İlahiyatçı Kırbaşoğlu: Laiklik söylemi ve laiklik karşıtlığı taktiksel bir mesele

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman'ın "Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır, dindar anayasa olmalıdır" şeklindeki açıklaması gündemde bomba etkisi yarattı. RS FM'de Yavuz Oğhan'ın hazırlayıp sunduğu 'Bidebunudinle' programında konuşan İlahiyatçı Prof. Hayri Kırbaşoğlu, açıklamaların suni gündem yaratma amaçlı olduğunu söyledi.

AK Parti içindeki İsmail Kahraman, Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç gibi isimlerin kendisi gibi Türk Talebi Birliği ekolünden geldiğini söyleyen Kırbaşoğlu, bu ekolün de İslam toplumu, şeriat uygulama gibi takıntıları olduğunu ifade etti. Kırbaşoğlu, "Laik söylemi ya da laiklik karşıtlığı meselesi taktik oldu. Öteki yaratmak için dizayn edildi" dedi.

​'KAFALARINDAKİ İSLAM DAYATMACI VE TEK TİPÇİ'

Taraftarı oldukları İslami modelin gerçekte uygulama şansı olmadığını vurgulayan Kırbaşoğlu, şöyle konuştu:

​"Kafalarda herkesin Müslüman olduğu ve Müslümanlıktan aynı şeyi anladığı algısı var. Türkiye'de yüzde 99'u Müslüman olan bir toplum ifadesi var, ama bu şehit efsanesi. Kendisini Müslüman olarak tanımlamayan geniş kesimler var. Türkiye bir toplum olarak varolmaya devam edecekse farklı kimliklerin ortak yaşama iradesinin ortaya konduğu bir uzlaşma metnidir anayasa.  Mevcut iktidarın İslamı bildiğine şüpheliyim. İslam kafalarında dayatmacı, tek tipçi İslamo-faşizm tarzında bir proje olarak görülüyor. AK Parti büyük ölçüde sırtını skolastik anlayışa dayadı. Bunların oyuyla ayakta kalma durumunda olduğu için böyle adımlar atılıyor. Bunlar tehlikeli adımlar. Türkiye'de yolsuzluk had safhada. Şeriat uygulasanız ne olur, uygulamasanız ne olur."

Açıklamayı tamamen PR olarak nitelendiren ilahiyatçı Hayri Kırbaşoğlu, dindar anayasa geldiği taktirde, eleştiri yapan bir kişinin hem anayasaya hakaretten yargılanacağını hem de toplum nazarında dinsizlikle suçlanabileceğini söyledi.

'LAİKLİĞİN KALDIRILMASI YENİ BİR ŞEY DEĞİL'

Konda Araştırma Şirketi'nin kurucusu Tarhan Erdem ise bu konunun ilk defa gündeme gelmediğini belirterek, İsmail Kahraman'ın Birlik Vakfı'nın başındayken sunduğu anayasa teklifini hatırlattı:

"Bu yeni bir şey değil. Erdoğan'ın İsmail Kahraman'ın bu fikirde olduğunu bilmemesi mümkün değil. Aslında bu amaçla getirilmiş bir zat olarak düşünüyorum. Sayın Erdoğan'a panelden önce de ne söyleyeceğini bildirmiştir" dedi.

İsmail Kahraman'ın Meclis Başkanı sıfatıyla bu açıklamayı yapmasını eleştiren Erdem, bunun kaygıyı arttıracağını, devlete olan güveni de yok edeceği görüşünde.

​'DİNDAR ANAYASA NE DEMEK?'

Tarhan Erdem, "Laikliğin kaldırılması son nokta değil, sonrasında eğer laiklik kaldırılırsa peşinden eğitimin dini bir eğitime dönüşmesi, okulların ayrılması, kadın haklarının ve ifade özgürlüğünün iyice daraltılması konuları da var. Dindar Anayasa ne demek? Türkiye sadece bir tek dine bağlı inşaların olacağı bir memleket mi? Böyle olacaksa, Müslümanlığın pek çok çeşidi var. Her insanın anlayışı için çok çeşitli din tanımı yapılabilir. Bir buçuk ay önce Başbakan bir Anayasa tanımı yaptı. Ben onun altına imzamı atarım. Ama yerel yönetimleri katmak şartıyla derim. Başbakan'ın söylediği anayasa ile şimdi söylenen arasında aynı şey değil. Laiklik dinin devlet işleriyle birleştirilmemesi demektir. Siz laikliği kaldırıp bir de dindar anayasa derseniz o dinin kurallarını uygulayacaksınız demektir. Burada şeriattan ileri bir şey konuşuyoruz."