RS FM'de Yavuz Oğhan'ın hazırlayıp sunduğu 'Bidebunudinle'de konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Profesörü Sultan Uzeltürk, böyle bir anayasanın herkesi kapsamayacağını söyledi.
'AVRUPA LAİKLİK SORUNUNU ORTAÇAĞ'DA ÇÖZDÜ'
Dindar Anayasa söyleminin teknik olarak hukukta yerinin olmadığını vurgulayan Uzeltürk, bununla devletin resmi dininin kastedildiğini düşünüyor. Türkiye'de resmi din ibaresi 1924 Anayasası'nda yer almış 10 Nisan 1928 tarihinde de kaldırılmıştı. Uzeltürk, peki bu ibare tekrar konulursa ne olur sorusunun cevabını da 1924 Anayasası ve resmi dini olan Avrupa ülkeleri ile karşılaştırma yaparak verdi: "Avrupa din ve devlet işlerini Ortaçağ'da birbirinden ayırdı ama İslam devletlerinde bu mücadele olmadı."
"Dindar Anayasa kavramı devlet sistemini nasıl oluşturduğunuzla ilgili bir meseledir. Devletin resmi bir dininin olmasıyla bağlantılı bir kavram bu. Avrupa'da örnekleri meşruti monarşilerde yani İngiltere gibi ülkelerde var. Bizde 1924 Anayasası'nda devletin dini İslam'dır deniyordu; ama gidişatı laiklik doğrultusundaydı ve sadece bir hüküm vardı. Padişah da şeriat hukukunun uygulanması yetkisini de Meclis'e vermişti. Geçiş dönemiydi, çok kısa yürürlükte kaldı. Avrupa'da da birçok yerde resmi din var. Ama bu resmi din sizin hem hukuk sisteminize hem de günlük hayatınıza yansımıyor. Bunlar dinsel anlamda reformlarını gerçekleştirmiş, devlet işlerini hem fiilen hem hukuken birbirinden ayırmış devletler. Ama İslam ülkelerine baktığınızda hem hukukta hem günlük yaşamda etkisini görüyorsunuz. Avrupa Ortaçağ'da bu meseleyi halletti. Sivil iktidarlar kilisenin yetkilerini Ortaçağ'da sınırladı. Bizde böyle bir mücadele olmadığı için İslam'ın siyasallaşmasını ağır biçimde hissederiz. Günlük hayatımız da etkilerini görürüz."
'TÜRKİYE'DE SIKINTI ÇEKMEYEN Mİ KALDI?'
"Türkiye'de sadece dindar kesim sıkıntı çekti demek haksızlık oldu. Türkiye'de sıkıntı çekmeyen mi kaldı? Mesele insan haklarıysa bunu sağlayacak mekanizmalar vardır."
'ANAYASA KAPALI KAPILAR ARDINDA YAPILIYOR'
Laikliğin yasayla açıklanmasının şart olmadığını söyleyen Sultan Uzeltürk, evrensel değerlere atıfta bulundu, yapılacak yeni anayasanın yapılı yöntemini eleştirdi ve geleceğe ilişkin kaygılarını paylaştı. Yapılması gereken asıl şeyin demokratik ve katılımcı anayasa sürecini başlatmak olduğunu söyleyen Uzeltürk şöyle konuştu: