Demir’in sözlerini Defense News’e değerlendiren Ankara'dan bir NATO büyükelçisi, Türkiye'nin saldırı becerisine sahip füze sistemi geliştirmesinin NATO açısından şaşırtıcı olduğunu söyledi.
Büyükelçi, “Türkiye, güvenlik şemsiyesinin bir parçası. Bölgede artan askeri tehdit algısına rağmen, Türkiye'nin saldırı amaçlı füze sistemleri geliştirme çabasının stratejik bir anlamı olduğundan emin değiliz” ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE İLE İRAN ARASINDA FÜZE KAYNAKLI DÜŞMANLIK İSTEMİYORUZ'
Ankara'daki bir AB büyükelçisi ise Türkiye'nin füze sistemi geliştirmesinin bölgede mezhepçi gerilimleri artıracağını söyleyip, iki ülke arasında ‘füze’ kaynaklı düşmanlığın istenmediğinin altını çizdi.
'TÜRKİYE HAYDUT DEVLET DEĞİL'
"Füzeler, biyolojik, kimyasal ve nükleer savaş başlıkları taşıyabildiği için genelde "haydut devletler" tarafından tercih ediliyor. Türkiye, haydut devlet değil. Saldırı amaçlı füze sistemleri geliştirmeyi amaçlıyor."
'KAÇ TANE SİSTEMİ NEREYE KOYACAKSINIZ?'
Savunma Sanayii Müsteşarı Demir, Çin’e verilen füze savunma ihalesinin iptal edilmesine ilişkin olarak “Böyle bir sistem alındığında bunların sürekli idamesi, yazılımlarının güncellenmesi, bir dizi teknolojik unsur var. Orada biz her üç dört yılda bir, bir ülkenin kapısını çalıp veya hangi ülkeye bağlı kaldıysak yenileme, modernizasyon gibi faaliyetlerde sürekli bağımlılık bizim uzun vadede stratejik olarak çok arzu ettiğimiz bir şey değil” demişti.
Demir, “Füze sistemi dediğimizde bir ülkenin caydırıcılığı da önemli. Böyle bir sistemi kurduğumuzda bir balistik füzeye karşı koruma yarıçapınız 20 kilometre veya hava soluyan hedefe karşı 120 kilometre. Kaç tane sistemi nereye koyacaksınız? Biz 4 sistemden konuşuyorduk. Türkiye'nin neresini, ne kadar savunacaksınız” ifadelerini kullanmıştı.