Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki iki oramiralden biriyken görevi bırakan ve bugün sivil bir hayat yaşayan Nusret Güner, son günlerin tartışılan konularından Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın, Sümeyye Erdoğan'ın nikah şahitliğinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan taraf olduğunu gösterdiğini söyledi.
Güner, "Siz de 'Erdoğan, askerin yoluna geldi' diyenlerden misiniz?" sorusuna ise "Öyle olmadı mı? Meclis’e girmek, çoğunluğu elde edebilmek için bunun aksini kullandı, şimdi de elde edilen ayrıcalıkları kaybetmemeye çalışıyorlar, hem de TSK’ya sarılarak” ifadelerini kullandı.
T24'ten Hazal Özvarış'a konuşan Güner'in, sorulara verdiği yanıtlar kısaca şöyle:
'ŞAHİTLİK, CUMHURBAŞKANI'NA TARAF OLMAKTIR'
— Başkomutan sıfatı da taşıyan Cumhurbaşkanı'nın nikâh davetine, Genelkurmay Başkanı'nın icabet etmemesi sizce ne kadar mümkündü?
Cumhurbaşkanı'nın kızının nikâhına Genelkurmay Başkanı veya kuvvet komutanlarını davet etmesi normal. Diyelim ki savaş içindeyiz, insanlar evlenmeyecekler mi, evlenecekler. "O gün 8 şehit varken niye nikâh törenine gittin" içerikli tenkitler de oldu, ama nikâh töreni bir eğlence değil ki. Ben katılımı anormal karşılamıyorum. Nikaha katılır, eğlence kısmına katılmaz. Ama insanlar esas olanı kaçırıyor, Genelkurmay Başkanlığı da açıklamasında buna yer vermemiş; nikâha katıldın, peki neden nikâh şahidi oluyorsun? Bu, siyasi bir kimliği olan Cumhurbaşkanı'na taraf olmaktır.
— Uygulama aksi yönde olsa da anayasadaki yemine göre cumhurbaşkanı tarafsız.
Yemin etmiş olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı'nın tarafsız olduğunu söyleyecek bir vatandaş dahi bulamazsınız. Bu durumda Genelkurmay Başkanı "Sayın Cumhurbaşkanım, yanlış anlaşılır ve biz siyasi bir kimlik olarak gözükürüz. Müsaade ederseniz ben şahit olmayayım" diyebilirdi. Bunu deseydi, Cumhurbaşkanı hayır mı diyecekti?
— Nikâha katılma gibi çıkışların TSK içindeki yansıması sizce nasıl olur?
Hiç bilmiyorum çünkü kimseyle ilişkim yok. Tahminim, hoş karşılamamış olabilirler.
— Hangi kademeler?
Benim zihniyetimi söyledim size. TSK içinde de çoğunun benim gibi düşündüğünü tahmin ediyorum.
'TAZİYEDE DE NİKAHTA DA YANLIŞ YAPTILAR'
— Rahatsız olduklarını mı düşünüyorsunuz?
Lafı "Genç subaylar rahatsız" gibi yanlış yere çekerler, ama, evet, ben bugün Hulusi Akar'ın yanlış yaptığını düşünüyorum. Asker ve cumhuriyet düşmanı bir isim Hasan Karakaya taziyesinde de, nikâhta da yanlış yaptılar.
— Nikâh şahitliğine davetin yanında Erdoğan'ın Özel Kuvvetler'e ziyareti, Külliye'deki Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda askerin mavi kordonla öne çekilmesi, yine Erdoğan'ın Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki "Tek ordu, tek komutan" vurgusu TSK içinde sizce nasıl karşılanıyordur?
Bilmiyorum, bu faaliyetlere hiç önem vermiyorum.
'TSK HÜKÜMETE YAKINLAŞMAZ'
— Siz önem vermeseniz de sorsak; bu adımlar askerce nasıl okunur, ‘yakınlaşma çabası' mı, ‘özür' mü, ‘geçici strateji' mi?
Bizler askeriz, siyasiler siyasi. Herkes haddini bilecek, ben de haddimi bileceğim, sen de. Devlet işlerinde duygusallık olmaz. 5 sene evvel "Bu askerler tu kaka" deyip bu sene başka bir şey söylüyorsanız, bunun hesabını vereceksiniz. "Yakınlaşayım" filan gibi şeyler olmaz.
