Cumhuriyet'te İlhan Tanır'ın haberine göre Sarraf'ın tutuklandığı gece ise Ankara'da telefonlar susmamış.
ABD'YE GİTME KARARI ALMASININ ÜÇ NEDENİ
İkinci neden, Sarraf'ın hâlâ işi gereği ticareti sürdürdüğü Dubai'ye gidiş-gelişlerde duyduğu endişeydi. Sarraf, ABD yönetimine yakın Dubai Emiri Maktum ailesi tarafından kendi rızası dışında Dubai veya başka bir havaalanında ABD'ye teslim edilmesinden korkmasıydı.
Bütün bunlardan dolayı Sarraf, ABD yönetiminden yetkililerle iletişime geçti.
Sarraf'ın ABD'nin ilgili kurum yetkilileriyle bizzat irtibat kurduğu öğrenilirken, bunu Türkiye'de veya yurtdışındayken yapmış olması ciddi bir olasılık. ABD'ye niçin gitmesi gerektiğini biliyordu ama nasıl karşılanacağını bilmiyordu. Tahminler, muhtemelen kendisini bir yargı sürecini beklediğini bildiği yönünde. Sarraf, vereceği bilgilerle alacağı cezayı hafifleteceğini umdu. Gerçekten de ilk kefalet başvurusunda beklenmeyen birçok belgeyi başsavcılığa sundu. Doğrudan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın kurucusu olduğu derneğe yaptığı bağışları açıkladı.
Bir yandan Sarraf'ın ABD'ye vardığında tutuklanmaktan dolayı ciddi şaşırdığı ve ilk avukat işlemlerinde amatörlükler yaptığı iddialar arasında. Diğer yandan tutuklandığı haberi patladığı gün Ankara birbirine girdi. O günlerde Ankara'daki trafiği izlemiş bir kaynak, Dışişleri, Başbakanlık ama özellikle Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin panik halinde ABD'nin Ankara Büyükelçiliği yetkililerine ulaşmaya çalışıp, Sarraf'ın tutuklanmasıyla ilgili bilgi alma gayretine girdiklerini aktardı.
Fakat Türk yetkililer bilmiyordu ki, bu konuda ABD Büyükelçiliği'nin verebileceği fazla detay yoktu. Operasyonu Büyükelçilik diplomatları değil, Ankara'daki bazı farklı ABD kurumları izlemiş ve Sarraf'la koordine etmişti.
HALKBANK'A AMBARGO KARARI
İşi gereği Sarraf davasına bakan Yargıç Richard Berman'ı da bilen, geçmişte bu kimselerin yaptığı soruşturmalar, verdiği kararlardan haberi olan bir New York kaynağı ile Sarraf'ın yakalanmasında FBI'nın rolünü de konuştum. Öncelikle yurtdışındaki istihbari işleri görevi gereği sadece CIA'nın yaptığı savının doğru olmadığını öğrendim. FBI web sitesinde ‘yurtdışı operasyonlarımız' diyerek bunu açıkça söylüyor, Türkiye'de temsilciliklerinin olduğunu saklamıyor. New York'un kolluk kuvvetlerinin, FBI ve ilgili federal savcılıkların çalışma ritmini bilen kaynağım şöyle özetledi: "Olay şu: Federal savcılığın açtığı davada yurtdışı operasyon gerekirse FBI yetkisini kullanır."
İKNA EDİLMESİ BEKLENDİ
AMBARGOYU DELENE 3 YIL HAPİS ALDIRTTI
Rıza Sarraf'ı tutuklatan ve onlarca işbirlikçisi için de benzeri hazırlığa giren New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara, Kanadalı-İranlı Ali Reza Parsa'ya İran'a konulan ambargoları delme çalışmalarından dolayı 3 yıl hapis cezası aldırdığını açıkladı. 23 Mayıs Pazartesi günü New York'un Güney Adliyesi'nde basın toplantısı düzenleyen Bharara, 45 yaşındaki Parsa'nın son 6 yıldır dış ticaret kurallarını ihlal ettiğini, İran'a hem ticari hem de askeri kullanıma uygun yüksek teknolojik elektronik parçalar tedarik ederek ambargoları deldiğinden dolayı 3 yıl hapse mahkûm olduğunu belirtti. Parsa'nın da faaliyetlerinin Sarraf gibi uzun yıllar boyunca ABD'li yetkilileri tarafından takip edildiği, ama ancak Ocak 2016'da baskın yapıldığı görülüyor.