Avrupa'nın 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana görülen en büyük göç dalgasıyla karşı karşıya kalması nedeniyle Merkel'in ihtiyatlı tutumunu bir kenara bırakıp Almanya dışındaki jeopolitik alanlara yönelmek zorunda kaldığını kaydeden Delfs, "Ancak şöyle bir ikilem söz konusu: Merkel, Almanya'dan uzaklaştıkça, seçmenlerini elde tutması daha zorlu hale geliyor. Ayrıca Avrupa'nın dört bir yanında istikrarsızlığın hüküm sürdüğü bir dönemde, Merkel içerideki nüfuzunu kaybetme riskiyle de karşı karşıya kalıyor" ifadelerini kullandı.
'ALMAN İSTİHBARATININ ELDE ETTİĞİ YENİ BİLGİ KAYGI YARATTI'
Delfs'e açıklamalarda bulunan Merkel'in partisi Hristiyan Demokrat Birliği'nden bir yetkili, Alman istihbaratının Mağrip'te Avrupa'ya gitmek isteyen bir milyon sığınmacı bulunduğuna dair bilgiye sahip olduğunu ifade etti. Alman yetkili, bu bilginin Merkel'de yeni bir kaygı yarattığını vurguladı.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi Berlin Ofisi Başkanı Josef Janning, Merkel'in duyduğu kaygının nedenini, "Almanya'nın Kuzey Afrika'da daha etkin olması, Merkel için bir tehdit. Keza toplumun anlamadığı bir konuyla ilgilenirken dikkatli olmak gerekiyor" sözleriyle açıkladı.
'BM'NİN SON RAPORU ETKİLİ OLDU'
Öte yandan yazar Delfs, Merkel'in Türkiye ile yapılan anlaşmayı Kuzey Afrika ülkelerine uygulamaya çalıştığını vurguladı. Almanya Başbakanı'nın özellikle Libya'daki duruma odaklandığını kaydeden Delfs, Merkel'in Ortadoğu ve Afrika'daki etkinliğini artırmasına BM'nin yayınladığı son raporun neden olduğunu savundu:
"Rapora göre, yasadışı insan kaçakçıları rotalarını değiştirmeye başladı. Ege Denizi'ni terk eden kaçakçılar, Libya'dan İtalya'ya insan taşımaya ağırlık verdi. İtalya ise bu gelişme karşısında Akdeniz'deki ulaşım yollarını kapatmak için plan yapıyor.”