Türkiye ile İsrail arasındaki ipler 2010 yılında Mavi Marmara gemisine yapılan ve 10 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan o kanlı müdahale koptu. O yardım gemisinde İHH ve dünyanın dört bir yanından gönüllüler vardı. İsrail ile varılan anlaşma sonrası dikkatler bu nedenle İHH'ya yöneldi.
İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) Başkanı Bülent Yıldırım ilk değerlendirmesini RS FM'de Yavuz Oğhan'a yaptı. Yıldırım "Doğrusu şaşkınız" dedi. Anlaşmadan Türkiye'nin hiçbir şey almadığını iddia eden Yıldırım, "Abluka resmileşti ama ölenlerin yakınları davalardan vazgeçmeyecek" dedi.
‘İSRAİL'İN KAZANÇLI ÇIKTIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ'
Birinci dünya savaşından bu yana ilk kez bir başka devletin askerinin Türk vatandaşlarını öldürdüğünü hatırlatan Bülent Yıldırım'a göre Türkiye'nin elinde hiçbir şey yok:
"Doğrusu biz İHH olarak, şehit yakınları bu konuda biraz şaşkınız. Bunu bir zafer olarak görmüyoruz. İsrail'in kazançlı çıktığını düşünüyoruz. Birinci dünya savaşından bu yana ilk defa bir devletin askeri Türkiyeli sivil insanları öldürdü. Bunun karşılığında birtakım şeyler alınması gerekiyordu. Sadece özür alındı. İsrail ‘özür dilesek de sorumsuzuz, haklı müdahalemden dolayı ortaya çıkan tablodan dolayı özür diliyorum' diyor."
‘TAZMİNAT ALINDI SAYILMAZ'
Peki, ya tazminat ya da Gazze ablukasının yumuşatılması? Bülent Yıldırım, "Zaten özür de özür değil, tazminat da tazminat değil" dedi, ablukanın da resmileştiğini iddia etti:
"Tazminat alındı sayılmaz. Bu İsrail'in işine yarayan sorumsuzluk bedeli. Tazminat nedir? Yaptığı haksız fiilden dolayı alınan bedeldir. Bunun uluslararası emsalleri 1 ila 3 milyar dolar arası. Miktar önemli değil, haksız fiilden dolayı ödenseydi tamam ama İsrail bunu bir bağış olarak veriyor. İsrail ‘ben sorumsuzum, yaptığımda haklıydım, ablukayı yasal görüyorum, istenmeyen gelişmeler oldu, çok insan öldü, Türkiye ile ilişkileri de önemsiyorum, bu nedenle doğan zarara karşılık 20 milyon ödüyorum' diyor. Bu tazminat bu şekilde kabul edilirse Amerika'nın BM'nin kabul etmediği ablukayı resmi olarak Türkiye ve İsrail kabul etmiş oluyor."
‘GAZZE LİMANI AÇILMADI, AŞDOD'DAN ZATEN HERKES YARDIM ULAŞTIRIYOR'
‘Gazze limanının açılmadığı gözden kaçmasın' diyen Bülent Yıldırım, bütün dünyanın İsrail kontrolünde Aşdod limanından Gazze'ye yardımda bulunduğunu anlattı: "Türkiye özürden sonra büyükelçi gönderseydi protokole gerek kalmadan aynı limanı kullanarak, konut hastane gibi yardımları organize edebilirdi."
‘İSRAİL GAZZE'DEKİ DOĞALGAZI ÇIKARMAYI HEDEFLİYOR'
Yıldırım, "Burası gözden kaçıyor. İsrail Gazze'deki doğalgazı çıkarmayı hedefliyor. Gazze karasularında tespit edilen doğalgaz yatakları var. Bu maliyeti çok düşük yataklar. O doğalgazı çıkartıp Avrupa'ya satmak istiyor İsrail. Yani Filistinlilerin malına el koyuyor" dedi.
‘DAVALARDAN VAZGEÇMEK SÖZ KONUSU DEĞİL, DAVA KAN SAHİBİNİNDİR'
Ölenlerin ve yaralananların açtıkları davaların imzalanan protokol ve bu protokolün Meclis'ten geçmesi ile düşeceğine ilişkin iddiaları da doğrulamadı Yıldırım: "Dava kan sahibinindir, bu davaların düşmesi mümkün değil." Peki, tablo hiç mi değişmedi? Bu soruya İHH Başkanı "Şu an artı bir şey görünmüyor" sözleri ile yanıt verdi. Yıldırım'a göre bundan böyle Türkiye, Filistin ile daha ilgili olacak o kadar, ambargonun kaldırıldığı da doğru değil.