RS FM’de Yavuz Oğhan’ın hazırlayıp sunduğu 'Bidebunudinle' programında soruları yanıtlayan HDP’li Sırrı Süreyya Önder’e göre, işin özünde yargıya güvensizlik var ve bunu ilk dile getiren kendisi değil hükümete yakın gazeteler ile internet siteleri.
'YANLIŞ İŞ, YAPANIN AYAĞINA DOLANIR'
Yargılamalar sırasında çözüm sürecine ilişkin mahkemelerde ne söyleyeceklerini de anlatan Önder, şöyle konuştu:
"Hakim ve savcıları düzenledikten sonra bu dokunulmazlığı yürürlüğe koyacaklar diye bütün televizyon programlarında benim tespitim gibi sunuluyor ama hâşâ benim tespitim değil, bu hükümete yakın gazete ve internet sitelerinin yayınlarında var. “Anayasa değişince hükümeti zor durumda bırakmak için Kılıçdaroğlu veya Bahçeli tutuklanırsa” diye haber yaptılar. Ben de bunu adalet bakanına sordum, dedim ki; bakın bu hükümet muhalifi bir yayın organında çıksaydı şöyle böyle diyebilirdiniz, üstelik haberde referans olarak da AK Parti’de üst düzey yetkililer gösteriliyor. Peki kripto bir cemaatçi denk gelirse nasıl olacak? Yani yaptıkları işin iler tutar bir yanı olmadığını göstermek istedim. Bugün de öngörülerimiz sezgilerimizin doğru olduğu ve bunların işbilmezlikleri çıkıyor ortaya. Eğer doğruluk üzerine bir işleyiş içinde değilseniz gelir bir yerde mutlaka ayağınıza takılır. Bu da böyle oldu."
'YARGIÇLARA GÜVENMİYORSANIZ DURUMUNUZ VAHİM'
Düzenlemenin hukukun temel ilkelerine, evrensel normlara aykırı olduğunu savunan Önder, kazanılmış haklar, kazanılmış hakların geriye yürütülememesi gibi temel ilkelerin eğilip büküldüğünü iddia etti. 'Herkes biliyor ama kimse itiraz etmiyor' diyerek düzenlemeye ses çıkarmayanları eleştiren Önder, “Başından beri uyarıyorum, bu işler böyledir, hukukla bu kadar oynarsanız, babanızın bostanı gibi, gelir bir yerde elinize yapışır, burada da böyle oldu” dedi.
'12 EYLÜL REJİMİYLE AKP ARASINDA 10 DAKİKALIK FARK VAR'
'CUMHURBAŞKANI DA BİZİMLE O SANDALYEDE OTURMALI'
"Çözüm sürecinde biz adaya gidip geliyoruz, İmralı’ya, Kandil’e gidip geliyoruz, hem de basının önünde, dünya basının önünde. Çözüm çerçeve yasası çıkmadan önce biz ne olacak diye sorduk, bu nereye kadar böyle gidecek diye. O günkü muhataplarımızın bize söylediği; adaya her gidiş geliş MGK’da saptanıyor biçimindeydi. Her bir adım karar altına alınıyor dediler. Milli Güvenlik Kurulu’nun gizli bir yönetmeliği var, ona dayanarak alıyoruz bu kararları dedi. Mahkemede anlatacağımız da bir tehdit, şantaj değil. Tehdit de etmiyoruz, şantaj da yapmıyoruz. Mahkemede anlatacağımız, sen burada kararlaştırılmış bir şeyi eğer yargı konusu yapıyorsan bunun bütün bileşenlerinin de buraya gelip ifade vermesi gerekir. Yani kimdir MGK'nın üyeleri? Hükümet. Cumhurbaşkanının başbakanın gelip bizim yanımızda oturmaları gerekir diyeceğiz. Kastettiğim de buydu."