— Sizce TSK, darbe davaları geçmişi nedeniyle yakınlaşmaz mı?
Yakınlaşmaz. "Dün ben senin belini kırayım da, bugün başka bir şey yapayım" yok.
'TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ YOK'
— Saydıklarımızın ‘normalleşme' olarak okunma ihtimali sizce yok mu?
Yok. Bakın, Türkiye'de demokrasi yok. Demokrasi, olmazsa olmaz üç unsuru kapsar; eğitilmiş halk, özgür ve tarafsız medya, gerçek muhalefet. Halkın dışında bunlardan hangisi var?
— TSK'nın siyasete demokrasi sınırlarında mesafe alması elbette gerekli, ama "Hükümetle yakınlaşmaz" sözünüzde demokrasi açısından sağlıksız bir yan da yok mu?
TSK kimseye yakınlaşmamalı, eşit mesafede olmalı. TSK'nın Cumhurbaşkanı'yla, hükümetle ilişkileri belli bir çerçevededir; verilen emirleri dinler, görüşlerini belirtir. Hükümet kesin karar verdiğinde de o emirleri yerine getirir. Bu arada emirlerle ilgili hayati nitelikte ters düştüğü noktalar olursa, çekincelerini söyler ve yine de kale alınmaz ise "Bizi yanlışa sürüklüyorsunuz" der ve demokratik tepkisini ortaya koyar.
Sayın (Necip) Torumtay, örneğin hayati gördüğü bir konuda Turgut Özal'ı ikna edemeyince istifasını verdi, bu demokratik bir tepkidir. Bugün Güneydoğu'da tonlarca bomba çıkıyor, görüyorsunuz. Deniz Kuvvetleri'nde bir teğmenin evinde 1 gram TNT bulabilen polis istihbaratı ve MİT, tonlarca bombanın farkına varmamış olabilir mi? Demek ki Necdet Özel ya bunları görmemiş ya da görmüş ama hayati bir konu değil düşüncesiyle demokratik hakkını kullanmamış. Neticede göz yumulan bombalar şimdi bizim canımızı almıyorlar mı? Bunlar Başbakan'a mutlaka söylenmiştir, ama karşılığı olmamıştır.
'HÜKÜMET CEMAATE KARŞI ASKERİN İSTEDİĞİ POLİTİKAYI UYGULUYOR'
— Bir başka oran: Dursun Çiçek'in "TSK'nın yüzde 10'u Gülen cemaatinden" sözleri sizce ne kadar doğru, ne kadar yanılıyor?
Benim bir oranım yok. Ama TSK, sızmaya çalışan bu insanları yıllardır MGK'larda gündeme getirdi. Elinden geldiği kadar YAŞ'ta da dile getirdi. Buna sadece bu hükümet değil, Ecevit hükümeti bile karşı geliyordu. Sonunda TSK'nın haklı olduğu ortaya çıktı. Bugün hükümet demek haklı gördü ki, askerin istediği politikayı uyguluyor.
'TSK'YA SARILARAK AYRICALIKLARI KAYBETMEMEYE ÇALIŞIYORLAR'
— Siz de "Erdoğan, askerin yoluna geldi" diyenlerden misiniz?
Öyle olmadı mı? Meclis'e girmek, çoğunluğu elde edebilmek için bunun aksini kullandı, şimdi de elde edilen ayrıcalıkları kaybetmemeye çalışıyorlar, hem de TSK'ya sarılarak. Ama tüm bu olanların asıl sebebi Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) idi. Herkes bugün bunun gerçekliğini anlamaya başladı. BOP'un iki ayağı var; birincisi Kürdistan'ı kurmak. Önce özerklikle başlamak üzere Irak'ta ve Suriye'de kurdular, Türkiye'de de kurmaya çalışıyorlar. İran'a daha dokunamadılar. Ama 5-10 yıl içinde bu kez etnik kimlikleri kullanarak orayı da karıştıracaklarını düşünüyorum. AKP, BOP'a başlangıçta aldandı ve kabul etti, o yüzden küresel güçler hükümeti destekledi. AKP "Yerel yönetimleri güçlendiririz, Batı'nın istediği olur. Karşılığında ben de Sünnilerin liderliğini istiyorum" dedi. BOP'un Türkiye'yi ilgilendiren kısmı özerk Kürdistan ve Şiilerin çevresinde Sünni kuşak.
