Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avukatlar Günü dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde avukatları kabul etti.
Erdoğan, kabulde yaptığı konuşmasına, 5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla gerçekleştirilen ziyaret için teşekkür ederek başladı.
Her meslek grubunda olduğu gibi avukatlar arasında da bu sıfatı istismar ederek, başka emeller peşinde koşanların bulunduğunu ve bundan sonra da olacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
‘AVUKATLIK BÜROSU ADI ALTINDA TERÖR ÖRGÜTÜ BİRİMİ'
‘TERÖRLE MÜCADELEYİ HUKUK İÇİNDE YÜRÜTMESEK, MESELE BİZİM İÇİN 3 GÜNLÜK İŞTİR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Gezi olayları da, paralel yapının darbe teşebbüsü de, 7 Haziran öncesinde oluşturulan iklim de bölücü terör örgütünün eylemlerine başlaması da zahirde birbirinden bağımsız görünüyor. Ama esasta hepsi aynı oyunun birbirlerini takip eden sahneleridir. Eğer devlet olarak terör örgütüyle mücadeleyi ahlak, vicdan ve hukuk ölçüleri içinde yürütmezsek, bu mesele bizim için 3 günlük iştir. Paralel yapı denen şer örgütünün ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında tüm imkânları ve gücüyle, devletimiz ve milletimizin aleyhinde çalıştığını bilmenizi istiyorum"
Türkiye'nin uzun süre farklı isim ve görüntüler altında faaliyet gösteren vesayet odaklarının zulmü altında kıvrandığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Milletimizin inancını hedef aldılar, başaramadılar, milletimizi geçmişine düşman etmek istediler olmadı. Siyaset ve toplum mühendisliği projeleriyle milletimizi belirli kalıpların, biçimlerin içine hapsetmeye çalıştılar, istediklerini elde edemediler. Mezhep ve meşrep farklılıkları üzerinden birtakım kurgulara giriştiler, sonuç alamadılar. Etnik köken fitnesine sarıldılar yine arzu ettikleri neticeyi alamadılar. Hepsi de sonuçsuz kalınca 2013'ten itibaren yeni yöntemleri devreye soktular.
Önce Gezi olayları denen hadise üzerinden ağaç, yeşil çevre gibi kavramlar üzerinden şahsıma ve hükümete muhalif olan herkesi mobilize ederek, sosyal bir kaos çıkarmayı denediler. Başlangıçta kullanılan kavramların çekiciliğine kapılarak, bu işe sempatiyle bakanlar bile daha sonra 'Mesele Gezi Parkı değil, sen hâlâ anlamadın mı?' şifresini duyunca gerçeği gördüler ve geri çekildiler."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Akademisyen görünümlü destekçi, gazeteci kimlikli casus, siyasetçi kılıklı eylemci, memur unvanlı milis olarak, terör örgütünün emrine girenlerin elinde silahı, bombası olan teröristlerden hiçbir farkı yoktur. Yine kuzu postuna bürünmüş sırtlanlar da terör örgütü mensuplarıyla aynı amaca hizmet ediyorlar. Bu konuda da milletçe dikkatli olmalıyız. Devletine ve milletine ihanet içinde olan hiç kimseyi sırtımızda taşımak zorunda değiliz. Güvenlik güçlerimiz, teröristlerle mücadelelerini başarıyla, fedakarlıkla ve hassasiyetle yürütüyorlar" dedi.
‘MEYDAN OKUYORUM'
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne kem gözle bakan, kötü niyet besleyen herkese, milletim adına, Cumhurbaşkanı sıfatıyla ben de meydan okuyorum" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadelerde bulundu:
"Şehitlerimiz oluyor. Şüphesiz ki ciğerimiz, yüreğimiz dağlanıyor. Ama biz şunu da biliyoruz, bu araziler tapu kadastrosundaki tarla değildir. Nasıl ki imar girdiği zaman arsa olursa, bu vatan toprakları da şüheda kanıyla ıslandığı zaman vatan olur. Her kim ki bu vatana göz dikerse, önce bin yıldır ödediğimiz bedellere baksın, adımını da ona göre atsın. Zira o adım, son adımı olabilir. Bu sözüm, farklı isim ve söylemlerle ülkemizin bütünlüğünü, milletimizin birliğini hedef alan herkesedir. Eğer buna meydan okuma deniliyorsa, evet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne kem gözle bakan, kötü niyet besleyen herkese, milletim adına, Cumhurbaşkanı sıfatıyla ben de meydan okuyorum. Belki biz bir ölüyoruz ama en az 10 da, 20 de, 30 da onlardan öldürüyoruz. Bu, bu şekilde devam ediyor. Terör örgütünün yandaşlarını devre dışı bırakmak için vatandaşlıktan çıkartma dahil gereken tüm önlemleri almakta kararlı olmalıyız. Bunlar bizim vatandaşımız dahi olamazlar."
"Amerika'da bu yapının nasıl bölücü örgütün mensuplarıyla, Ermeni komitacılarıyla koyun koyuna olduğunu bizzat işte bu son seyahatte gördük, yaşadık" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bürokraside, iş dünyasında, sivil toplum örgütleri içinde, pusuda bekleyen paralel yapı mensuplarının, buldukları her fırsatta nasıl içlerindeki kini, düşmanlığı, husumeti ortaya döktüklerini gayet iyi biliyoruz. Yalanın, riyanın, iki yüzlülüğün, sahtekârlığın, şahsiyetsizliğin en üst seviyeye çıktığı bu yapının mensuplarına ve ihanetlerine karşı daima teyakkuz halinde olmalıyız" şeklinde konuştu.
‘KALEYİ İÇERİDEN FETHETMEYE YÖNELİK OPERASYONUN DÜĞMESİNE BASILDI'
İçinde milletin, halkın olmadığı her hareket gibi Gezi Parkı eylemlerinin de kısa sürede balon misali sönüp gittiğini söyleyen Erdoğan, bu yöntem tutmayınca daha sinsi, ince planlanmış, kaleyi içeriden fethetmeye yönelik bir operasyonun düğmesine basıldığını iddia etti.
‘ALLAH'IN YARDIMI VE MİLLETİMİN DESTEĞİYLE BU SALDIRIYI BOŞA ÇIKARDIK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘paralel ihanet çetesinin' harekete geçirilerek şahsıyla birlikte bu ülkenin tüm büyük projelerini, yatırımlarını hedef alan bir saldırının başladığına işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ama dikkat ediniz, burada da işin içinde millet yoktu. Öyle olunca Allah'ın yardımı ve milletimin desteğiyle bu saldırıyı da boşa çıkardık. Yine durmadılar, önce tüm güçleriyle bölücü terör örgütünün güdümündeki partiye destek verip, meşreplerine ve hedeflerine uygun olan bir siyasi aktör üretmeye çalıştılar. 7 Haziran seçimlerini herkes 'bu partinin zaferi' gibi gördü ama aslında yaşanan büyük bir hezimetti. Çünkü çok daha farklı ve keskin bir sonuç hedefleniyordu. Olmayınca da bu defa en aşağılık, en insanlık dışı yöntemi devreye soktular. Yıllar sonra yeniden ülkemize bir kan ve can pazarı kurdular. Bölücü terör örgütü temmuz ayından itibaren eylemlere başladığında, işin gerisinde yıllar süren bir hazırlığın, örgütün kapasitesini ve zekasını çok aşan bir planlamanın bulunduğunu gördüm. Bunu arkadaşlarımla da paylaştım."