'Türkiye'nin vatandaşlık hamlesi stratejik'

Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın '3 Milyona yakın Suriyeli sığınmacıya vatandaşlık verme' açıklamasını tartışıyor. Erdoğan'ın "İçlerinde kalifikasyonu çok yüksek insanlar var" dediği ve "TOKİ’nin elindeki boş konutlara yerleşebileceklerini" söylediği Suriyelilerle ilgili Türkiye çapında çok cidde tepkiler gündeme taşındı. Mesele ‘Suriyelileri istemiyoruz’ kampanyalar düzenlenmesine varırken, vatandaşlık meselesinin hiçbir sıkıntı yaratmayacağını savunanlar da var.

Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi (IMPR) Kurumsal Politika Belirleme Başkanı Yüksel Yeni, konunun 'Stratejik bir hamle' olduğunu iddia etti.

'ÖRGÜTLÜ KURULUŞLAR HALKIN GERİSİNDE'

Uluslararası kuruluşlarla Suriyeliler için entegrasyon programları düzenleyen IMPR’nin yetkili ismi olan Yüksel Yeni, Türkiye'nin öteden beri bir göç güzergahı olduğunu söyledi. Yeni, BM gibi uluslararası kuruluşları kast ederek, "Gözlemlediğim örgütlü kuruluşlar, 3 milyonluk bu göçün içinde çok az insana ulaşabiliyor. Asıl bu göçü bağrına basan halkımız. Devlet ve uluslararası kuruluşlar bile toplumun gerisinden geliyor. Bizim toplumumuz buna hazır. Stratejik olarak bakmak gerekiyor. Coğrafyamız malesef kaos içinde, biz kavramını kaybettik. Herkes birbiriyle kavgalı. Burada göçü stratejik olarak planlayabilenler, göçle alakalı strateji geliştirebilenler buradaki tüm halklara öncülük yapabilirler" dedi.

'SORUN MODERNİZMDE'

Yeni, mikro ölçekte halkların birbiriyle barışık olduğunu söyleyerek, "Bizim sorunumuz modernizm ile birlikte başlamıştır. Bunun da iki yüz yıllık bir geçmişi, yüz yıllık da bir draması vardır. Biz geleneğin kodlarına dönebilirsek, ortak bir dil geliştirebilirsek ve ulus devlet kodlarının dışına çıkarak 'biz' projesine sahip çıkabilirsek barıştan bahsedebiliriz" diye konuştu.

Türkiye'de yaşayan Suriyeliler konusunda makro ölçekte sıfır denilecek kadar az sorun olduğunu savunan Yeni, "Bu gelenlerin uyumluluğu ve halkımızla alakalı. Ancak oransal olarak değerlendirildiğinde herhangi bir sosyolojik kesimin sorunlarından çok daha yüksek olan bir sorunla karşı karşıya değiliz. Düz bir bakışla, Batı kodlarıyla değerlendirirsek yanılırız" dedi.

'ASGARİ ÜCRETE İŞÇİ BULAMAYANLAR SURİYELİLERLE KALKINDI'

Suriyelilerin Türkiye'deki işsizliği azalttığını ifade eden Yeni, "Türkiye'de işsizlikle ilgili son istatistikler açıklandı, oranlar düşüyor. Ciddi bir şekilde Suriyeli çalışan var. Ucuz iş gücü tartışmaları yargıyı ilgilendirir. Bunlara negatif veya pozitif ayrımcılık yapılmamıştır. Türkiye'de ciddi biçimde eleman arayan işverenlerimiz var. Bunlar asgari ücretle çalıştırmak istiyorlar ancak Türkiye'deki insanlar bu koşullarda çalışmak istemiyor. Daha önce iş durdurmuş atölyeler artık çalışıyor. Çünkü asgari ücretle Türk işçisi bulamayanlar, asgari ücretle Suriyeli bulmuş. Biliyorsunuz Türkiye'de en yüksek maliyetler iş gücü maliyetleridir. Şu anda bizim iş gücü maliyetlerimiz minimize oluyor. Rekabetimiz artıyor ve ihracatımız pozitif yönde etkileniyor. Ayrıca Suriyeliler arasında sadece işe muhtaç insanlar yok. Yatırımcılar da var. Bunlarla birlikte ülkeye sermaye giriyor" yorumunda bulundu.

'BATIYA GİDENLER GERİ DÖNECEK'

Yeni şöyle devam etti: "Vatandaşlık konusunda dünyada neler uygulanıyor ona bakmak lazım. Buradan insanların Batı'ya göçtüğüne dair bir kanaat var. Bunlarla ilgili somut veriler çıkmış değil. Ben de bilmiyorum. Türkiye aslında vatandaşlık verme girişimiyle stratejik bir hamle yapmıştır. Nitelikli insanlar Türkiye'de kalacaktır ve artık Batı'ya gitmeyecektir. Batıya gidenler bile geri dönecektir. Artık Suriyeliler ben de bu ülkenin bir parçasıyım diyerek niteliklerini ortaya çıkaracaklardır. Bu memleketin kalkınmasına yönlendirecektir."

Çifte vatandaş olmalarında bir sorun olmadığı konusuna Almanya'da yaşayan Türkleri örnek gösteren Yeni, "Almanya'da yaşayan Türklerin çoğu her iki ülkenin de vatandaşı. Yarın bu insanlar vatanlarına dönerken de Türk kimliğiyle dönmelerinde bir sıkıntı olmayacaktır. Suriye'ye döndüklerinde iki ülke arasındaki dostluk, kardeşlik, ekonomik ilişkiler, kültürel ilişkiler daha güçlü olacaktır" diye konuştu.