Çıray, Başbakan Binali Yıldırım'a da "Cumhurbaşkanı bu görüşmede, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın Kuzey Irak'ta petrol faaliyetleri yürüten aile şirketinin adına birtakım angajmanlara girdi mi?" diye sordu.
‘ABD'NİN AŞAĞILAMASI ÜZÜCÜ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD'de Muhammed Ali'nin cenaze töreninde düştüğü durumunda içini acıttığını kaydeden Çıray, "Yerli ve milli onurumuzu yerle bir etti. Uzun yıllardır kadim dostumuz olan ABD'nin Türkiye'yi temsil eden bir Cumhurbaşkanı'nı bu kadar aşağılaması konusunda da doğrusu üzüldüğümü ifade etmek istiyorum" dedi.
CHP'li Aytun Çıray, İsrail dahil Türkiye'yi komşuları ve bölgesindeki ülkelerle kanlı bıçaklı hale getiren feci dış politikanın yeniden 'yurtta sulh dünyada sulh' rotasına sokulmasına bir itirazı olmadığını, bundan bir sıkıntı duymadığını aksine bundan gayet memnun olduğunu vurguladı. Çıray, "Sırf Türkiye'yi batıran ve adına stratejik derinlik dedikleri bu dış politika felaketi yüzünden başta Antalya ve Güney Ege olmak üzere turizmden ekmek yiyen on binlerce insanımız işsizlik kâbusunun pençesine düştü" dedi.
‘BİNALİ BEY'İN İŞİ ZOR, DIŞ POLİTİKADA İPLER CUMHURBAŞKANI'NDA'
Başbakan Binali Yıldırım'ın facianın farkına vardığını bunun için de 'dostları artıran düşmanları azaltan' bir dış politika izleyeceklerini söylediğini kaydeden Çıray, "Binali Bey'e kolay gelsin ama işi zor, hem de çok zor. Çünkü maalesef dış politikanın ipleri Başbakan'da değil, her alanda olduğu gibi dış politikada ipler Sayın Cumhurbaşkanı'nda" diye konuştu. CHP'li Çıray, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun çok açık delili, Cumhurbaşkanının, Başbakanı tamamen devreden çıkararak, kendi inisiyatifiyle İsrail Enerji Bakanı ile görüşmüş olmasıdır. Bunu nereden biliyorum. Üst düzey bir Dışişleri yetkilisi, bürokratı, açıkça 'böyle bir görüşmeden haberimiz yok, protokole de uygun değil' dedi; diğeri Dışişleri kaynakları tarafından şahsıma verilmiş bilgilerdir.
Çok kullanılan bir söz var biliyorsunuz, ‘gerçeklerin eninde sonunda ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır'. İsrail Enerji Bakanı'nın Sayın Cumhurbaşkanı ile Mart sonunda yaptığı bu görüşme medyaya düşmekle kalmadı, bu görüşmenin İsrail Enerji Bakanı tarafından haber verilen meyvelerinden ilkinin 26 Haziran'da açıklanacak anlaşmayla alınacağı ortaya çıktı.
‘BUNLAR, RADİKAL FANATİZMİN İKTİDARDAKİ TEMSİLCİLERİNİN YENİ YALAN DÜNYASIDIR'
Güya, İsrail ile Türkiye ilişkilerinin normalleşme sürecinde önemli bir viraj alınmış, İsrail bunun için Gazze'ye uygulanan ablukayı kaldırmasa da Türkiye için gevşetecek ve Türkiye'nin burada bir takım altyapının güçlendirilmesine yönelik çalışma yapmasına müsaade edilecekmiş. Neyin karşılığında? Bunlar, radikal fanatizmin iktidardaki temsilcilerinin yeni yalan dünyasıdır. Bu anlaşma, Türkiye'yi bataklığa sokan kanlı ütopik dış politikanın sahibinin mutlak bir hezimetidir. Bu hezimetin bedeli önce Mavi Marmara'da sonra IŞİD ve PKK katillerinin, terör saldırılarında hayatlarını kaybeden vatandaşlarımız tarafından ödenmektedir. Türkiye savaşmadan toprak kaybına uğramaktadır. Türk insanı ve bölgedeki halklar böylesine ağır kayıplara uğrarken, acılarımız büyük çıkarlar ve kazançlara tahvil edilmektedir. "
‘CİDDİ VE ANAYASAL BİR DEVLETE YAKIŞMAYAN BİR GÖRÜŞME'
CHP'li Çıray, İsrail Enerji Bakanı'nın Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmeyi 'ciddi ve anayasal bir devlete yakışmayan görüşme' olarak nitelendirdi. Bunun ciddi şekilde sorgulanması gerektiğini ifade eden Çıray, bu amaçla Başbakan Binali Yıldırım'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na yazılı soru önergesi verdiğini kaydetti. Çıray, Başbakan'dan şu sorularına yanıt istedi:
‘NEDEN GİZLİ TUTULDU?'
— Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mart ayında İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz ile Amerika'da bir görüşme yaptı mı? Yaptı ise bu görüşme sizin bilginiz dahilinde Dışişleri Bakanlığı'nın inisiyatifi ile mi gerçekleşti? Öyle ise görüşme tutanakları Dışişleri Bakanlığı'na teslim edildi mi? Bu görüşmeler sizin bilginiz dâhilinde gerçekleşti ise neden gizli tutuldu?
— Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nın Kuzey Irak'ta Singapur kayıtlı şirketler aracılığıyla yakınları tarafından petrol işleri yaptığı bilinmektedir ve bu işler ayrıca Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından da ifşa edilmiştir ve yalanlanmamıştır. Cumhurbaşkanı bu görüşmede Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın Kuzey Irak'ta petrol faaliyetleri yürüten aile şirketinin adına birtakım angajmanlara girdi mi?
— Sayın Cumhurbaşkanı'nın Sayın Berat Albayrak'ın aile şirketinin ya da yakınlarının çıkarlarını İsrail ile müzakere masasına koymuş olması Türkiye'nin milli çıkarlarını nasıl etkilemiştir ve etkileyecektir? Şirketin çıkarları adına ülkemizin çıkarlarından tavizler verilmiş midir?
— İsrail'le barışma sürecinin gizli tutulan maddeleri nelerdir? Enerji ile ilgili maddeler neden gizlidir? Sayın Albayrak'ın enerji ile ilgili maddelerde rolü nedir?
— Bu bağlamda Kuzey Irak yönetimi ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ihtilafın nedeni nedir? Bu ihtilafın İsrail Enerji Bakanı ile yapılan görüşmelerde ele alınan konular ile ilişkisi var mıdır? Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı bu ihtilâfla ilgili olarak Kuzey Irak yönetimi ile hangi konuları görüşüyor şu an?
— Sayın Albayrak görüşmelerde Kuzey Irak'la petrol ticareti yapan aile şirketinin mi yoksa devletin çıkarlarını mı savunuyor?
— Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı belirttiğimiz çerçeve içindeki konumuyla Anayasayı açıkça ihlal ediyor mu etmiyor mu?
— Bu iş ve işlemlerde toptan bir Anayasa ihlali var mı yok mudur?"
‘BİR KISMININ BÜROKRASİDEN DAHİ SAKLANDIĞI BİR ANLAŞMA'
CHP'li Aytun Çıray, "Gerçekten anlaşma 26 Haziran'da imzalanacak mı? " sorusu üzerine de, "Öyle bir tarih var, açıklayacaklar. Gazze'yi ziyaret etmekten, Gazze'ye güvenlik getirmekten, Türkiye nereye geldi. Sayın Cumhurbaşkanı söz verdiği Gazze ziyaretini yapamadığı, bir kısmının bürokrasiden dahi saklandığı bir anlaşma ile karşı karşıyayız" yanıtını verdi. Çıray, sözlerin şöyle sürdürdü:
"Burada işin kötüsü, herhalde gerçekten demokrat olan ülkelerde görülemeyecek bir şey, kendisi petrol ticareti yapan bir insan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı. Bütün bu alanlarda bu bakanın, aile şirketi diyebilirsiniz, yakınlarının şirketi diyebilirsiniz, eskiden CEO'su olduğu şirketlerin diyebilirsiniz, çıkarları var. Bu çıkarlarla zaman zaman devletin çıkarları çakışacaktır. Sayın Bakan ve Cumhurbaşkanı bu çıkarların hangisinin yanındadır? Şirket çıkarları nedeniyle Türkiye'nin çıkarlarından hangi tavizler veriliyor. Oraya ilaç, yardım malzemesi götürülebilecekmiş, abluka da gevşetilecekmiş. Bunların hiçbirisi ciddi işler değildir. Abluka ya vardır ya yoktur. İddianız oydu, 'ablukayı kaldırmadan bir daha İsrail ile konuşmayacağız' dediniz. Açıkça bir özür dileme yoktur, imalar vardır sadece. Açıkça özür dilemeden ve Mavi Marmara olayı sonuca ulaşmadan gidip bu tür anlaşmalar yapıyorsunuz."