Cumhuriyet'ten Canan Coşkun'un haberine göre, Çalışkan mütaalasında, Dündar'a yöneltilen ‘devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri, temin edip açıklama ve bu suça iştirak' suçlaması nedeniyle 25 yıla kadar, Gül'e yöneltilen ‘devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri açıklama' suçundan da 10 yıla kadar hapis istedi.
Savcı mütalaasında, Dündar ve Gül'e isnat edilen'FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'ne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım ve bu şekilde suça iştirak', ‘casusluk ve casusluk amacıyla belge bilgi temin edip açıklama' iddiasının Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde görülen MİT TIR'larına ilişkin davadan bağımsız düşünerek hüküm vermenin mümkün olmadığını savundu.
Savcı, bu nedenle Yargıtay'daki davanın sonucunu beklemek üzere, ‘darbeye teşebbüs ve silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme' suçunun dosyadan ayrılmasının usuli zorunluluk olduğunu dile getirdi. Savcı Çalışkan, sadece dosya içeriğindeki deliller, kişiler ve eylemler üzerinden değerlendirme yapılması zorunlu olduğunu belirterek, Yargıtay içtihatlarında ‘casusluk ve casusluk amacıyla belge bilgi temin edip açıklama' suçları için öngörülen unsurların gerçekleşmediğinin kabulünün gerektiğini ifade etti.
Savcı Çalışkan Dündar ve Gül'e yöneltilen ‘devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri, temin etme, casusluk ve darbeye teşebbüs' suçlarının nitelikleri itibariyle basın yoluyla işlenebilen suçlar olmadığını ve Basın Kanunu'nda düzenlenen 4 aylık düşme süresinin geçerli olmadığını savundu.
Bilgi ve görüntülerin daha önce yayımlandığı iddiasının doğru olmadığını öne süren Çalışkan, internet sitesine konulan görüntü eşliğinde söz konusu bilgi ve belgelerin daha önce basım ve yayımının yapılmadığını iddia etti. Çalışkan, Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği'nin raporunun da Gül'ün haberinden önce basım ve yayımının yapılmadığını aktardı. Çalışkan, Dündar'ın bilgi ve görüntüleri temin ettiği kaynağı gizleme ihtiyacı duymasının, görüntü temini için kitap yazmasının, bilgi ve görüntülerin daha önce açıklanıp yayımlanmadığının en önemli göstergesi olduğunu ileri sürdü.
"Ulusal güvenlik, ulusal menfaat, devlet sırrı ve mahkeme kararlarını yok sayan, özellikle Dündar'ın savunmasında yaptığı gibi bu değerleri aşağılayan, onu suç işlemenin aracı ve örtüsü kılan, dejenere bir basın özgürlüğü anlayışının, ne ulusal-uluslararası hukuk normlarıyla ne de çağdaş ülke uygulamalarıyla bağdaşır yönü bulunmamaktadır" diyen Çalışkan, Dündar ve Gül'ün eylemlerinin gazetecilik eylemi olmadığını iddia etti.
Dündar'ın ‘Tutuklandık' kitabında avukatının kendisini "…TIR'ları durduran savcıları, askerleri tutukladılar, devletin sırrını ifşa ağır ceza gerektiren suçtur, tutuklama kaçınılmaz" sözleriyle uyardığı kısma mütalaasında yer veren Çalışkan, "Bu beyan sanıklar Can Dündar ve Erdem Gül'ün savunmalarının aksine gazetecilik değil bir suç faaliyeti içerisinde olduklarını bilerek, hareket ettiklerini göstermektedir" dedi.