"Roketsan, Havelsan gibi şirketlerimizin içinde olduğu bir yapı geliştirme sürecine girecek. Zaten orta, yüksek ve alçak irtifa projelerimiz sürüyor. 16, 20 kilometre menzilde vuracağınız bir sistem yapıyorsunuz. Bunun biraz daha menzilini artırıp gelen tehditleri daha önceden haber alıp daha yüksek bir irtifada ya da daha ileri bir menzilde karşılayan bir sistem yapıyoruz. Artık gündemde doğrudan bir alım olmadığı için adım adım geçeceğimiz sistemi zaten NATO'ya entegre olarak yapacağız."
KİLİS'E ÇÖZÜM SİLAHLI İHA
Hürriyet'ten Deniz Zeyrek'in haberine göre Kilis'in Katyuşyalara hedef olmasının Türkiye için yeni bir tehdit olduğunu belirten Demir "Bunlar, teknoloji kullanarak önceden fark edilip müdahale edilmesi zor unsurlar. Bu tür ilkel sistemlerle aktif mücadele eden ülkeler var. Ancak örneğin İsrail'in karşılayabildiği ilkel silahlarda bile belli bir oranda başarı sağlanıyor. En doğru yöntem bölgeyi gözleyip hareketli tehdidi izleyip anında kaynağında vuracak bir kabiliyete sahip olmak. Silahlı İHA'lar gibi" diye konuştu.
Bir komuta kontrol sistemi, hedef belirleme, değerlendirme, hangi silahınızın hangi aşamada aktif olacağını bilen bir karar sistemi bulunduğunu kaydeden Demir şöyle konuştu:
"Örneğin, sınır ötesi hedefler için Fırtına obüsleri kullanıldı. Bu komuta kararıdır. Sınır ötesine daha değişik şekillerde müdahale edecek roket sistemleri de mevcut. Ancak komutanlar obüsleri seçti. Bizim işimiz talepleri karşılamak." Demir geçmişte talep geldiğinde ‘nereden alırız' diye baktıklarını hatırlatarak artık ‘neyi nasıl geliştirebiliriz' moduna geçtiklerine işaret etti. Demir şöyle konuştu: "Çok iyi biliyoruz ki satın alma bir yere kadar. Bir ülkenin her şeyini kendisi yapması da mümkün değil. Öncelik sıralaması yapıp kritiklik çalışması yapacaksınız. Türkiye'nin aktif mücadele içinde olduğu alanlarda acil ihtiyaçları var. Bu ihtiyaçları bir an önce temin etmek için şirketlerimiz devredeler. Sloganımız şu; ‘insan yapısı bir şey ise biz onun daha iyisini yaparız.'"
Demir şöyle devam etti: "Cirit, mızrak gibi isimler yerliliğin sembolü oldu. Üretimde de yerlilik oranı çok çok yüksek. Ancak, yerlileşmenin önemli boyutlarından biri tahrip, takip ve hassasiyet açısından da daha iyi bir yerli üretmek. Yerlilikte hedefimiz yüzde 100. Bağımlılık her zaman sıkıntı yaratır. Sonuçlar, 35 bin kişinin çalıştığı, 500 alt yüklenicinin oluştuğu sektörümüzü motive ediyor. 15 milyar dolar geliştirme projesi hacmi var. Bunlar pahalı projeler ve daha fazla kaynak ayrılmalı. Savunma sanayine ayrılan para sadece askeri harcama olarak görülmemeli. Çünkü elde ettiğimiz bilimsel bilgi ve teknolojiyi aktarıyoruz."
Demir, "Başika kampındaki tank olayında olduğu gibi koruma sisteminiz yeterli ise tehdidi bertaraf edebilirsiniz. Başika'daki tank modernize edilen M60 tankımızdır ve orada gördüğümüz sonuçtan memnun kaldık. Tank hedef oldu, hasar görmedi ve kendisine saldıran unsuru vurdu. Bu önemli" dedi.
Bir komuta kontrol sistemi, hedef belirleme, değerlendirme, hangi silahınızın hangi aşamada aktif olacağını bilen bir karar sistemi bulunduğunu kaydeden Demir şöyle konuştu: "Örneğin, sınır ötesi hedefler için Fırtına obüsleri kullanıldı. Bu komuta kararıdır. Sınır ötesine daha değişik şekillerde müdahale edecek roket sistemleri de mevcut. Ancak komutanlar obüsleri seçti. Bizim işimiz talepleri karşılamak." Demir geçmişte talep geldiğinde ‘nereden alırız' diye baktıklarını hatırlatarak artık ‘neyi nasıl geliştirebiliriz' moduna geçtiklerine işaret etti. Demir şöyle konuştu: "Çok iyi biliyoruz ki satın alma bir yere kadar. Bir ülkenin her şeyini kendisi yapması da mümkün değil. Öncelik sıralaması yapıp kritiklik çalışması yapacaksınız. Türkiye'nin aktif mücadele içinde olduğu alanlarda acil ihtiyaçları var. Bu ihtiyaçları bir an önce temin etmek için şirketlerimiz devredeler. Sloganımız şu; ‘insan yapısı bir şey ise biz onun daha iyisini yaparız.'"
Kilis'in Katyuşyalara hedef olmasının Türkiye için yeni bir tehdit olduğunu belirten Demir "Bunlar, teknoloji kullanarak önceden farkedilip müdahale edilmesi zor unsurlar. Bu tür ilkel sistemlerle aktif mücadele eden ülkeler var. Ancak örneğin İsrail'in karşılayabildiği ilkel silahlarda bile belli bir oranda başarı sağlanıyor. En doğru yöntem bölgeyi gözleyip hareketli tehdidi izleyip anında kaynağında vuracak bir kabiliyete sahip olmak. Silahlı İHA'lar gibi" diye konuştu. Demir şöyle devam etti: "Cirit, mızrak gibi isimler yerliliğin sembolü oldu. Üretimde de yerlilik oranı çok çok yüksek. Ancak, yerlileşmenin önemli boyutlarından biri tahrip, takip ve hassasiyet açısından da daha iyi bir yerli üretmek. Yerlilikte hedefimiz yüzde 100. Bağımlılık herzaman sıkıntı yaratır. Sonuçlar, 35 bin kişinin çalıştığı, 500 alt yüklenicinin oluştuğu sektörümüzü motive ediyor. 15 milyar dolar geliştirme projesi hacmi var. Bunlar pahalı projeler ve daha fazla kaynak ayrılmalı. Savunma sanayine ayrılan para sadece askeri harcama olarak görülmemeli. Çünkü elde ettiğimiz bilimsel bilgi ve teknolojiyi aktarıyoruz."