HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, valiliğin bugün yapılmak istenen nevruz kutlamalarına izin vermediği Tunceli'de, Seyit Rıza Meydanı'nda açık hava toplantısına katıldı. Meydanda ateş yakılırken, sıkı güvenlik önlemleri alınıp, alana girenler tek tek arandı. Etkinliğe katılan Demirtaş'ı taşıyan aracın geçiş yapacağı bütün güzergahlarda, araçların park yapılmasına polis izin vermedi. Ara sokak ve caddelere park eden araçlar ise tek tek kaldırılırken, belediye binası önünde park eden bazı araçları, polis detektör köpekleriyle bomba aramasından geçirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren Demirtaş, Erdoğan'ın Türk halkına, 'ya bendensiniz ya düşmansınız' ayrımını yaptığını savundu. Demirtaş, "Ya bizden yanasınız, ya da düşmansınız diyorlar. Bush döneminde Amerika Başkanı da aynen bu şekilde konuşuyordu. Türkiye'de ilk defa bir Cumhurbaşkanı, bunu bu kadar açıklıkla ifade ediyor. Düşman kavramını ilk defa bir Cumhurbaşkanı kendi yurttaşları için kullanıyor. Ülkede terörü destekleyenler var ama hükümette, iktidardalar. Tehlikenin büyüklüğü burada zaten. IŞİD terörünü, El Nusra'yı bu terör örgütleri besleyip, büyüten AKP hükümetidir. En büyük terör destekçisi AKP'dir. Ankara'da bu örgütler toplantı halindedir. Urfa'da Arap aşiret liderleri PYD'ye karşı, Nusra ve Ahrar'uş Şam'ın yanında olmak üzere silahlı ordu kurduklarını ilan ediyorlar. AKP'nin denetiminde oluyor bunlar" diye konuştu.
‘AKP'YE BAĞLI SİLAHLI ÖRGÜTLER VAR'
"Bizim emrimizde, bizim yönetimimizde, bizim kudretimizde hiçbir silahlı örgüt yok. Biz hiçbir silahlı örgüte, şahsiyete ya da kişiye bugüne kadar asla ne talimat verme, ne yönetme, ne de yönetme konumunda olmadık. Bizim demokratik bir kuruluş yapımız var, bunu herkes çok iyi biliyor, biz bir siyasi partiyiz. Bizde emir alan, ya da talimat alan başka yapılar yok. Hiçbir siyasi partiyle bağı olmayan, halk içinde örgütlenmiş, halktan destek alarak kurulmuş bütün silahlı örgütlerin, dikkat edin tek siyasi faturasını HDP'ye çıkarıyorlar. Bu silahlı örgütlerin hiçbirini neredeyse eleştirmiyorlar, isimlerini bile ağızlarına almıyorlar. HDP diyorlar, neden? Çünkü demokratik siyaset alanında HDP onları neredeyse aşağı doğru götüren, bitiren bir siyasi noktaya gelmiştir. Saldırmalarının nedeni budur. Bizim silahlı örgütlerimiz yok. HDP'ye bağlı silahlı güçler yok. Bunu çok net olarak söylüyorum, bir şeyi gizlemek, saklamak için değil. Ama AKP'ye bağlı silahlı örgütler var, illegal silahlı örgütler var. Doğrudan kendilerinden emir alan, devlet dışı yapılanmalar var Esadullah timi gibi sahada, emniyetin hiyerarşik birimine tabi olmayan, hata ordunun yapılanmasına bağlı olmayan, yani doğrudan kendilerine bağlı illegal silahlı yapıları var bunların."
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A ÖNERİ
Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın muhtarlar dışında, Çiller ve diğer kesimleri de çağırması önerisinde bulunan Demirtaş, "Sana naçizane tavsiyem; O kadar muhtarı toplayacağına, mesela Çiller'i çağır. Onun şürekasını çağır. Kenan Evren yok ama sağ kalanları çağır. O kadar muhatara her hafta o eziyeti yapacağına, Diyarbakır zindanındaki işkencecileri çağır. Esad Oktay yok ama onun o dönemki işkenceci arkadaşları var. Mamak'taki cezaevi müdürünü çağır. İbo'ya işkence yapanları çağır bakalım. Belki onlar da o karanlık dönemlerde yaptıkları işkencelerin dışında kullanmadıkları yöntemler vardır, onları öğrenirsiniz" dedi.
‘SONUNA KADAR DİRENECEĞİZ'
Konuşmasının son bölümünde, TBMM'deki dokunulmazlık tartışmalarına da değinen Demirtaş, HDP milletvekilleriyle birlikte kendisinin de tutuklanabileceğini belirterek, vasiyetini açıkladı. Demirtaş, "Dersim'deki ve sesimizin ulaştığı bütün halkımız, yoldaşlarımız bilsinler; bizi cezaeviyle tehdit etmeye, terbiye etmeye çalışıyorlar. Yaparlar mı yapmazlar mı? Bilemeyiz. Bu kadar vahşeti yapan, bizleri cezaevine atmış şaşırmayız. Ama olur da, bu çılgınlığı da yaparlarsa, sizlere sadece bir vasiyetimiz olabilir. Siz nasıl korkmadan, dimdik direndiniz ya, biz de cezaevine girerken öyle gireriz. Başımız dimdik, onurla, gururla gireriz. Biz içerde olursak, dışarıyı cezaevi haline getirtmelerine izin vermeyin. Direnişten, dik duruştan taviz vermeyin. Zindanla, dışarıyı özgürleştirene kadar, nerede olursak olalım, bu can, bu tende oldukça bütün yoldaşlarımızla sonuna kadar direneceğiz" dedi.