"AKP, Şam'daki Şii Baas iktidarından mezhebi nedeniyle rahatsızlık duyuyordu. Katliamlarından dolayı rahatsızlık duyduğunu, duymamıştık" diyen Demirtaş, "Suriye'de iç savaş başladı, Şam rejimi yıkılacaksa, mezhep ve ideolojik açıdan AKP'ye yakın iktidar oluşacak diye baktılar. Mısır'da, Libya'da AKP'ye yakın ideolojide iktidarlar oluşursa, Saray'daki şahıs İslamı dünyasına hilafet olacaktı" ifadelerini kullandı.
#Demirtaş: "Taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmayın" diyerek katliam çağrısı yapanlar iyi bilsin:https://t.co/hUQM9E8c9G
— HDP (@HDPgenelmerkezi) 5 Nisan 2016
‘HALİFE OLMAK İSTEYEBİLİR'
‘ŞAM REJİMİ DEVRİLMİYOR'
Çirkin oyunlarla, rant, talan düzeni üzerine kurulmuş, rüşvet, soygun, hırsızlık ve katliam üzerine inşa edilmiş bir sistemle, bunlara haklı diyemezdik. Şam hayalleri bununla ilgiliydi. 2 ay geçti, 3 ay geçti, 6 ay geçti, Şam rejimi devrilmiyor.
Diğer emperyalist güçler de Şam'la ilgili doğrudan müdahale kararı almıyorlardı. "Suriye'ye asker göndermeyeceğiz' demeye başladılar. Davutoğlu-Erdoğan ikilisi ‘Madem Şam devrilmiyor, diğer güçler asker göndermiyor' dedi, ‘Biz bir şeyler yapmak istiyoruz' dediler, IŞİD'i, El Nusra'yı, Ahrar'u Şam'ı desteklediler.
Ne zamanki bunlar bu barbar grupları desteklemeye başladılar, TIR'larla silah gönderip, Hatay'da, Antep'te, İstanbul'da eğitim toplantıları almaya başlayınca, ceplerine para doldurup Suriye fatihi olarak oraya gönderince, göçler başladı.
Girdikleri her yerde, İslam adına insanları yok etmeye başladılar. Yüzbinlerce insan bu tarafa, milyonlarca insan Ürdün'e göç etmeye başladı.
Yeni Osmanlıcılık hatalı politikalardı. Bu kadar göç olmayabilirdi. Davutoğlu, bizzat terörü örgütledi. Cumhuriyet Gazetesi Genel yayın yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün yargılandığı dava budur. Yüzlerce ağır silah bu gruplara teslim edildi.
Suriye'de demografik değişiklik yapılacak, Nusracılar yerleşecek, Musul Konsolosluğunu biliyoruz. Aylarca IŞİD elemanlarıyla neyin pazarlığı yapıldı. CHP milletvekili hâlâ anlatmadı. ‘Terörle müzakere olmayacak' diyorsunuz, en barbarlarıyla yaptınız Musul'da. Araları bu kadar iyiydi.
Kadın vekillerimizin AKP için verdiği gensoru karşısındaki tutumlarını izlemişsinizdir. Aileden sorumlu kadın bakan, ‘çıkıp bu vakfı karalayamazsınız' demekle yetindi. Çocuklara değil vakfa sahip çıkmak kutsal geldi. ‘bir keredir, vakfı yıpratamazsınız', ‘Sizin amacınız AKP'yi Sarayı yıpratmak' deyip, aileleri, çocukları değil, Saray'a biat etmenin antrenmanı yaptılar.
‘AKP VE MHP GRUP TOPLANTILARI BİRLİKTE GERÇEKLEŞSİN'
Çakma milliyetçi Çin malı partinin desteğiyle gensoru reddedildi. 7 Haziran'dan beri ‘AKP'nin kuyruğu' diyordum, düzeltiyorum. AKP'den daha AKP'li olmuştur. Salı günü iki AKP grup toplantısı yapıyor. Emeğe de zamana da yazık. AKP ve MHP grup toplantıları birlikte gerçekleşsin. Davutoğlu konuşurken Bahçeli yanında dursun, ikisi birden toplantı yapsın.
‘KATLİAM ÇAĞRISI YAPTI'
Defalarca ifade ettik. Bu vücutta baş gitse bile bedenimiz yine sizin önünüzde diz çökmez, merak etmeyin. Katliamın, alçaklığın tarihini yazmış olanlar, bizi tehdit ederek, halkı tehdit ederek, katliamla korkutarak bir kez daha iktidarlarını güncelleyemeyecek. Tarih tekerrür etmeyecek. Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta yaptıklarınızı bir daha yapamayacaksınız. Dersim'deki, Sason'daki gibi yapamayacaksınız. Geçti o günler.
Bu tür tehditler sizleri yıldırmasın. Nereye gideceğini bilinmeyen söylemler karşısında yılgınlığa düşmeyin. Memleket, Ortadoğu kan gölüne döndü. İktidardaki kafa aynı olunca, ülkenin geldiği durum bu oluyor. İnsani, ahlaki noktada durmaya devam edeceğiz.