Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kenya ziyaretine eşlik eden Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, Alman Federal Meclisinin kararının, hiçbir hukuki temeli bulunmadığını ve tarihi gerçeklere aykırı olduğunu belirterek, kararı 'siyasi sorumsuzluk örneği' olarak niteledi.
"Türkiye açısından hiçbir hükmü ve anlamı yoktur. Bu kararı en şiddetli şekilde kınıyoruz" ifadesini kullanan Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 1915 olaylarının arşiv belgelerine dayanarak ve tarihi gerçeklerin aydınlatılması için 2005 yılında ortak tarih komisyonu kurulması çağrısında bulunduğunu, bugüne kadar ne Ermenistan'dan ne de soykırım tezini savunanlardan bu çağrıya olumlu bir cevap geldiğini kaydetti. Bunun nedenini düşünmek gerektiğine işaret eden Kalın, açıklamasını şöyle sürdürdü:
'ALMANYA ERMENİ SOYKIRIM YALANININ ARKASINA SIĞINIYOR'
"Bu çağrıdan kaçanların, siyasi saiklerle ve hukuki gerekçelerden uzak bir parlamento kararıyla soykırım propagandası yapması ancak bir suçluluk duygusuyla izah edilebilir. Sayın Cumhurbaşkanımızın 1915 olayları hakkında 2014 ve 2015 yıllarında ve bu sene yaptığı açıklamaları ve ortak acı ve adil hafıza yaklaşımını yok saymaları manidar. Buna Türkiye'nin son yıllarda Ermeni cemaati dahil azınlık topluluklarına yönelik attığı çok önemli adımları da eklemek gerekir. Bu tasarıya destek vererek soykırım propagandası yapanlar sadece tarihi değil bugünü de doğru okumaktan aciz. 1915 olaylarının tek taraflı bir şekilde soykırım olarak ilan edilmesi ve özgür tartışma imkanının engellenmek istenmesi, AİHM kararlarıyla da çelişkilidir. Almanya'nın, modern tarihin en büyük soykırımının 'Holokost'un faili olduğu gerçeğini tekrar hatırlamakta fayda var. Evet, Almanya bu korkunç insanlık suçunu işlediğini kabul ediyor. Fakat derin bir suçluluk ve belki de aklanma duygusuyla 'tek katliam/soykırım yapan ben değilim, başkaları da yaptı' diyebilmek için Ermeni soykırım yalanının arkasına sığınıyor."
'ALMANYA'DAKİ TÜRKLERİN TEPKİSİZ KALMASI BEKLENEMEZ'
Kalın, kararı destekleyen bazı milletvekillerinin, bu kararla Türkiye üzerine baskı kuracaklarını söylediklerini aktararak, şöyle devam etti: "Türkiye tarihiyle yüzleşmekten hiçbir zaman kaçınmamıştır. Fakat yalan, propaganda ve algı operasyonlarına da elbette seyirci kalamaz. 1915 olaylarını bahane ederek bugün Türkiye Cumhuriyeti ve milleti üzerinde baskı kurmaya çalışmak ancak abesle iştigal etmektir, Türk devletini ve milletini hiç tanımamaktır. Almanya'da yaşayan üç milyon Türk'ün de bu karara tepkisiz kalması elbette beklenemez. Bu tasarıyla ne Almanya'daki Türk toplumunun entegrasyonuna ne de Türkiye-Ermenistan ilişkilerine olumlu bir katkı yapılması söz konusu değildir."
'ASILSIZ İTHAMLARDA BULUNMAK YERİNE…'
Tek taraflı bir tarih anlayışını dayatmanın, başka siyasi güdülerle hareket edildiğini gösterdiğini vurgulayan Kalın, "1915 olaylarını aydınlatmak, Osmanlı Ermenilerinin acılarını paylaşmak, bugünkü siyasi tıkanıklığı aşmak ve bölgede adil ve kalıcı bir barış ortamı inşa etmek için büyük çaba gösteren ve cesurca adımlar atan Türkiye'nin çabalarını yok saymak, tarihi ve siyasi körlüğün esef verici örneklerinden biridir. Alman Federal Meclisi, Türkiye'ye akıl vermek yerine ve asılsız ithamlarda bulunmak yerine, bugüne kadar bütün olumlu girişimlere mutlak bir retçilik tavrıyla karşı çıkan Ermenistan'a sağduyu telkininde bulunmalıdır" değerlendirmesini yaptı.