Açıklamalarının ardından gazetecilerin dış politika gündemine ilişkin sorularını yanıtlayan Çavuşoğlu, Türkiye ile İsrail arasında sürdürülen ilişkilerin normalleştirilmesi görüşmelerinde sona gelindiği ve 26 Haziran’da anlaşmanın açıklanacağı yönündeki haberlerin doğru olup olmadığı ve “Hamas ve ambargo konusunda pürüzler giderilebildi mi?” sorularını yanıtladı.
Türkiye’nin İsrail’le ilişkilerin normalleştirilmesi için İsrail’in özür şartını yerine getirdiğini, tazminat ve Gazze’ye ablukanın kaldırılması şartlarının yerine getirilmesi için görüşmelerin sürdüğünü kaydeden Çavuşoğlu, “Bizim şartlarımız son derece sadedir, ve bu şartların İsrail tarafından yerine getirilmesi gerekiyor. Bu şartlar yerine getirildiği zaman ilişkilerimizi normalleştiririz, elçimizi gönderir adımları atarız” diye konuştu.
‘İLK TOPLANTIDA ANLAŞMAYA VARILMASI İSRAİL’E BAĞLI’
Gazze üzerindeki ambargoların kaldırılması gerektiğini belirten Çavuşoğlu, şöyle konuştu: “Burada yaşayan Filistinli kardeşlerimiz son derece zor şartlar altında yaşıyor. Elektrik, su sıkıntısı var. İsrail birçok okul, hastane altyapısını maalesef vurdu, bunların yeniden inşa edilmesi gerekiyor. İnsani yardımların, kalkınma yardımlarının engelsiz bir şekilde Gazze ve Filistin’e ulaştırılması gerekiyor. Tüm bunları detaylı bir şekilde görüşüyoruz. Önümüzdeki ilk toplantıda anlaşmaya varılır mı varılmaz mı, bu İsrail’in atacağı adımlara bağlı. Bizim şartlarımız son derece sade, bunların yerine getirilmesi gerekiyor, özür talebimizin yerine getirildiği gibi.”
‘HAMAS, İSRAİL’LE NORMALLEŞME ŞARTI DEĞİL, OLAMAZ DA’
Çavuşoğlu, Hamas’la ilgili bir sorun olduğunu düşünmediğini belirtirken şöyle devam etti: “Bizim başından beri Hamas ile olan temasımız gizli saklı değil. Hamas liderlerine telkinlerimiz de gizli saklı değil. Bir taraftan Ortadoğu barış sürecine katkı sağlamaya çalışıyoruz. İsrail’le ilişkilerimizin kopması sebebiyle bu katkıyı yeterince veremediğimizi biliyoruz. Ama Hamas olmadan kalıcı bir barışın, çözümün olmadığını bugün İsrail de kabulleniyor, Ortadoğu konusuyla ilgilenen herkes, tüm ülkeler bunu kabul ediyor. Dolayısıyla bundan sonra da Hamas’la gerek El Fetih’le birlikte Filistin içinde birlik beraberliğin sürmesi bağlamında, gerekse Ortadoğu barış sürecine katkı sağlamak bağlamında temaslarımız devam edecektir. Bu konuda Hamas seçimi kazandıktan sonra ilk temasa geçtiğimiz zaman tepki gösteren ülkeler bile bizim ne yapmak istediğimizi, İsrail bile çok iyi anlamıştır. Dolayısıyla İsrail’le ilişkilerimizin normalleşmesi için Hamas diye bir şart yoktur, olamaz da zaten.”
‘İNGİLTERE’DE TÜRKİYE’NİN KONUŞULMASI GELDİĞİMİZ YERİN BİR GÖSTERGESİ’
Çavuşoğlu, ‘Brexit’ olarak adlandırılan İngiltere’nin AB’den ayrılıp ayrılmamasının oylanacağı referandumda Türkiye’nin sık sık gündeme gelmesi konusundaki bir soruyu da yanıtladı.
İngilteredeki referandum sürecinde Türkiye’nin sürekli gündeme gelmesinin “Türkiye’nin geldiği noktanın yansıması” olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Yani güçlü bir Türkiye. Bunu olumlu gündeme getirenler, var olumsuz gündeme getirenler var. Negatif açıdan bakacak olursak da Avrupa’daki İslamofobia ve Türkiye karşıtlığının arttığının, Türkiye’den çekindiklerinin göstergesidir” dedi.
‘İNGİLTERE’NİN AB İÇİNDE KALMASINI ARZU EDERİZ’
Türkiye’nin şu ana kadar AB’ye yük olmadığını, Avrupa kıtasının yükünü paylaştığını ifade eden Çavuşoğlu, şunları söyledi: “O nedenle Türkiye, İngiltere’ye, AB’ye yük olacak şeklinde algı yaratmaya çalışmak doğru değil. Türkiye’nin ne zaman üye olup olmayacağı konusunu referandum öncesi kampanyada artı ya da eksi yönde kullanmak doğru değil. Her şeyden önce sen ne kadar iktidarda kalacaksın, onun hesabını yap. Veya AB içinde kalabilecek misin, onun hesabını yap. Bu konuyu İngiltere gündemine ben mi taşıdım, seçimi kazandığım zaman referanduma götürme kararını ben mi aldım? Referandum kararı alan da, aldıkları karardan sonra AB içinde kalmak için çaba gösterenler de kendileri. İngiltere halkının önüne bu konuyu şu andaki başbakan (Cameron) getirdi. Ama biz İngiltere’nin AB içinde kalmasını arzu ederiz.”
‘AB KENDİNİ YENİLEYEMEZSE GÜÇLÜ BİR AKTÖR OLAMAZ’
AB’nin güçlü bir kurum olmasını arzu ettiklerini dile getiren Çavuşoğlu, şunları söyledi: “AB sadece İngiltere’nin çıkmasıyla ya da kalmasıyla güçlü bir kurum olamaz. Sadece bu yeterli değil. İngiltere’nin çıkması mutlaka olumsuz etik yapar ama AB, kendisini yenileyemezse, Avrupa halklarının yaşadığı sorunlara çözüm bulamazsa, tüm Avrupa’nın değerlerini yok etmeye başlayan eğilimlere karşı, ırkçılığa, yabancı düşmanlığına, İslamofobia’ya, antisemitizme, Hıristiyan karşıtlığına, insanlık suçu olan tüm insanlık suçu olan olumsuz akımlara karşı AB çözüm üretemezse, AB zaten zayıflar. Komşuluk politikasını, güvenlik politikasını, komşuluk politikasını gözden geçiremezse AB güçlü bir aktör olamaz. Türkiye’yi içine almazsa AB güçlü bir aktör olamaz. Dolayısıyla AB’nin böylesine güçlü bir Türkiye’den korkmaması lazım. Bunun Avrupa halklarına zararı olmaz, faydası olur. Biz her halükarda İngiltere’nin AB’de kalmasını isteriz.”