'YENİ BİR OSMANLI, BİR İSLAM CUMHURİYETİ'
— Kulağa İslamcıların her şeyi İsrail'e bağladıkları komplo teorilerinin bir başka versiyonu gibi geliyor.
Bizim İslamcıların İsrail'e karşı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Yok öyle bir şey. Müslüman dünyanın liderliği için, tüm Müslümanlara şirin gözükmenin birinci şartı İsrail'e karşı gözükmek. Burada önemli olan, BOP için anlaşan küresel güçler ile AKP'nin arasının niçin ve ne zaman bozulduğu… ABD, Şiilerin radikalliğinden çekiniyordu, Sünnilerin daha da radikal olabileceğini görünce vazgeçti ve politika değişikliği yaptı. İran'la anlaştılar, başlangıçta Müslüman ülkelerde hükümet olmalarını destekledikleri Müslüman Kardeşler'den desteklerini çektiler, Esad'a karşı tutumlarını değiştirdiler. Böylece küresel güçler antlaşmanın bir ayağını bozdu ve bizim hükümetle karşı karşıya geldi. Ama küresel güçler Türkiye'de yeni bir ortak bulamadıkları için, iktidar olmakta destek verdikleri AKP'nin yakasını kolay kolay bırakmayacaklar, BOP gerçekleşinceye kadar. AKP ise, "Osmanlı'da olduğu gibi Türk milleti kavramını ortadan kaldırırsak, yerine ümmet kavramını koyarsak, Kürt sorunu da çözeriz" düşüncesinde. Yani, yeni bir Osmanlı, bir İslam Cumhuriyeti. Küresel güçler ikna edilebilecek mi? Bu nereye kadar gidecek göreceğiz.
'TÜRKİYE'DE ASKERİ DARBE OLMAZ, OLMAMALIDIR DA'
— Bugün Ergenekon ve Balyoz'u unutmayacağını, hükümetle yakınlaşmayacağını söylediğiniz TSK'nın bir kez daha darbe gibi karanlık çıkmaz yollara sapma riski var mı?
Bence Türkiye'de askeri darbe olmaz. Olmamalıdır da. Ama şunu da unutmayalım ki, artık Türk halkı, cumhuriyeti koruma görevinin kendinin olduğunu anladı.
— Askeriye içerisinde hiyerarşinin göz ardı edilerek yapıldığı 1960 darbesi nedeniyle ayrıca sorsak; "TSK içindekilerin çoğu Hulusi Akar'ın kararlarından benim gibi rahatsızdır" düşüncenizi de göz önüne alarak mı "Darbe olmaz" diyorsunuz?
Evet.
'ERDOĞAN'IN ASKER ENDİŞESİNİN BUGÜN GEÇERLİLİĞİ YOK'
— "Erdoğan, 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Abdullah Gül yerine eşi başörtülü olmayan Vecdi Gönül'ün aday olmasını istiyordu" iddiasıyla Star'ın Gül'ü sansürlediği söyleşisinde yer alan "27 Nisan e-muhtırasından sonra Erdoğan askerin tepkisini daha fazla çekmek istemedi" bilgisini beraber düşündüğünüzde, Erdoğan'ın askerden çekindiği ihtimaline ne dersiniz?
Bilemiyorum. Ama çekinecek bir şey kalmadı ki! Asker ne yapabilir ki Erdoğan'a? Ömür boyu cumhurbaşkanı kalmak istiyor da ondan mı çekiniyor? Ben askerden bir şey umulmaması gerektiğini düşünüyorum. Erdoğan'ın daha evvel bir endişesi olmuş olabilir, ama bugün bir geçerliliği yok. Ben çekindiğini zannetmiyorum. Askerin darbe yapması bence söz konusu değil, halkın yapacağı bir darbe çok daha tehlikelidir. Askerinki geçici, halkınki kalıcıdır.