AB ile Türkiye arasında imzalanan ‘sığınmacı anlaşması’ kapsamında kabul edilen ‘20 Mart sonrasında Yunan adalarına ulaşan sığınmacıların Türkiye’ye iadesi’ne dün başlamıştı. Sakız ve Midilli adalarında hazırlanan ‘hot spot’larda tutulan ve büyük bölümünü Pakistanlıların oluşturduğu 202 kişilik ilk grup dün Dikili’ye getirilmişti.
Sığınmacıların iadesinin ilk günü planlandığı şekilde geçse de ikinci gün sorunlarla başladı. Zira Sakız adasındaki geçici merkezde tutulan ve Türkiye’ye gönderilmesi planlanan 100 sığınmacı 'bulunamıyor.'
Güvenlik güçleri kayıp sığınmacıların bulunması için Ada’da arama çalışmalarına başladı. Ancak yetkililer, Sakız’daki merkezde tutulan sığınmacılardan 800’ünün anlaşmanın uygulanmasına üç gün kala firar etmesi ve yüzlerce sığınmacının kampı terk ederek limana gitmesi nedeniyle kayıp 100 kişinin bulunmasının kolay olmayacağını belirtti.
‘YUNAN ADALARINDAKİ 200 GÖÇMEN YARIN TÜRKİYE’YE GELECEK’
Bu arada Türk tarafı geri gönderme işleminin yarın devam edeceğini açıkladı. Reuters’a konuşan bir Türk “Yarın yine Dikili'den alım yapacağız. Yaklaşık 200 düzensiz göçmen alacağız” dedi.
'GERİ GÖNDERİLEN SIĞINMACILARA PLASTİK KELEPÇE'
Ayrıca DHA'ya göre dün Midilli üzerinden Türkiye'ye gönderilen sığınmacıların, Yunanistan'ın Kavala kentindeki mülteci kampından alınarak feribota bindirilişi sırasında ikişerli gruplar halinde birbirlerine plastik kelepçeyle kelepçelendiği ortaya çıktı. Sivil toplum kuruluşları bu görüntüye Yunan basınında tepki gösterdi.
Dikili’de ise sığınmacı anlaşmasının imzalanmasının ardından başlayan rahatsızlık sürüyor.
Yunan adalarındaki sığınmacıların Dikili’ye gönderilmesi sürecinde kendilerinin devre dışı bırakıldığı söyleyen Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun, “Yetkili kurumlar tarafından sığınmacıların varışıyla ilgili olarak resmi olarak bilgilendirilmedik. Bu nedenle de dedikodulara dayalı bir durumla ilgili açıklamalar yaptığımız bir durumun içindeyiz” yorumunda bulundu.
RT’ye konuşan CHP’li Tosun, karşı oldukların şeyin sığınmacılar değil bu durum olduğunun da altını çizdi. Tosun ayrıca, Dikili’deki sağlık hizmetlerinin bölge halkına bile yetmediğinin altını çizerek, “Sığınmacılar geldiğinde onlar da vatandaşlarımız gibi sorun yaşayacak” dedi.
Öte yandan sığınmacıların iadesine başlanmasına rağmen, Türkiye’den Yunan adalarına yasadışı geçişler sürüyor. Yunan yetkililer, dün Ege Denizi aşan 339 sığınmacının daha Yunanistan’a ulaştığını açıklayarak ülke genelindeki toplam sayının 52 bin 451’ye yükseldiğini belirtti.
Bu sığınmacıların 4 bin 725’i Pire limanında, 11 bin 290’ı da Makedonya sınırındaki İdomeni kasabasında bulunuyor.
Milli Savunma Bakan Yardımcısı Dimitris Viças Pire limanındaki sığınmacıların nisan sonuna kadar tahliye edileceğini; Atina hükümetinin sığınmacılardan sorumlusu sözcüsü Yorgos Kiriçis ise limanın gelecek hafta boşaltılacağını söylüyor. Ülkenin iç kesimlerindeki kamplara gitmek istemeyen sığınmacıların Atina hükümetinin bu kararına vereceği tepki de belirsiz.
AB KOMİSYONU İLTİCA BAŞVURULARINA ‘EL ATACAK’
Bu arada sığınmacı krizinin tırmanması nedeniyle bazı AB ülkeleri tarafından askıya alınan Dublin Anlaşması’nın yetersiz kaldığı görüşünün baskın olduğu AB Komisyonu yeni bir adım atmaya hazırlandığı iddia edildi.
DW’nin aktardığına göre, Komisyon'un önerilerini kaynak gösteren Die Welt, iltica başvurularını değerlendirme sorumluluğunun milli düzeyden AB düzeyine alınması' planlandığını yazdı.
Haberde, Avrupa İltica İşlemleri Destek Bürosu'nun (Easo) bütün ülkelerde şubesi olan ve başvuru yanıtlarına yapılan itirazları da değerlendirecek olan, karar yetkisiyle donatılmış bir ajansa dönüştürülmesi öngörülüyor.
AB Komisyonu'nun reform önerisinde ‘mültecilerin korunma ihtiyacını gözetecek ve işlemleri uyumlaştıracak bir merkezi karar mekanizması' oluşturulmasından söz ediliyor.