Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e gönderdiği özür mektubu için ise, şunları söyledi: "Kendi dış politikamızı da diğer ülkelerin açıklamalarından öğreniyoruz. Kremlin açıklıyor. Kimsin sen özür dileyecek? Türkiye'yi temsil edeceksen, otur adam gibi et. Senin Türkiye'yi temsil etme gücün yoktur. Sınırımızı ihlal eden Rusya. Angajman kurallarını biz belirledik. Sonra Rusya'dan özür diliyorlar" diye konuştu.
Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
‘RUSYA'DAN ÖZÜR DİLİYORLAR. SEN KİMSİN YA ÖZÜR DİLEYECEK?'
Kendi dış politikamızı da diğer ülkelerin açıklamalarından öğreniyoruz. Kremlin açıklıyor. Kimsin sen özür dileyecek? Türkiye'yi temsil edeceksen, otur adam gibi et. Senin Türkiye'yi temsil etme gücün yoktur. Sınırımızı ihlal eden Rusya. Angajman kurallarını biz belirledik. Uçağı düşürme talimatını verme talimatına girdiler. Sonra Rusya'dan özür diliyorlar. Sen kimsin ya özür dileyecek.
Erdoğan, CNN International'de 'Burada özür dilemesi gereken biz değiliz. Hava sahamız ihlal edilmiştir' diyor. Niye özür diliyorsun? Nedir bunların dış politikası önce aslan gibi kükreyeceksin, sonra miyavlayacaksın. Aslan gibi kükrediler, şimdi kedi gibi miyavlıyorlar. Sen miyavlayabilirsin ama Türkiye'ye gölge düşürüyorsun, Türkiye'nin onuru ile oynuyorsun.
‘İSRAİL HALKINI BİR NUMARALI DÜŞMAN İLAN ETTİLER'
Dış politika, iç politikaya malzeme edilmemelidir. Bunlar her seçim öncesi bunu gündeme getirdiler. İsrail halkını bir numaralı düşman ilan ettiler. Ama ne oldu? 8 Eylül 2011'de Erdoğan, 'Gazze'ye yardım gemilerine TSK Donanması eşlik edecek' diyor. Yapıldı mı; yapılmadı. Erdoğan bu sözleri nedeniyle itibarsız. Gönderemedi miyavlayamadı. Bu Türkiye'nin itibarına düşürülen en derin gölgelerden birisidir. 23 Nisan 2013'te 'Gazze'ye gideceğim' diye açıklama yaptı. Sonra 'Mayıs sonunda gideceğim' dedi. Bu arada John Kerry, 'Erdoğan, Gazze'ye gitmemeli' açıklaması yaptı. Erdoğan, 'Kerry'nin açıklaması şık değil, Haziran'da gideceğim' dedi. Hâlâ gidemedi. Dış politikada büyük laf etmeyeceksin, arkasında durmayacağın laf etmeyeceksin, edersen tükürdüğünü sana yalatırlar. 'Mavi Marmara gelsin Aştod Limanı'ndan BM gözleminde götürelim' dediler. İtiraz ettiler ve gerçekleştiremediler. Karşılıklı büyükelçiler çekildi.
‘KENDİSİ KALKIP PUTİN'E MEKTUP YAZIYOR AMA NETANYAHU YAZILI RESMİ ÖZÜR MEKTUBU YAZMIYOR'
Türkiye 3 şart sundu. Biz de destek verdik. Bir şu ana kadar yazılı, resmi bir özür ulaşmış değil. Kendisi kalkıp Putin'e mektup yazıyor ama Netanyahu yazılı resmi özür mektubu yazmıyor. Böyle bir şey hiç olmadı. 20 milyon dolar tazminat ödemeyi kabul ettiler. Doğrudan değil, vakıf aracılığıyla. Buna karşılık 'İsrailli askerlere açılan davalardan vazgeçeceksin ve Meclis'ten çıkan kanunla yapacaksın' diyor. Bunu hangi iktidar kabul eder? Hangi ahlak, hangi inanç kabul eder? Bunlar bunun altına imzayı bastılar.
‘PARLAMENTONUN İRADESİ DE İPOTEK ALTINA ALINIYOR'
Netanyahu, 'Burada ilk konu yargılanan komutan ve askerlerin, gelecekte de sivil ve askeri soruşturmalardan korunmasıdır. Hepsi ortadan kalkacak. Anlaşma Türk parlamentosunun yasa çıkarmasını da içeriyor' diyor. Parlamentonun iradesi de ipotek altına alınıyor. Hangi ahlak kabul eder bunu? Sizde nohut kadar vicdan varsa siz bu davadan hangi gerekçe ile vazgeçiyorsunuz?
