Türk hükümeti bu çerçevede beş Avrupa sözleşmesine ek protokollerle ilgili onay belgelerini bu hafta Strasbourg'da Avrupa Konseyi'ne iletti. Ankara'nın onay belgelerini sunduğu protokoller ceza işlerinde karşılıklı adli yardım ve suçluların iadesini kapsıyor.
Ankara'nın böylelikle Mart 2016'dan bu yana Avrupa Konseyi cephesinde imzaladığı sözleşme ve protokol sayısı beşe, onayladığı sözleşme ve protokol sayısı ise 11'e yükselmiş oldu.
TÜRKİYE'NİN ARTI HANESİNE EKLENECEK
Onaylanan sözleşmeler arasında şunlar var:
Avrupa Konseyi İnsan Ticaretine Karşı Eylem Sözleşmesi
Suç Gelirlerinin Aklanması, Araştırılması, El Konulması, Müsaderesi ve Terörizmin Finansmanına İlişkin Avrupa Sözleşmesi
Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması Sözleşmesi
İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek Protokoller.
Tüm bunlar vize serbestisi konusunda Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanacak değerlendirme raporlarında Türkiye'nin artı hanesine eklenecek.
AP Başkanı Martin Schulz ve parlamentodaki siyasi grupların liderlerinden oluşan AP Başkanlık Divanı, ‘Türkiye tüm kriterleri yerine getirene ve getirdiğine dair Avrupa Komisyonu yazılı güvence verene kadar' Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize serbestisi konusunu Genel Kurulu gündemine almamayı kararlaştırmıştı.
SAĞCILAR VİZE SERBESTİSİNE KARŞI
AP'de Brexit kararının ardından yeni bir ivme kazanmış olan AB karşıtları, aşırı sağcılar ve ulusal egemenlikçi gruplar Türkiye ile vize serbestisine blok halinde karşı çıkıyor. AP'nin sayıca en kalabalık grubu konumundaki Hristiyan Demokratlar içinde de özellikle Fransız üyeler ‘acele edilmemesi' gerektiğini savunuyor.
AP'de Fransız Hristiyan Demokratların liderliğini yapan Alain Lamassoure, Fransız basınına yaptığı açıklamada, Türkiye ile vize serbestisinin, ‘Suriye'ye gidip Avrupa'ya dönen cihatçıların Türkiye'den rahatlıkla geçmesi ve Türk pasaportu taşıması nedeniyle çok riskli' olduğunu öne sürdü. Türkiye'nin 1990'larda AB ile Gümrük Birliği müzakereleri yürüttüğü dönemde Fransa'nın AB Bakanı olan Lamassoure, AP'de çoğunluğun vize serbestisine karşı olduğunu belirtip, insan hakları, basın özgürlüğü ve Kürt sorunlarını da gerekçe olarak saydı.
Lammassoure, Schulz'tan sonra AP başkanlığı için en kuvvetli adaylar arasında gösteriliyor.
AP'nin Sosyal Demokrat, Liberal, Yeşiller ve Sol grupları ise bireysel hak ve özgürlükler, demokratikleşme, hukuk devleti ve Kürt sorunu gibi alanlarda yaşanan sorunları gerekçe gösterip bu sorunların temelinde büyük ölçüde Türkiye'de yürürlükte olan terörle mücadele yasalarının yattığını savunuyor. Vize serbestisi diyaloğunu, Ankara'nın terörle mücadele yasalarında değişikliğe gitmesi için fırsat olarak görüyorlar.
AP'nin, Avrupa Komisyonu'nun Türkiye-AB Mülteci Uzlaşısı hakkında eylül ayında açıklaması beklenen bir sonraki değerlendirme raporuna göre sonbaharda yeni tutum belirlemesi bekleniyor.