Önleyici istihbaratın Suriye’den başlaması gerektiğini ve MİT’in bu konuda yeterli olmadığını belirten Yarar, kritik önemdeki bir soruyu da gündeme taşıdı: IŞİD Türkiye’de eylemlerini neden üstlenmiyor? Yarar’a göre, bu sorunun yanıtı bulunmazsa bombalar patlamaya devam edecek.
Atatürk Havalimanı’nı kana bulayan teröristlerin İstanbul’un Fatih ilçesine bağlı Horhor’daki bir apartmanda kaldığı ortaya çıktı. Apartman sakinlerinden birinin de belediyeye ve muhtarlığa şikâyette bulunduğu ancak sonuç alamadığı kamuoyuna yansıdı. Bu noktada yine güvenlik zafiyeti sorusu gündeme geldi. Güvenlik Uzmanı Mete Yarar, güvenlik zafiyeti yok; ama istihbarat yetersizliği var” dedi. Milli İstihbarat Teşkilatı’ndaki yetersizliğe dikkat çekti. Önleyici istihbaratın Türkiye’de gelişmediğini vurguladı:
‘MİT’İN SURİYE VE IRAK’TA OPERASYON YETENEĞİ YOK’
“Güvenlik zafiyeti yok; ama güvenlik yetersizliği var. Yapmanız gerekeni yapamazsanız bunun adı zafiyettir. Ama olmayan bir şey için yetersizlik denir. Şu andaki istihbarat teşkilatının yapısı bu kadar yükü kaldırmaya müsait değil. MİT’in asıl güç yapısı Türkiye’de. Suriye ve Irak’ta operasyon yapma yeteneği yok. İki tane operasyon timi kuruldu ama bu kadar büyük alanda iki tim yeterli değil.
‘TÜRKİYE’DE ÖNLEYİCİ İSTİHBARAT YOK’
Türkiye’de önleyici istihbarat dediğinizde önleyici kısım yok. Önleyici istihbarat dediğimizde eylemi yapmaya çalışan grubu etkisiz hale getirmeyi kastediyoruz. Yoksa önleyici istihbarat birisi bomba koyacak gidip onun yerini bildirmekle ilgili bir şey olarak tanımlayamayız. Önleyici istihbarat Suriye’den başlamalı. Bu adamın buraya gelişin engelleyebiliyorsanız ona önleyici istihbarat deniyor.”
Türkiye’deki mültecilerin ilk etapta parmak izi vermediğini beyan üzerine kimlik çıkarıldığını ve herkesin istediği yere seyahat edebildiğini, bunların da kontrolü imkansız hale getirdiğini hatırlatan Yarar şöyle konuştu:
“3 milyon mültecinin yalnızca yüzde 17’si kimliğini deşifre edecek bilgileri sunmuş durumda. Diğerlerinin kiminin Suriye’den kiminin bereden geldiğini bilgisine sahip değiliz. Ve farklı bölgelerde ikamet ediyorlar. Düzenlemeler yapılırken atlanan bazı durunlar var. Örneğin ilk etapta gelenlerin hiçbirinden parmak izi alınmamıştı. Beyan üzerine kimlik almışlardı. Bu şahısların birçoğu farklı yerlerde bri araya gelerek kendi kimliklerini değiştirdiği öğrenildi. Ve parmak izine bir yıl sonra geçildi. Bazı insanlar Türkiye’de kendini Suriyeli diye tanıtıp ayrıcalıklardan yararlanıyorlar. Bu kadar fazla mülteciye hazır olmamaktan kaynaklanan durumlar var. Bu kadar kontrolsüzlük istihbarat birimlerin işini zorlaştırıyor. Hiç bir kaydı olmayan insansaları takip etmek dünyanın en zor işidir. Böyle bir durumun başımıza geleceği belliydi”
EYLEMİ YAPAN GÜÇ NE?
Mete Yarar’a göre, üst düzey güvenlik önlemleri olan bu yerlerde yapılan eylemlerde asıl amaç insanların güvensiz hissetmesini sağlamak. IŞİD ile mücadele kavramının kontrollü şekilde tutturulması gerektiğini vurgulayan güvenlik uzmanı, Ortadoğu’dan kaçmak ve Avrupa’ya geçmek isteyen militanların uğrak noktası olarak Türkiye’nin görüldüğünü söyledi. Yarar, “IŞİD neden Türkiye’de yapılan eylemleri üstlenmiyor” sorusunun kritik önemde olduğunu vurguladı.:
“IŞİD’in eylem trafiğini önlemek için eylemlerin neden yapıldığını ve amacını bulmanız gerekir. Eylemi Özbekistan, Dağıstan’dan gelen birisi yaptı diyoruz. Bana ne adamın kimliğinden? Bu eylemi orada yaptıran güç ne, neden IŞİD üstlenmiyor? Bunun altında yatan başka güç var. IŞİD’in hücre yapısı El kaide gibi değil tamamen serbest. Spesifik olarak ekonomiye siyasete seçimine yönelik eylemler yapıyor. Fransa’daki Brüksel’deki eylemiyle buradaki eylemi arasında amaç anlamında da farklar var. Fransa’daki ekonomiyi turist yapısını çökertmeye çalışmıyor da Türkiye’deki Alman turistlere saldırıyor. Bu soruları sormadığımız zaman bombalar patlamaya devam edecek.”