‘SÖZDE ORTADOĞU'NUN, DÜNYANIN LİDERİYDİK'
‘MAVİ MARMARA'DA DA AYNISINI YAPSAYDINIZ VATANDAŞLARIMIZ ÖLMEYECEKTİ'
İnsani yardımlar önce Aştod Limanı'na gidecek, İsrail kontrol edecek sonra Gazze'ye gidecek. Önce kabul etmediler, şimdi onların istediği noktaya geldiler. Mavi Marmara'da da aynısını yapsaydınız vatandaşlarımız ölmeyecekti. Attın da attın. Şimdi attığın o lafların hepsini sana yedirdiler. Miden geniş olabilir, ama benim ağrıma gidiyor, Türkiye'nin ağrına gidiyor. 10 vatandaşımız bir anlamda satıldı.
‘CHP İMZALASA TÜRKİYE'DE KIYAMET KOPARDI'
Şimdi başta havuz medyası ve diğer medya olağanüstü başarıymış gibi olayı köpürtüyorlar. Böyle bir anlaşmayı CHP imzalasa Türkiye'de kıyamet kopardı. Sonuçlarını özetleyim.
1- İsrail'in yazılı özür mektubu yok. Türkiye'nin yazılı özür mektubuna ihtiyacı var. Ben Erdoğan'a güvenmiyorum.
2- Ölenlerin ailelerine tazminat ödenmesini İsrail kabul ediyor, buna karşılık tüm davalardan vazgeçeceksin diyor. Bu şu anlama geliyor. Bir İsrail vatandaşı 3 kişiyi öldürdü, '10 milyon dolar veriyorum bu davadan vazgeç' diyor. Hukuk bundan vazgeçemez. Bunu yasa olarak dayatıyor. Bizimkisi 'emredesiniz' diyor.
3- İnsani yardımların Aştod Limanı'na gitmesi oradan Gazze'ye gitmesi var. Bu ablukayı kabul etmek anlamına geliyor. Meşru hale getiriyorsunuz.
4- Ablukanın dışında, Türkiye İsrail'in Gazze üzerindeki egemenliğini kabul etmiş oluyor. Oraya İsrail'in izin vermesiyle gidiyorsunuz.
5- 20 milyon dolarlık tazminata karşılık, İsrail kendi doğalgazını Avrupa'ya götürecek. Netanyahu 'Bu anlaşma muazzam anlam taşıyor' diyor.
6- Anlaşma ile Türkiye İsrail'in NATO'ya girişine izin verdi. Mavi Marmara'dan nerelere…
Bu anlaşmayı imzaladıktan birkaç saat içinde İsrail askerleri Mescid-i Aksa'yı bastılar. Bunlardan bir ses çıkmadı. Seslerini bile çıkaramazlar. Her şeyi satmaya hazırlar. Sen onurunu ve gururunu terör örgütüyle kıyaslıyorsan bunu da yaparsın.
7- Türkiye, Filistin ile ilişkilerini İsrail'in izin verdiği ölçüde yapabilir. İsrail'e devlet olarak, halk olarak karşı değiliz. Ancak Filistin'in bağımsız bir devlet olarak kalması bizim temel politikalarımızdan birisidir.
‘AKP O KADAR SIKIŞTI Kİ TAVİZ VERMEYECEĞİ HİÇBİR ALAN YOK'
İsrail, Gazze ablukasını korudu. NATO üyeliği yolunu açtı. Doğalgaz satışını sağladı. İsrail aleyhine açılan davadan kurtuldu. İsrail'in Gazze egemenliğini Türkiye tanıdı. Resmen özür mektubu göndermedi. Tamamını 20 milyon dolarla yaptı. Bu bir teslimiyet sözleşmesidir.
AKP o kadar sıkıştı ki taviz vermeyeceği hiçbir alan yok. Her türlü tavizi verebilir. Yeter ki kendilerine meşruiyet alanı sağlansın. Hiçbir devlet adamı bunlarla aynı kare içinde görülmek istemiyor. Bu sözleşme bu muhtaçlığı gösteriyor. 20 milyon dolara satın alınan bir irade var. Bu irade Türkiye'nin iradesidir.