Sığınmacı konusunda kesin bir anlaşmanın sağlanamadığı AB-Türkiye Zirvesi'nin ardından Guardian'da bir yazı kaleme alan Mason, Avrupalı liderlerin Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik tutumu çerçevesinde, "Türkiye'nin AB'ye katılım müzakerelerinin yeniden başlatılması için verilen sözler, temsil edeceği değerler kapsamında uluslarüstü blok için varoluşsal bir kriz yaratabilir" ifadelerini kullandı.
.@JunckerEU #EUCO "Agreement in principle w/ Turkey on #RefugeeCrisis is a game changer. It is a legally sound deal" pic.twitter.com/M4fFpGg0JZ
— Mina Andreeva (@Mina_Andreeva) March 8, 2016
Prime Minister @Ahmet_Davutoglu first met with @Europarl_EN President @MartinSchulz today in Brussels. pic.twitter.com/s6xjqfaPFm
— Volkan Bozkir (@volkan_bozkir) March 7, 2016
'ERDOĞAN'IN GÜLECEĞİ ÇOK ŞEY VAR'
"Türkiye, etnik azınlığa karşı savaş yürütüyor. Çevik kuvvet, büyük bir gazetenin ofislerine baskın düzenledi. MİT, IŞİD'i silahlandırdığına yönelik iddialarla karşı karşıya. Türk jetleri Rus savaş uçağını düşürdü. Ancak Türkiye AB'ye katılmak istiyor. Ülkenin despotluğa doğru hızlı karar alması, Batı için bir diğer varoluşsal sorunu oluşturuyor" diyen Mason, Zaman gazetesine kayyum atanmasına ilişkin eleştirisini, "Yeni patronlar Erdoğan'ın gülen yüzünü hemen ön sayfaya yerleştirdi. Güleceği çok şey var" sözleriyle ifade etti.
'AB, TÜRKİYE'YE GÖZ YUMUYOR
"Afganistan, Yemen, Irak ve Suriye'deki yönetimlerin düşmüş ya da düşüyor olması nedeniyle Türk demokrasisi çöktükçe, Batı, Türkiye'ye daha fazla destek vermek zorunda kalıyor. Ayrıca AB, Türkiye'nin bir gün üye olacağı fikrine daha fazla yoğunlaştıkça, birlikten ayrılmak isteyen tarafları daha güçlü hale getiriyor" diye yazan Mason, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçen ay bir Yunan haber sitesine sızdırılan konuşmalar, Erdoğan'ın AB'yi açıkça tehdit ettiğini gösterdi. Ancak bu konuşmaların ortaya çıkardığı temel doğrular inkar edilemez: Avrupa, demokrasinin erozyona uğramasına, insan kaçakçılarıyla yapılan anlaşmalara ve sivillere yönelik askeri faaliyetlere göz yumuyor."