Habertürk'te Ece Üner'in sorularını cevaplayan Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle:
* Seçim hükümetindeki bakanlık görevini kabul etmiş olsaydım acaba ajan, paralelci denilebilir miydi? O gün paralelci değildim bugün paralelciyim. Bütün bu sözleri Türk milletinin ferasetine bırakıyorum.
* Olağanüstü bir kurultay talebinde bulunduk. Mahkeme kararı verdi. Şimdi kurultayı toplayacağız. Şimdi asıl soru şu; kendi seçtikleri delegelerden neden korkuyorlar? Ben 100 delegeyle görüştüm. 'Evet' denen sayıyı söylesem uykuları kaçar.
* O tüzük maddesi değişecek. Seçimli kongre sonraki iş. Genel Kurul'da bizim durumlarımızın düzeleceğini biliyorum.
'MHP'NİN OYUN YÜZDE 25'
* Görebildiğim kadarıyla bana 3. Dünya Savaşı başlatmış olmalarından anlaşılıyor ki biraz zamana ihtiyaç var. Bizim genel merkezimizde Saray çevresinden bir beklenti var. Anayasa değişikliğine bir destek beklentisi var.
* Hukukun üstünlüğü bakımından zorlu bir süreçten geçiyoruz. Mahkeme 'delegelerin imzaları gerçek' dedi. Saadet Partisi prosedürü izleniyor.
* Yaptırdığım anketlere göre MHP'nin oy oranı yüzde 25 gözüküyor. Kurultayın yapılmasına destek olan delege salt çoğunluğun üstünde.
* AK Parti'nin yüzde 30'luk bir kemik oy oranı oluştu. Yüzde 19.5'lik bir seçmen kitlesi var ki, ANAP'tan gibi partilerden geçmiştir. Bu orandaki bir seçmenin benim başımda olacağım bir MHP'ye kaymış gözüküyor.
* Ben yüzde veremem ama yüzde 25'lik bir rakamla başlarız. MHP'nin oy potansiyelini bildiğim için nereye gideceği bizim çalışmamıza bağlı.
* 2001'de elbette Erdoğan mağduriyet üzerinde bir sempati vardı. 28 Şubat olmuştu, insanlar haksızlığa uğramışlardı. Sayın Erdoğan'a doğru koşan kitlenin gözlerinde öfke vardı. Benimle ilgili gördüğüm ise huzur.
'HDP'YE OY VERENLERİN BEKLENTİSİ BOŞA ÇIKTI'
* Demokrasilerde seçmenin hür iradesiyle vermiş olduğu oyların oranını tartışamazsınız. Bir kısım insan Sayın Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığının önüne geçmek istiyordu. Bir kısım insan ise bunun önüne geçilmek için oy verildiğini söylüyordu. HDP'ye oy verme gerekçelerinin yanlış olduğunu söyledim.
* Ben İçişleri Bakanlığım döneminde tayinler yaptım. Hanefi Avcı'yla çalıştım. Bütün bunlara baktığımız zaman en başından itibaren paralel, dikey, kare, üçgen gibi hiçbir yapı devletin içinde olamaz. Asıl sorgulanması gereken iktidarın bu tür yapılarla beraber çalışmasıdır. Görevim olsa asla müsade etmem.
* Ergenekon davaları zamanında hukukun zedelendiği söylendiğinde hem Cemaat'in yazalarının hem de iktidara destek veren yazarların "hukukun azıcık zedelenmesinde sıkıntı yoktur" dediklerini duydum.
* Bir gün uyandık Cemaat kumpas kurmuş. Yalçın Akdoğan'ın yazılarını okuduk. Peki burada kandırıldınız anladık. Gelelim bugüne. Ergenekon'daki sanıklar beraat etti. Ama kimse hakkında işlem yapılmadı.
* Gönlüm şaibesiz mahkemenin sürmesini ister. Yarın yine "pardon bizi kandırdılar" dense hukuk zarar görür. PDY denen mesele terör örgütüyse buna yardım-yataklık edenler nerede?
* 17-25 Aralık olmamış olsaydı yine beraber hareket edilecek miydi? Bugün iktidar olayım bu davaların herkesi memnun edecek şekilde devam etmesini sağlarım.
'BAHÇELİ GÖZÜMDEN DÜŞTÜ'
* Sayın Bahçeli, son derece nazik birisi olarak bilinirdi. Ancak o televizyon programında gözümden çatır çatır döküldü. Bahçeli şaibeli sözleriyle gözümden düştü. Bahçeli 'Hep Meral derseniz çizerim' demişti. Ben mahkemeye verdim, mahkemeye.
* Her ilde müthiş bir teveccüh ile karşılaşıyorum. Başbakan olacağım.
ENSAR VAKFI
* Çocuk öyle bir şeydir ki emanettir. Çok dikkat edilmesi gerekiyor. Buna benzer olaylarda cezaların artması gerekiyor. Sadece çocuklar değil kadınlar üzerinde de bir şiddet artışı var. Çok uzun yıllara dair kadın hakları ile ilgili bir çalışmam var. İstismar edilen kadınlar, çocuklar. Burada herkes görevini yapmalı. Ahlaksız ahlaksızdır. Şerefsiz şerefsizdir. Onun için bu saygı ve kapsayıcı dile ihtiyaç var. Karaman, küçük yerlerde de insanların güvensiz olduğunu gösterdi. O suçlunun peşinden gidilmeli. O vakfın bütün eksikleri üzerine gidilmelidir.