Türkiye'de siyasetin yargıya müdahalesi ve yargı bağımsızlığının tartışılması gerektiğini ifade eden Tezcan, AK Parti iktidarında yargının, siyasetin tahakkümü altına girdiğini vurguladı.
‘BAKAN TWEETLERİNİ SİLMİŞ'
Bülent Tezcan, Adalet Bakanı Bozdağ'ın geçmiş yıllardaki konuşmalarını okuyarak, Bozdağ'ın farklılık gösteren tutumunu eleştirdi.
‘TALİMAT OLMASI İÇİN NE SÖYLEMESİ GEREKİYOR?'
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'nin, Gerçek Gündem internet sitesindeki haber nedeniyle sorumlular hakkında kanuni işlem yapılmasını istediğine dair ‘gizli' ibareli bir yazıyı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiğini öne süren Tezcan, "Bu tam da Anayasa'nın 138. maddesindeki talimat değil mi? Daha başka talimat olması için ne söylemesi gerekiyor?" dedi.
Adalet Bakanı Bozdağ'ın yargıya müdahale etmek gibi kötü alışkanlığı bulunduğunu, hakkında yargıya müdahaleden 2 fezleke hazırlandığını anımsatan Tezcan, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanı'nın, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararına 'yanlış' deyip, buna karşı 'uymayın' telkinlerine ne yazık ki Adalet Bakanı uydu. HSYK Başkanı sıfatıyla yargı organının başında olan, yargı bağımsızlığını korumakla yükümlü olan Adalet Bakanı, 'mahkeme yetkisini aşmıştır' dedi. Bunun bir tane anlamı vardır. Mahkemeyi Anayasa Mahkemesi kararına isyana teşvik etmektir. Böyle bir adalet bakanı, hukuk sistemi olur mu?"
Bozdağ'ın ‘cumhurbaşkanına hakaret' suçundan 1584 dosyada soruşturma izni verdiğini belirten Tezcan, "Cumhurbaşkanına hakaret suçu artık işlenemez suç haline gelmiştir. Çünkü Cumhurbaşkanı siyasetin aktif aktörü olmuştur, herkesle cebelleşen bir Cumhurbaşkanı. Ey Sayın Adalet Bakanı, böyle bir tablo içerisinde bin 584 tane soruşturma iznini hangi vicdanla verdin, hangi düşünceyle verdin, hangi hukuk adamlığıyla verdin?" dedi.
Tezcan, "Sayın Bakan hukuku değil, Cumhurbaşkanı'nı koruma derdi ve telaşı içerisindedir. Hukuku korumaktan aciz, Cumhurbaşkanı'nın hukukunu milletin hukukundan üstün sayan ve talimat altında hareket eden bir Adalet Bakanı var, onun için bu gensoruya 'evet' diyeceğiz" ifadesini kullandı.
AK PARTİ'DEN ATİLLA İLHAN ŞİİRİYLE YANIT GELDİ
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı ise, Atilla İlhan'ın "Ben sana mecburum bilemezsin / Adını mıh gibi aklımda tutuyorum" dizelerini okuyarak, "Bülent Bey Sayın Cumhurbaşkanı'na yönelik konuşmasını hayli geniş tuttu. Anladım ki Sayın Cumhurbaşkanı'nı, Sayın Tezcan mıh gibi aklında tutuyor" dedi.
Bostancı, Tezcan'ın eleştiriyi aşar tarzda kişisel ifadeler kullanmasının doğru olmadığını belirterek, konuşmacının belli makamlara gelmiş insanlar hakkında kullandığı ifadelerinin saygı çerçevesinde olmadığını söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök de Atilla İlhan'ın şiirinin dizelerinin AK Parti Grubu için daha uygun olduğunu öne sürerek, "AKP Grubu, bakan, başbakan arasında bir beraberliği sergileyen anlayışı sürdürerek Sayın Bakan'ın cevap vermesi gereken konuya AKP Grup Başkanvekili cevap vermek suretiyle birbirlerine ne kadar mecbur olduklarını göstermiştir" diye konuştu.
Gensoru hakkında AK Parti Grubu adına konuşan Ardahan Milletvekili Orhan Atalay da gensoruya konu mesele başta olmak üzere birçok meselenin tohumlarının CHP'nin 27 yıllık iktidarında ekildiğini savundu.
AK Parti iktidarının da CHP'nin neden olduğu tahribatı kaldırmak için büyük bir gayretle çalıştığını öne süren Atalay, yargı tarihinde de CHP'nin neden olduğu birçok kara leke bulunduğunu öne sürdü.
Gensoruda Adalet Bakanı Bozdağ'ın Anayasa Mahkemesi kararlarına karşı görüşlerine yer verildiğini anımsatan Atalay, şöyle devam etti:
‘ERDOĞAN'A HAYASIZCA SALDIRILMASININ NEDENLERİNDEN BİRİ İSRAİL'
"Cumhurbaşkanımıza dışarıdan ve içeriden hayasızca bir saldırı başlamış ve bu inatla sürdürülüyor. Dış saldırının sebeplerine baktığımızda iki neden görüyoruz: Biri İsrail'e çekilen 'one minute', ikincisiyse 'Dünya 5'ten büyüktür' tespiti veya cesareti. Diğer nedeniyse büyük bir kıskançlıktır. Bana öyle geliyor ki 2002'de bir parti kurup 2003'te tek başına iktidara gelen ve o gün bugün 10 defa halkın önüne gidip her defasında halkın büyük bir teveccühüne mazhar olan bir adamı kıskanmak garipsenecek bir şey değildir.
‘ÇÖZÜM SÜRECİ YÜZYILIN PROJESİ'
HDP: KANDİLİN SÖZCÜLÜK İÇİN BİZE İHTİYACI YOK
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, "Kandil'in sözcülük için bize ihtiyacı yok, bizim de Kandil'in sözcülüğünü yapma gibi bir niyetimiz yok. Çözüm sürecini, HDP'nin parti olarak seçime girme kararı vermesi ve başkanlık hesabını bozması, Kobani'nin de IŞİD çetelerine karşı tarihi bir direniş göstererek düşmekten kurtulması nedeniyle bozuldu" diye konuştu.