Davanın Ön İnceleme Raporu'na göre Adıyaman Emniyeti, Şeyh Abdurrahman Alagöz ile 10 Ekim'de Ankara'da canlı bomba saldırısı yaparak 103 kişiyi öldüren ağabeyi Yunus Emre Alagöz'ün adlarını ‘Terör Nitelikli Kayıp Şahıslar' başlıklı evrakla 13 Haziran'daŞanlıurfa Emniyeti'ne bildirdi.
Şanlıurfa, 16 Haziran'da evrakı Suruç Emniyeti ile paylaştı. Evrakta, "Şahısların çatışma bölgelerinde faaliyet gösteren radikal gruplar ve terör örgütü kamplarına katılmak için yurtdışına illegal yollardan çıkabilecekleri, şahıslarla ilgili gerekli araştırmanın yapılması…" notu düşüldü.
Hürriyet'ten İsmail Saymaz'ın haberine göre, Şanlıurfa TEM Şube Müdürü Oykun İlgün, "Görevim gereği bilgiyi alt birimlere iç yazışmayla dağıttım" dedi. Buna karşın Suruç TEM Büro Amiri Ahmet Oğuz Davarcı, bu evrakı hatırlamadığını ileri sürdü.
'İÇERİDE SİVİL POLİSLER VARDI'
Grubun Suruç Belediyesi'ne ait Amara Kültür Merkezi'nde toplandığını anlatan Yapalıal, merkezin önünde ve yanında iki sivil ekip, 100 metre mesafede iki noktada takviye kuvvet konuşlandırıldığını belirtti.
Yapalıal, neden kapı önünde arama yapmadıklarına ilişkin şu savunmaya yaptı: "Gruba saldırı gerçekleştirileceğine dair istihbari bilginin olmaması, organizasyonu gerçekleştirenlerden talep olmaması, açıklama yapılacağına dair bilgi verilmemesi ve belediyeye ait özel mülkte önleme araması yapılamayacağı için kültür merkezine girenleri bire bir arayarak içeriye sokma gibi bir eylemimiz olmadı."
Yapalıal, IŞİD'in veya Alagöz'ün bir saldırı yapacağı yönünde kendilerine istihbarat ulaşmadığını söyledi. Ancak Suruç Jandarması'nın 24 Haziran'da Sulh Ceza Hakimliği'ne yaptığı başvuruda, IŞİD ve El Nusra'nın Suriye'den Türkiye'ye göndereceği örgüt üyeleri vasıtasıyla canlı bomba eylemi yapacağı yönünde istihbarat aldıklarını belirttikleri ortaya çıktı. Mahkemenin de bu yazıya istinaden jandarmaya yollarda eşya ve üst araması yetkisi verdiği anlaşıldı.