Hürriyet'ten İsmail Saymaz'ın haberine göre aynı kararda, "Tüm personel meydana gelebilecek canlı bomba saldırıları vb. konulara karşı görev yerlerinde dikkatli, duyarlı ve müteyakkız bulunacaktır" denildiği ortaya çıktı.
Suruç'ta 20 Temmuz 2015'te ölen Hatice Ezgi Sadet'in ailesinin şikayeti üzerine Suruç Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün talebi ve Sulh Ceza Mahkemesi'nde alınan kararla Onbirnisan caddesinin de bulunduğu pek çok cadde ve sokakta, bu patlamadan önce, 8 Temmuz 2015-8 Ağustos 2015 arasında 24 saat esasına göre ‘milli güvenlik ve kamu düzeninin, başkalarının hak ve hürriyetinin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, taşınması ve bulundurulması yasak olan her türlü silah, patlayıcı madde ve eşyanın tespiti amacıyla kişilerin üstlerinde, aracında Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği'nin 19, maddesine göre önleme araması yapılmasına' karar verildiği halde gereğinin yapılmadığı kaydedildi.
"Suruç'ta yaşanması muhtemel olayların önlenmesi, müessif bir olayın yaşanmaması amacıyla 19 Temmuz 2015 tarihinden itibaren ikinci bir emre kadar aldırılan emniyet tedbirleri aşağıya çıkarılmıştır… Suruç İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal aldırılan emniyet tedbirinden sorumlu olup il merkezinden görevlendirilen takviye kuvvet personeli ile ilçesinde yapacağı planlama dahilinde amirleri nezaretinde görevlendireceği 40 Çevik Kuvvet personeli ile 2 TOMA ve şortland araçları ile emniyet tedbirlerini alacaktır… Görev alan tüm personel meydana gelebilecek canlı bomba saldırıları vb. konulara karşı görev yerlerinde dikkatli, duyarlı ve müteyakkız bulunacaktır."
GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMAKTAN YARGILANACAK
Bu nedenle Yapalıal'ın, ‘Amara Kültür Merkezi önünde ve çevresinde 20 Temmuz 2015'te gruba yönelik dışarıdan gelmesi muhtemel saldırılara karşı her türlü patlayıcı madde ve eşyanın tespiti amacıyla kişilerin üstünde ve eşyalarında önleme araması yaptırmadığı ve böylece yeterli güvenlik tedbirini almadığı' ifade edildi.
Şanlıurfa Valiliği'nin 20 Kasım 2015'te verdiği soruşturma izni üzerine ifadesi alınan Yapalıal, ihmali olmadığını savunarak, suçlamaları reddetti. Yapalıal hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 257. maddesine göre 'görevini kötüye kullanmak' suçundan dava açıldı.