Dokunulmazlıklarının hiçbir zaman olmadığını ifade eden Demirtaş, "Bize dokunulmazlık güvencesini sağlayan şey, anayasadaki dokunulmazlık maddesi değil, halkımızdır. Bizim dokunulmazlığımız meşruiyetimizden ve halkımızın desteğinden geliyor. Şimdi bu iradeye saldırıyorlar. Bu iradeyi hiçleştirmeye, hakaret etmeye çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.
Kendilerine atanmış memurlar gibi davranıldığını belirtenn Demirtaş, "Halk rahatsızmış, dolayısıyla HDP'lilerin dokunulmazlığı kaldırılmalıymış. Size oy verenlerin bir kısmı rahatsız olabilir. Bize oy verenlerin tamamı da sizden rahatsız. Eğer ölçü oysa sizin de dokunulmazlığınızın kalkması lazım" dedi.
'HANGİ YÜZLE ELLERİNİ KALDIRACAKLAR'
"Halk soygunu, talanı, tecavüzü onaylıyor mu? Bundan dolayı yargılanması gereken vekiller var. Onlar paşa paşa koltuklarında oturacaklar, hiçbir şey olmamış gibi, bizim dokunulmazlıklarımızla ilgili oylama sırası geldiğinde de bu hırsız, bu rüşvete, tecavüzden yargılananlar el kaldıracak, bizim dokunulmazlığımız kalksın diye. Hangi yüzle ellerini kaldıracaklar merak ediyorum."
'550 VEKİLİN DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILSIN'
Cesaret varsa, 550 milletvekilinin de dokunulmazlığının kaldırılması çağrısında bulunan Demirtaş, amacın toplumu HDP'den uzaklaştırma ve HDP'yi kriminal bir örgütmüş gibi gösterip, partilerine olan ilgiyi dağıtmak ve büyüme trendini durdurma girişimi olduğunu kaydetti.
'ERDOĞAN ÇÖZÜM SÜRECİNE İHTİYAÇ OLDUĞUNU KABUL EDİYOR'
'LÜKS DEĞİL, ZORUNLULUK'
Demokratik, barışçıl çözüm ihtiyacının halkın en temel ihtiyacı olduğunu kaydeden Demirtaş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye'de herkes savaşın ağır faturasını ve bedellerini ödüyor ve çözüm süreci bizler açısından bir lüks değil, bir zorunluluktur. Öyle Cumhurbaşkanı dolaba koydu, buzluğa koydu diye de bitecek bir süreç değil. Her zaman çözüm süreci bizim gündemimizdedir. Bunlarla olur veya başkalarıyla olur ama Türkiye kendi barışına kavuşacaktır."
'BIRAKTIKLARI HARABELERE BAŞARI DİYORLAR'
İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın Şırnak, Nusaybin ve Yüksekova ile ilgili açıklamalarının da anımsatılması üzerine ise Demirtaş, "Siviliyle, ne biliyim eli silahlı PKK'lısıyla, güvenlik görevlisiyle çok sayıda insan ölecek demek. Şehirler yakılıp, yıkılacak demek. Çünkü başka türlü bir çözüm üretemiyorlar. Bunların adına da çözüm diyorlar. Geride Moğollar gibi bir yıkıntı, harabe bırakarak ilerlerken, buna da bir başarı diyorlar" dedi.
'TEK BİR CESUR SİYASETÇİ YOK'
Hükümetten artık tek bir kişinin bile 'barış' demeye cesaret edemediğini savunan Demirtaş, 'silahları biz susturalım, ölümleri durduralım, hendeği de, barikatı da konuşarak çözmeye çalışalım' diyebilen, tek bir cesur siyasetçinin olmadığına dikkat çekti.
'HERKES MAHKEME HUZURUNDA HESABINI VERİR'
"Anayasanın ilgili maddesini değiştirelim" dediklerini ve bu konuda ısrarcı olduklarını vurgulayan Demirtaş, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının fazla olduğunu ve dokunulmazlıkların sınırlandırılması gerektiğini savundu: Bir insan tecavüzle suçlanırken, nasıl dokunulmazlık sahibi olabilir. Nasıl, hırsızlıkla, yolsuzlukla suçlanırken, dokunulmazlık sahibi olabilir. Kaldıralım, bizimki de sınırlanır, onlarınki de sınırlanır. Herkes gider, hakimin, mahkemenin huzurunda hesabını verir. Yok bunu yapmayıp, konuşmalarımızdan dolayı bizi linç ettirmeyi ve sanki bütün olup bitenlerin sorumlusu bir iki HDP'li milletvekiliymiş gibi davranılırsa, biz bunu asla kabul etmeyiz. Birimize dokunulması, 59 HDP'liye dokunulmuş anlamına gelir. Hiç fark yoktur bizim açımızdan.Gerçekten suç işlese bir milletvekilimiz yolsuzlukla anılsa, hırsızlıkla anılsa, bir ihaleyle fesat karıştırdığını duysak, bunla suçlasa savcı, dokunulmazlığın kaldırılması için biz kendi milletvekilimizin teklifini, kendimiz veririz. Aramızda asla öyle bir vekilin dokunulmazlık zırhına sığınarak kalmasını korumayız, istemiyiz de. Ama düşüncelerinden, siyasi çalışmalarından dolayı bir milletvekilimizin cezalandırılmasını da herhalde normal karşılayacak değiliz."