İtalyan La Stampa gazetesine konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye, Suriye’de devam eden çatışmalar, Rusya’nın Suriye’deki tutumu ve sığınmacı krizi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
‘Suriye krizinin çözümündeki en büyük engel nedir?’ sorusuna "Şüphesiz Rusya" yanıtını veren Çavuşoğlu, ‘Türkiye’nin geniş kapsamlı iş birliği mesajına hazır olduğu, ancak sınırlarının nasıl kontrol edileceğine dair ders almaktan yorulduğunu’ söyledi.
NATO’nun Avrupa’ya sığınmacı akınının engellenmesi amacıyla Ege Denizi’nde devriye görevine başlamasına da değinen Çavuşoğlu, 11 Şubat’ta NATO Savunma Bakanları tarafından varılan anlaşma çerçevesinde, bir savaş görevinin söz konusu olmadığını belirtti.
Sınır kontrollerinin özellikle Türkiye’ye yabancı savaşçıların girişini ve onların Suriye ile Irak’a transit geçişini önlemeyi amaçladığını dile getiren Çavuşoğlu, 37 bin kişinin ‘Türkiye’ye giremeyecekler’ listesinde olduğu, 2011-2016 yılları arasında tespit edilen 3 binin üzerindeki yabancı savaşçının sınır dışı edildiği ve 2015’in başından bu yana IŞİD’e katılan 686’sı yabancı bin 991 kişinin gözaltına alındığını, 719 IŞİD militanının da tutuklu halde olduğu bilgisini verdi.
Çavuşoğlu, yabancı savaşçıların Türkiye’den çatışma bölgelerine geçmemeleri için sınır kontrollerinin arttırıldığına dikkati çekerek, şu ana kadar 7 bin 500 kişinin kontrolden geçtiğini ve bin 700 kişinin geçişine izin verilmediğini de söyledi.
‘BMGK DAHA ÖNCE ÖNLEM ALSAYDI YABANCI SAVAŞÇI TEHDİDİ OLMAZDI’
Çavuşoğlu, BM Güvenlik Konseyi’nin Eylül 2014’te aldığı 2178 sayılı kararı kabulünü takiben sınırdaki kontrolleri arttırdıklarına işaret ederek, “Bu önlemler daha önceden alınmış olsaydı, biz bugün yabancı savaşçı tehdidiyle karşı karşıya olmazdık” diye konuştu.
Sığınmacı krizi karşısında Türkiye’nin büyük çaba sarf ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Eğer uluslararası toplum bu sorunun köklerindeki sorunlarla yüzleşecek küresel bir plan uygulamaya koymazsa, biz bu krizin üstesinden gelemeyiz. Çözüm, bizim için yeniden iskan etme ama birçok ülke göçmenleri kabul etmeye yanaşmıyor. Bu konu daha fazla cömertlik istiyor ve eğer sadece biz yasal göç yollarını açarsak, bu kriz idare edilebilir” diye konuştu.
Suriye’nin daveti üzerine bu ülkedeki IŞİD hedeflerine yönelik hava operasyonuna başlayan Rusya’nın ‘IŞİD’le mücadeleyi bahane olarak gösterdiğini iddia eden Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Sivillerin öldürülmesi durdurulmalı, şehirlerdeki kuşatmalar kaldırılmalı, insani yardım başlamalı. Eğer Suriye’deki insani krizi durdurmak, barışa fırsat vermek istiyorsak, BM ve BMGK üyeleri, Rusya’nın saldırganlığını frenlemeli. Uluslararası toplum, BMGK’nın insani yardımlara yönelik 2254 No'lu kararını sağlamak için Rusya üzerinde baskı kurmalı” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin ‘güvenli bölge’ isteğinin sığınmacılara yönelik yardım ya da Suriyeli Kürtlerin devlet kurmasına önlemeye yönelik bir girişim olarak değerlendirilmesiyle ilgili olaraksa kaydetti:
“Güvenli bölgeler, Suriye’deki çatışmayı çözmeye kapsamlı stratejinin bir parçası. Biz şimdi Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölgenin olmasını ısrarla istiyoruz, çünkü orada Suriyeli Kürtleri temsil etmeyen terörist organizasyon PYD/YPG bulunuyor ve onlar tamamen Cenevre’de, Viyana’da mutabık kalınan BMGK’nın 2254 No'lu kararının tersine kendi gündemlerini izliyor. PYD ve YPG’li teröristler, süreci bütünüyle tek taraflı sabote etmenin yolunu arıyorlar. 17 Şubat’taki korkunç Ankara saldırısının PYD tarafından yapıldığına dair elimizde kanıtlar var. Parmak izi, kullanılan cihazlar. Saldırıyı yapanın Türkiye’ye Kobani’den girdiğini biliyoruz.”
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri de değerlendirdi.
Ankara ile Brüksel arasındaki ilişkilerinin her zaman inişli çıkışlı olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, "AB zamanla, terörizm ile mücadelede, göçmen krizinde, Rusya, Ukrayna, Suriye ile ilişkilerde ve enerji meselelerinde Türkiye ile daha sıkı bir iş birliğinin önemini anladı. Yakın zamandaki gelişmeler, özellikle göçmen krizi, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliğinin bir tercih değil, bir zaruret olduğunu gösterdi. Avrupa ailesinin bir parçası olarak karşımızda aynı geleceğe ve bu nedenle birlikte aynı meydan okumalara sahibiz. Bu bağlamda Türkiye’nin AB’ye üyeliği stratejik bir seçimdir. Güncel zaruretler ötesinde, Türkiye-AB ilişkilerini daha geniş bir perspektif açısından ve stratejik bir yaklaşımla değerlendiriyoruz" dedi.
Türkiye-AB ilişkilerinin uzun vadeli bir vizyon ile daha sağlam bir zemine ihtiyacı olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "İtalya, bizim AB’ye üyelik perspektifimizin uzun zamandan, eskiden beri daima savunucusu olmuştur ve faal siyasi desteğinin gelecekte de devam edeceğine eminiz" görüşünü dile getirdi.