Avrupa Konseyi, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ‘Cumhurbaşkanına Hakaret' konusunu içeren 299'uncu maddesinin tamamen kaldırılması çağrısında bulundu. Avrupa Konseyi'nin anayasal konulardaki uzman organı olan Venedik Komisyonu, TCK'nın 216'ncı (Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama), 301'inci (Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama) ve 314'üncü (Silahlı Örgüt) maddelerinin de Avrupa hukuk normlarına uygun biçimde yeniden yazılmasını istedi.
‘AVRUPA NORMLARI İLE BAĞDAŞMIYOR'
Venedik Komisyonu, cumhurbaşkanına hakaretin cezalandırılmasını öngören 299'uncu maddenin ‘Avrupa ve uluslararası standartlarla uyuşmadığını' belirtip, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğüyle ilgili içtihadını ihlal edici kovuşturmaların önüne geçilmesi için ‘en iyi çözümün' maddenin TCK'dan tamamen kaldırılması olacağı görüşünü savundu.
‘TOPLUMSAL TARTIŞMA KAPSAMINDA ELE ALINMALI'
TCK 299 temelinde özellikle medya kuruluşlarına yönelik kovuşturmaların otosansüre neden olduğuna vurgu yapılan raporda, ‘katil', ‘hırsız', ‘diktatör' gibi terimlerin ‘toplumsal tartışma kapsamında ele alınması' gerektiği görüşü kaydedildi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğüyle ilgili maddesinin toplumsal konularla ilgili siyasi konuşmaların kısıtlanmasına istisnai durumlarda imkan tanıdığı hatırlatıldı.
AVRUPA'DAKİ UYGULAMA NASIL?
Alman Federal Mahkemesi 2000 yılında aldığı bir kararla, haksız da olsa, sert üsluplu siyasi eleştirinin cumhurbaşkanına hakaret suçu olarak tanımlanamayacağına hükmetti. Hollanda'da bir kişi bu suçtan en son 1960'lı yıllarda yargılandı.
Benzer durum Belçika, Yunanistan, Portekiz ve İspanya gibi ülkeler için de geçerli. Polonya ve İtalya gibi ülkelerde suç ceza kanunlarında kalmaya devam etse de nadiren uygulanıyor, cezası da tazminattan öteye gitmiyor. Fransa ise 2000 yılında çıkardığı yasayla, cumhurbaşkanına hakarete hapis cezasını kaldırdı. Fakat yasanın mevcut haliyle dahi geçtiğimiz yıllarda AİHM'de mahkum olmaktan kurtulamadı.
‘ŞİDDET İÇEREN VAKALARLA SINIRLI TUTULMALI'
Venedik Komisyonu, ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama'yla ilgili TCK 216'nın da daha dar bir kapsamda ve AİHM'nin ifade özgürlüğü içtihadı ışığında yeniden yazılmasını istedi. Maddenin 3'üncü bendinin ‘dine saygısızlığı cezalandırmak için kullanılmaması' ve ‘sadece bilinçlice ve çok sert biçimde toplumsal düzeni bozucu ve şiddet çağrısı içeren vakalarla sınırlı tutulması' gerektiği görüşü dile getirildi.
'301 YENİDEN YAZILMALI'
‘SİLAHLI ÖRGÜT' İLE İLGİLİ MADDEYE DE AÇIKLIK İSTENİYOR
Bu paragraflar kaldırılmayacaksa, pratikte ifade ve toplantı özgürlüğünü kapsamayan davalarda TCK 314'le birlikte kullanılması uyarısında bulunuluyor.
Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi'nin anayasal konulardaki danışma organı konumundaki Venedik Komisyonu 1990 yılında kuruldu. Komisyon demokratik kurumlar, temel haklar, seçimler, siyasi partiler ve yargıyla ilgili konularda Avrupa genelinde müşterek bir hukuk alanı oluşturulması için çalışıyor.
Komisyona, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 47 Avrupa Konseyi devletinin yanı sıra ABD, Brezilya, İsrail, Güney Kore, Kırgızistan, Kazakistan, Kosova, Meksika, Şili, Cezayir, Fas, Peru ve Tunus da üye. Venedik Komisyonu'nun rapor ve tavsiyeleri AİHM, Avrupa Konseyi organları ve AB tarafından referans belge olarak kullanılıyor.