"Dış dünyada bizimle ittifak içerisinde olan, bize destek mesajları gönderen bütün müttefiklerimize teşekkür ediyorum" diyen Çelik, "Kuşkusuz, ortak değerlerimize, güçlü bir Avrupa ülkesi olarak demokrasisine sahip çıkması, güçlü halka sahip çıkması çok değerli. Ancak müttefiklerimizin darbenin girişiminin üzerinden bir hafta geçmesine rağmen Türkiye'yi ziyaret etmemesini şaşkınlıkla karşılıyorum" diye konuştu
Ankara'da basın açıklaması yapan Çelik'in açıklamaları şöyle:
Dini kavramlarla temellendirmeye çalışmış bu terör örgütünün başı olan şahıstan doğrudan emir alan, asker üniforması darbeci seri katiller yönetimimize ateş açmışlardır. TBMM'yi bombalamış, milletvekillerini öldürmeye çalışmışlardır. Söz konusu örgütün başı olan Fethullah Gülen Usame Bin Ladin'den daha tehlikeli bir şahıs diyebiliriz. Bu şahıs, sürekli olarak hoşgörü, diyalog gibi birtakım muşakkalar arkasına sığınarak son derece tehlikeli operasyonlar yürütmektedir.
Karşımızda hiç kimsenin birtakım yorumculara bakarak maruz göreceği biri değil, Usame Bin Ladin'den daha tehlikeli, en sert terör operasyonlarına imza atan bir şahıs.
‘CUMHURBAŞKANIMIZ VE AİLESİNİN HAYATINI TEHLİKEYE ATILMIŞTIR'
Meşru hükümeti yok etmeye çalışıyorlar ancak tablo çok daha vahim. Türkiye'yi Irak'taki istikrarsızlığın bir parçası haline getirmek, Türkiye'yi uzun yıllar kaos içerisinde tutacak bir amaçları olduğu açık ve net bir şekilde görülüyor. Türkiye'ye istikrar çağrısı yapanların, "Şiddetten uzak durun" çağrısı yapanların, Türkiye'yi şiddet sarmalı içine sokmaya çalışan bu yapıya karşı açıkça mücadele içerisinde olmaları gerekir. Cumhurbaşkanımız ve ailesinin hayatını tehlikeye atılmıştır, TBMM bombalanmıştır, en üzücü olanıysa sivil vatandaşlarımız çeşitli şekillerde devletin verdiği üniformayı giymiş seri katiller tarafından öldürülmüştür. Kendi silah arkadaşlarını öldürmüşlerdir, yakın arkadaşlarını öldürmüşlerdir. Vatandaşlarımızın sokağa çıkarak demokrasiye çıkmaları, dünya demokrasi tarihini temize çekmiştir. Bir halkın topyekun şehadeti göz önüne alarak tankların üzerine yürümesi, bayraklara sarılarak karşı çıkması dünya tarihinde görülmüş olay değildir. Egemenliğini korumak için bir millet ölümü göze almıştır, darbecilere karşı koymuştur.
‘MÜTTEFİKLERİMİZİN TÜRKİYE'Yİ ZİYARET ETMEMESİNİ ŞAŞKINLIKLA KARŞILIYORUM'
Dış dünyada bizimle ittifak içerisinde olan, bize destek mesajları gönderen bütün müttefiklerimize teşekkür ediyorum. Kuşkusuz, ortak değerlerimize, güçlü bir Avrupa ülkesi olarak demokrasisine sahip çıkması, güçlü halka sahip çıkması çok değerli.
Ancak müttefiklerimizin darbenin girişiminin üzerinden bir hafta geçmesine rağmen Türkiye'yi ziyaret etmemesini şaşkınlıkla karşılıyorum. Türkiye'yi ziyaret etmelerini ve Türk devlet adamlarıyla yan yana durarak ortak değerlerimiz konusunda Ankara'dan bir ses yükseltmelerini beklerdim. Biz demokrasimizi koruyacak güce sahibiz, ama eğer bu dediğim şekilde fiziki varlıklarıyla burada olup Cumhurbaşkanı ve Başbakanımızla birlikte olsalardı, terör örgütlerine karşı mesaj verselerdi.
Biz eleştiriden kaçmıyoruz, eleştirmek demokrasinin temel ilkelerindendir. Ama bir cümleyle darbeyi eleştirdikten sonra ‘ama' diyerek Türkiye'nin Cumhurbaşkanı'nın, Başbakanı'nın demokratik değerlerine bağlılığını sorgulamasını asla kabul etmiyoruz. Biz ne dedik? "Kayıtsız şartsız Fransız halkının yanındayız" Tanklara karşı direnerek demokrasiye sahip çıkanların alkışlanması gerek, onun için ‘ama'lı eleştirilerin birtakım soru işaretlerine yol açmaması gereklidir.
Geçmişte demokrasiyi kısıtlamak için OHAL ilan ediliyordu, bugün ise demokratik düzenimizi, hukuk devletimizi, vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerini korumak için bu darbe hareketine karşı bir güvenlik seti hazırlanmıştır. Bizim OHAL'i düzenleyen anayasa maddemiz, söz konusu anayasamızın 15. maddesindeki düzenlemeyle AİHS'te yer alan 15. maddeyle karşılaştırıldığında bizdekinin çok daha özgür olduğu görülmektedir.
‘TÜRKİYE, AB'DE DE TEMSİL EDİLEN DEMOKRATİK DEĞERLERE NASIL SAHİP ÇIKTIĞINI TANKLARIN ÖNÜNDE DURARAK GÖSTERMİŞTİR'
Taraflara telkinde bulunamazsınız, şiddetle kınamanız gereken şey Türk demokrasisinin yanında durmak, Türk halkının yanında durmak demokratik sınav hükmündedir. Bundan sonraki beklentimiz Avrupa ülkelerinin Türkiye ile yeni bir sayfa açmaları, Türk demokrasisine sahip çıkmalarıdır. Bugün Türkiye, AB'de de temsil edilen demokratik değerlere nasıl sahip çıktığını tankların önünde durarak göstermiştir. Biz bunu geçmişte de yaptık, terör saldırısı olan ülkeye gidip dayanışma mesajı verdik. Bugün yapılması gereken, Cumhurbaşkanı'nın, Başbakanı'nın demokratik değerlerini sorgulamak değil, Türkiye ile kayıtsız şartsız yan yana durma günüdür.
Bir NATO ordusu olan ordumuzun içinde dini diktatörlük kurma faaliyeti, diğer NATO ülkeleri için de son derece önemlidir. Yaşananlar, diğer NATO ülkelerine de uyarı niteliğindedir.