"Barış için Akademisyenler bildirisinin, içeriğine katılınsın veya katılınmasın, düşünce ve ifade özgürlüğü sınırları içinde değerlendirilmesi gerektiğini" belirten akademisyenler, bu yüzden de hem 'terör örgütü propagandası' suçlamasının hem de tutuklama kararının 'kabul edilemez' olduğunu vurgulayarak meslektaşlarının bir an önce serbest bırakılmasını talep ettiler.
25 profesör, 27 doçent, 39 yardımcı doçent ve 29 doktor unvanlı psikologlar, bildirgelerinde ifade özgürlüğü konusunda AİHM kararlarından alıntı yaptılar.
'TUTUKLAMA KARARI KABUL EDİLEMEZ'
"Psikoloji akademisyenlerinden kamuoyuna duyuru;
Biz aşağıda imzası bulunan, Türkiye'nin değişik üniversitelerinde psikoloji alanında çalışan akademisyenler olarak kamuoyuna duyurmak isteriz ki:
— 11 Ocak 2016'da kamuoyuna açıklanan Barış için Akademisyenler bildirisinden sonraki gelişmeler, 15 Mart 2016'da imzacı üç akademisyenin 'terör örgütü propagandası' ile suçlanarak tutuklanması ile yeni bir aşamaya varmıştır.
— Tutuklanan üç akademisyen arasında Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyelerinden, meslektaşımız Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan da vardır. Söz konusu bildirinin içeriğine katılıp katılmadığımızdan bağımsız olarak, hukuki hiçbir standarda uymayan bu suçlamayı da, tutuklama kararını da kabul edilemez buluyoruz."
'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ HAKLARINI KULLANDILAR'
— Esra Mungan ve onunla birlikte tutuklanan akademisyenler, Muzaffer Kaya ve Kıvanç Ersoy ile hakkında yakalama kararı çıkarılmış olan Meral Camcı anayasal güvence altındaki ifade özgürlüğü haklarını kullanmışlardır. AİHM kararlarında belirtildiği gibi, ifade özgürlüğü sadece olumlu karşılanan ve zararsız düşünceleri değil, aynı zamanda devleti ya da toplumun bir bölümünü inciten, şoke eden ya da rahatsız eden düşünceleri de kapsar. Bu demokratik bir toplumu oluşturan çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirliliğin bir gereğidir.
— Meslektaşlarımızın en kısa zamanda serbest bırakılmasını ve öğrencilerine kavuşabilmelerini talep ediyoruz."