Başbakan Ahmet Davutoğlu dün yaptığı açıklamada, "Hodri meydan, gelin hep beraber bütün dokunulmazlıkları kaldıralım. 506 dokunulmazlık fezlekesini de Meclis'e getirmeye hazırız" ifadelerini kullandı. Muhalefetin çağrıya olumlu cevap vermesinin ardından gözler hükümet kanadında.
"Dosyalar geliş sırasına göre işleme konmayacak. Önce HDP'nin dosyalarına bakılacak. Bu adım HDP'yi Meclis'ten atmak için yapıldı. ‘Sorunu Meclis'te değil, silahla çözeceğiz' mesajı veriliyor. Diğer partilerin vekillerinin dokunulmazlık dosyaları sonuna kadar bekletilecek. Ne olursa olsun, hırsızlıktan dosyası bulana AKP'liler için konuşmuyoruz. Doğrudan HDP'yi konuşuyoruz. Bu Türkiye'de bir dönüm noktasıdır"
Kürt siyasetçilerin yıldırılmak istendiğini söyleyen Laçiner, "Ne dış politikada, ne de iç politikada böylesi bir şey için mantıklı bir sebep yok. Bir akıntını içinde gidiyorlar. Olumlu amaç olduğunu düşünmüyorum" dedi.
Erdoğan'ın pek çok kesimi hedefine aldığını söyleyen Laçiner, terör tanımının yeniden yapılmasına dair tartışmalarla ilgili ise şu değerlendirmeyi yaptı:
"Mesele terör tanımı değil. Bu tanıma kimi sokacağınız. Türkiye üç aydan beri savaş halinde. Bunu normalleştirmeye çalışıyorlar. Ne söyleseniz, size ‘terörist' diyecekler. Toplum bu hale geldiğinde ilk olarak hükümete bakılır. ‘Ne oluyor' diye sorulur. Fakat hükümet bizi bu soruyu sormaktan men etmeye çalışıyor."
‘DİĞER YERLERDE ÇATIŞMA OLMAYACAĞININ GARANTİSİ YOK'
"Mart ayında böyle miydik? Yüksekova'da, Nusaybin'de çatışmalar oluyor. Diğer şehirlerin böyle olmayacağının hiçbir garantisi yok. İnsanların hayatı önemsizleştirildi. Son zamanlarda olan olaylar 90'larla kıyaslanıyor. Ama 90'ları çoktan geçtik. PKK'nın sözcüleri bize ‘Daha neler olacak, siz görün' diyorlar. Demek ki hazırlanıyorlar. Gelecekte 10 bini geçen insan kaybından söz edeceğiz. Şehirlerin savaş durumuna alışmamalıyız. Düşünün ki Ankara gibi güvenliğin en üst seviyede olduğu yerde saldırılar oldu. İstanbul gibi denetimi olmayan yerler ne olacak? İnsanlar haklı olarak çok tedirgin. Ülkeyi bu hale getirdiler. Övünülecek bir şey olduğunda iktidar da biziz diyorlar. Peki, bunların hesabını kim verecek?"