Söz konusu üç ülkenin vatandaşlarının AB üyesi tüm ülkelerde 180 gün içerisinde 90 gün kesintisiz şekilde vizesiz seyahat edebildiğine vurgu yapılan açıklamada, önceliğin tüm Birlik’e üye tüm ülkelerin vatandaşlarına vize serbestisi sağlanması olduğu kaydedildi.
AB, 2014 yılında ABD'ye, Kanada'ya ve Brunei'ye tüm AB vatandaşlarına vize serbestisi uygulaması için Nisan 2014'te iki yıllık süre tanımıştı.
‘ORTAK VİZE POLİTİKAMIZDA ASLİ UNSUR MÜTEKABİLİYETTİR’
AB Komisyonu'nun Göç, İçişleri ve Vatandaşlıktan Sorumlu Üyesi Dimitris Avramopulos, konu ile ilgili olarak, “AB ortak vize politikasında asli unsur mütekabiliyettir. Schengen bölgesine vizesiz girebilen 3. ülke topraklarına AB vatandaşlarının da serbestçe girebilmesi beklenir” değerlendirmesinde bulundu.
Avramopoulos, “Vize konusu bu ülkelerle gündemimizde üst sırada yer alacak. Adil ve dengeli bir sonuç almayı bekliyoruz” diye de ekledi.
Çoğu AB üyesi ülke vatandaşı ABD'ye vizesiz seyahat edebiliyor, ancak bazı Avrupa ülkeleri bu imtiyazdan faydalanamıyor. Polonya, Hırvatistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Bulgaristan ve Romanya vatandaşları iş veya eğlence için ABD'ye gitmek istediklerinde vize almaları gerekiyor. Bu ülkeler Brüksel'in Washington'a karşı bu konuda sert bir tutum almasını talep ediyor.
Ancak Amerika’nın Sesi’nde yer alan habere göre, AB Komisyonu’nun ABD vatandaşlarına vize uygulamaya başlanması halinde Schengen Bölgesi’ne gelenlerin sayısında yüzde 5’lik bir düşüş olabileceğini tahmin ediliyor. Bunun da 1.8 milyar euro’luk bir ekonomik kayıp anlamına gelebileceği belirtiliyor.
Güven Özalp imzalı haberde ayrıca, vize muafiyetinin askıya alınmasının AB ile ABD arasındaki diplomatik ilişkileri olumsuz etkileme potansiyeli taşıdığı da AB Komisyonu’nun tespitleri arasında yer alıyor. Bu bağlamda ilk akla gelen potansiyel sorun alanı ise müzakereleri süren ticaret anlaşması TTIP.