RS FM'de Yavuz Oğhan'ın hazırlayıp sunduğu 'bidebunudinle'de konuşan Avukat Celal Ülgen, "Uygar ülkelerde cezayı ve yaptırımı devlet uygular. Tüm bunlara ‘oh olsun demek' ilkel bir toplum örneğidir. Siz eğer cezaevlerine tabanca girmesini engelleyemezseniz; orada gardiyanların da, görüşmeye giden ziyaretçilerin de, avukatlarında da hayatı tehlikeye girer" dedi.
Toplumdaki 'şişlenme' inanışından bahseden Ülgen, şöyle devam etti:
'Mahkumun göz göre göre öldürülmesi idam cezasına eş değerdir' diyen Ülgen, "Bizim çabamız hukuk devletini bütün kurumlarıyla egemen kılmaktır. Cezaevine giren birinin cezasını oradaki iki-üç kişi adları nam salsın diye çeşitli yöntemlerle öldüremez. Siz necisiniz, kimsiniz?" diye sordu. Ülgen, işin ucunun hukukçulardan siyasetçilere kadar herkese uzanacağını söyledi.
TABANCA İÇERİ NASIL GİRDİ?
Ülgen, "İçeriğe tabanca sokulabilmesinin iki yönü vardır. Birinci yöntemi para karşılığında kötü niyetli çalışanlar tarafından parça parça götürülüp sonradan monte edilmesi. İkinci yöntem ise ziyaretler sırasında yeterli güvenlik önlemi alınmamasıyla olur. Bu ikinci yöntem çok zor. Birinci yöntem ağır basar. Tabanca mutlaka görevi kötü kullanan çalışanlardan temin edilmiştir. Bunu zaten herkes çok iyi biliyor. Üç beş gün sonra şişlenecek diye bekliyorlardı. Şişlenmedi, tabancayla vuruldu. Bu olay sadece hukuk sistemimiz açısından değil, bütün dünyaya inandırıcılığımız açısından da sınıfta kaldığımızın göstergesi oldu. Yazıklar olsun" diye konuştu.