Ziyaretin kritik olmasının sebebi, ABD-Türkiye anlaşmazlıklarının oldukça derin olduğu bir dönemde gerçekleşmesi ve bizzat Erdoğan’ın siyasi perspektifleri açısından büyük ölçüde belirleyi bir rol oynaması.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine Beyaz Saray’ın desteğini alabilecek mi? Türkiye ile ABD ve Erdoğan ile Obama arasındaki görüş ayrılıkları ne kadar derin? Obama’nın, Erdoğan’ın görüşme talebine reddi nasıl değerlendirilmeli?
Konuyla ilgili Sputnik Radyosu’na konuşan 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Milli Güvenlik ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi Başkanı, Genelkurmay Başkanlığı Silahsızlanma ve Uluslararası Güvenlik İşleri Daire eski Başkanı, (E) Tuğgeneral Haldun Solmaztürk şu değerlendirmelerde bulundu.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülke içinde siyasi olarak ciddi bir muhalefetle karşı karşıya. Bu muhalefet karşısında konumunu güçlendirmek için Amerika Birleşik Devletleri ile uyum içinde olduğunu ve Amerika Birleşik Devletleri’nin ve genelde Batı’nın desteğinin arkasında olduğu izlenimini vermeye çalışıyor. Bu da yine bu ziyaretin bir başka kritik yönü.
Üçüncüsü, Türkiye’nin milli menfaatleri, bölgedeki gelişmeler, Suriye ve Irak’taki gelişmeler bir kenara konsa bile Recep Tayyip Erdoğan’ın özellikle Batı’ya dönük, Batılı diplomatlara dönük, Batılı ülkelere dönük, müslümanlar dışındaki din gruplarına dönük söylemi tabi Batı’da çok ciddi bir rahatsızlık yaratıyor. Ve bu söylem saldırgan bulunuyor. Bu ziyaret sırasında sanıyorum bunlar da gündeme gelecektir. Bu açıdan da kritik.
Öte yandan Türkiye’de, Türk iç siyasetinde demokrasinin gerilediği, yolsuzluk ve rüşvetle yeterince mücadele edilmediği, medyanın özgürlüklerinin kısıtlandığı yönünde Batı’da çok güçlü bir algı var. Tabi bu algıda büyük ölçüde gerçeklik payı da var. Bu açıdan da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Devlet Başkanı Obama ve diğer siyaset yapıcılarıyla karşı karşıya gelmesi çok kritik.
Ve belki son olarak Suriye söylenebilir. Çünkü Suriye meselesi ve Başar Esad’ın iktidardan uzaklaştırılması Tayyip Erdoğan için kişisel bir mücadele haline geldi. Bu kişisel mücadelede sadece Rusya ile, İran’la ve bölge ülkeleriyle değil Batı’yla ve Amerika Birleşik Devletleri’yle de karşı karşıya. Bunun da masaya yatırılması ve artık bir çözüme kavuşturulması yönünde sanıyorum bir çaba, bir girişim olacaktır. Bu açıdan da kritik.
Yani neresinden bakarsanız bakın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu ABD ziyareti, son 50-60 yılın en kritik ziyaretidir, denebilir.