa'nın 15 Temmuz darbe girişimi karşısındaki tepkisizliğine bir eleştiri de İsveç'in eski Dışişleri Bakanı Carl Bildt'ten geldi. ABD merkezli Politiko dergisi için bir makale kaleme alan Bild, "Brüksel uyuyor mu, yoksa sadece cahil mi" diye sordu. Bildt, "Türkiye'de başarılı bir darbe yüksel olasılıkla ülkeyi iç savaşa sürüklerdi ve bunun sonuçları çok daha büyük olabilirdi. Milyonlarca Tük vatandaşı şiddet, kaos ve ölümden kaçarak ve Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı 2 milyon Suriyeli'ye katılarak Avrupa'ya yelken açabilirdi. Bu durumda, AB, 2015‘te yaşanandan daha büyük ölçüde bir sığınmacı felaketiyle karşılaşabilirdi" diye yazdı.
İsveçli eski bakan, "Darbe gecesi AB'nin yaşananları kınaması zaman aldı ve darbe teşebbüsü sonrasında da üst düzey AB yetkilileri Türkiye'yi ziyarete gitmedi, onun yerine Türk makamlarının attığı adımları sorgulamaya giriştiler" eleştirisinde bulundu. Bildt, 9 Ağustos'ta Erdoğan ile Rusya'da görüşecek olan devlet başkanı Vladimir Putin'i kastederek "Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, darbeden sonra Erdoğan ile görüşen ilk lider olursa bu Avrupa için bir yüz karasıdır" ifadelerini kullandı.
'AB, DAHA ÖNCE BİR DARBEYE ŞAHİT OLMADI'
AB'nin hiçbir üye ülkesinde veya aday ülkesinde ciddi bir askeri darbe girişimine şahit olmadığına dikkati çeken Bildt, "Gerek Macaristan, gerekse diğer yerlerde, bizim hukukun egemenliği konseptine yönelik sıkıntılarımız, darbeciler tarafından televizyon kanallarının işgali, parlamentonun bombalanması ve seçilmiş Cumhurbaşkanının esir alınması yanında zayıf kalıyor." ifadelerini kullandı.
Darbe gecesinde AB'nin tepkisine ilişkin Bildt, şunları kaydetti:
"Darbe gecesinde AB'nin olanları kınaması zaman aldı. Darbe girişimi sonrasında Türkiye'ye, aday ülkeye, onun anayasal düzenine karşı yaşadığı en ağır tehdide rağmen destek vermek için kıdemli AB temsilcilerinin Türkiye'ye ziyaretine yönelik bir işaret görülmüyor. Bunun yerine Avrupa liderleri hızla, Türk yetkililerin Gülen hareketi güçlerini temizlemeye yönelik aldığı önlemleri sorgulamaya başladı. Fransa'nın kasım ayında Paris terör saldırıları sonrasında aynı uygulamayı yaptığını unutan AB liderleri, Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini askıya almak istediğinde, bunu onaylamadıklarını yüksek sesle dillendirdi. Hiç şüpheniz olmasın, Türkiye'nin kendisini ve anayasal düzenini devirmeye çalışan güçlere karşı gerekli önlemleri almak ve kendisini korumak hakkı ve Türkiye bunu yapmak zorunda. Türkiye'nin aldığı tedbirlerin çok ileriye giderek ciddi bir risk oluşturacağına yönelik bir soru işareti yok. Samimiyetle umuyorum ki olaylar sakinleşince Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi durumu çok dikkatlice inceleyecek"
'AVRUPA AHLAKİ OTORİTESİNİ KAYBETME RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA'
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland'ın bu hafta Ankara'ya gitme planının olumlu olduğunu belirten Bildt, "Avrupa, özellikle darbenin kendisiyle bağlı konulara yaklaşımını gözden geçirmezse ahlaki otoritesini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalır. AB'nin 2013'teki Mısır darbesine karşı utanç verici yaklaşımı da bu alandaki pozisyonunu erozyona uğratmıştır" değerlendirmesinde bulundu.
Bildt, "Eğer AB liderleri, Türkiye'ye derhal gitmiş, darbe kabusuna karşı desteklerini hızla sunmuş, Türk halkını tebrik etmiş, Cumhurbaşkanı ile hükümetle ve Meclisin liderleriyle beraber oturmuş olsaydı, AB bugün daha iyi bir pozisyonda olurdu. Bu durumda, Avrupa en azından siyasi ideallerini ve demokratik değerlerini savunmayı denemiş olurdu" ifadesini kullandı.