Sosyal paylaşım sayfasında 15 Temmuz darbe girişimini yorumlayan Türk diplomat Gazigil, "Darbeyi yenmiş olmak yetmiyor. Şimdi bir de 'neden darbeye karşı çıktınız ey Türk halkı, hiç mi insafınız yok?' diyenlerle uğraşmak gerekiyor. Gezi eylemlerinden başlayarak, ülkemizin atlattığı son yıllardaki bütün büyük badireleri Moskova'dan takip ettim. Görevim dolayısıyla sadece takip etmekle değil, gelişmeleri buradaki basına ve kamuoyuna anlatmakla da yükümlüyüm. Haliyle yaşanan her olaydan sonra basın mensuplarının taarruzuna uğruyor ve günler boyunca aslında neler yaşandığını gazetecilere anlatmaya çalışıyorum. Darbe teşebbüsü sonrasında da aynı şey oldu. Bir anda medyanın bütün gündemini Türkiye’ye dair haberler işgal etmeye başladı. Batı medyasından kopyala yapıştır yöntemi ile yapılan haberler yetmiyormuş gibi, yorumların da kopyalanmaya başlamasından sonra darbeyi atlatmış olmanın sevinci, yerini, durumun vehametini ve derinliğini anlamayanlara izahat yapmanın zorluğuna bıraktı" ifadelerini kullandı.
'BİR DİN ADAMI DEVLETİN TÜM KİLİT MEVZİLERİNİ ELE GEÇİRMEK İÇİN ÖRGÜT KURMUŞ'
Türk diplomat sözlerine şöyle devam etti: "Telefonumu arayan her basın mensubuna 'Fethullah Gülen ile ilgili Türk halkının görüşünü biliyor musunuz? Bu yapılanmanın Türkiye’nin son 40 yılındaki rolünden haberiniz var mı?' sorularını yönelttiğimde, 'Amerika'da yaşayan ılımlı Müslüman bir vaizmiş ve IŞİD’e karşı çıkıyormuş. Hükümetiniz de bu adamı kendisine tehdit olarak görüyor ve kendisi ile mücadele ediyormuş. Öyle diyorlar' cevabını alıyorum. Neredeyse her birine Gülenizmin alfabesinden başlayarak meselenin derinliğini anlatmak gerekiyor. Bazılarına 'Türkiye’ye gidip halkla konuşun, göreceksiniz ki Türk halkı sizin hiç beklemediğiniz cevaplar verecektir' diyorum. Rasputin’den bu yana böyle bir din adamıyla karşılaşmamış bir ülkede, bir din adamının devletin bütün kilit mevzilerini ele geçirmek için örgüt kurmuş olabileceğini ve sonuçta meşru hükümeti darbe ile düşürmeye teşebbüs etiğini anlatmanın zorluğu ortada. Rasputin’in silahlı ve milyonlarca insanı kendine bağlamış hali diyorum. Bunu biraz anlıyorlar. Bir muhatabım 'ama sokağa çıkanlar Allahü Ekber!' diye bağırıyor ve bu çok korkutucu diyor. Ben de 'biz Müslümanlar namaz kılarken tekbir getiririz, sevindiğimizde veya üzüldüğümüzde de tekbir getiririz. Bunun sizi korkutmaması gerekir' diye cevap veriyorum."