Aydınlanma Hareketi'nin çağrıcılarından hukukçu Özlem Şen Abay, Sputnik'e yaptığı açıklamada, iktidarın attığı her adımın laikliği aşındırdığını ve Kahraman'ın sözlerinin bir sonuç olduğunu söyledi.
‘İSLAM DEVLETİ OLMAMIZA BİR ADIM KALDI'
"Bu konuda iki noktaya özellikle işaret etmek istiyorum. Birincisi, bu açıklamayı yapan şahıs herhangi bir kişi değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı. Dolayısıyla bunun herhangi bir söz ya da gaf olduğu söylenemez. Buna dair bir sorumluluk alınmalıdır Meclis Başkanı tarafından. İkincisi ise, söylenen sözlerin bir başlangıç değil, sonuç olduğunu düşünüyoruz. AKP, iktidar olduğu süreç içerisinde bu taşları aslında adım adım döşedi. 15 yıl boyunca attığı her adımda laikliği biraz daha aşındırdı. Eğitim sisteminde mevcut dönüşüm, hukukun dönüşümü ve atılan tüm adımlar, toplumsal ve siyasal yaşamı tümüyle dini referans ve kuralların egemenliğine soktu. Hal böyleyken, gelinen noktada Türkiye'nin bir İslam devleti olmasına bir adım kaldı. Meclis Başkanının attığı adım da bu açıdan değerlendirilmeli. Anayasa'da kalan son laiklik ibaresinin değiştirilmek istenmesi bize göre bir çeşit şeriatçı darbe girişimi. Buna izin vermemiz, sessiz kalmamız söz konusu bile olamaz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Laiklik ilkesi yeni anayasada yer alacak" yönündeki açıklamalarını ‘takiye' olarak nitelendiren Özlem Şen Abay, "Takiye alışkanlığı ve geleneği, bu hareketin tarihi boyunca var. Biz icraatlara ve sürece bakmalıyız. Meclis Başkanının söylediği sözler AKP iktidarı açısından istenilen ve gelinmek istenen nokta. Fiili olarak da memleketimiz bu noktaya zaten getirildi" ifadelerini kullandı.
‘ŞERİATÇI GİRİŞİMLERE KARŞI BİR ARAYA GELİNMELİ'
Kısa bir süre önce bir deklarasyonla yola çıkan Aydınlanma Hareketi, Meclis Başkanı Kahraman'ın açıklamalarına karşı, yaşamın her alanında egemen hale gelen dini kuralların toplumsal ve siyasal alandan çıkarılması gerektiği çağrısında bulundu. Ülkenin şeriatçı herhangi bir girişime karşı, bir araya gelinmesi gerektiğini vurgulayan Aydınlanma Hareketi, hukuki ve toplumsal anlamda mücadele edileceğini belirtti.