Ana gündem maddesini İngiltere'nin AB'de kalmak için yapılmasını talep ettiği reformların oluşturduğu AB Liderler Zirvesi sonunda konuşan AB Konseyi Başkanı Tusk, varılan anlaşmanın hem AB'nin değerlerini sarsmadığını hem de İngiltere'nin kaygılarını karşıladığını söyledi.
'LİDERLER PAZARLIK MASASINDAN KALKMADI'
'İNGİLTERE'NİN AB'YE, AB'NİN DE İNGİLTERE'YE İHTİYACI OLDUĞUNA DERİNDEN İNANIYORUM'
Bir olduklarını göstermek için fedakarlık yapmaya hazır olduklarını gösterdiklerini kaydeden Tusk, "İngiltere'nin AB'ye, AB'nin de İngiltere'ye ihtiyacı olduğuna derinden inanıyorum. Bu bağı koparmak ortak çıkarlarımıza tamamen aykırı olur. Şimdi karar verme sırası İngiliz halkında" diye konuştu.
'BRÜKSEL'İ SEVİYORUM, İNGİLTERE'Yİ SEVİYORUM'
AB Konseyi Başkanı Tusk, konuşmasını İngiltere Başbakanı David Cameron'ın "Brüksel'i sevmiyorum, İngiltere'yi seviyorum" şeklindeki ifadesine atfen "Brüksel'i seviyorum, İngiltere'yi seviyorum" diye noktaladı.
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ise konuşmasına, "Brüksel'i Avrupa'nın diğer kısımlarından daha çok seviyorum" diyerek başladı.
7+3+3 TALEBİ OLMADI
Varılan anlaşmaya göre, 'emniyet freni' uygulamasıyla, AB ülkelerinden İngiltere'ye gelen göçmenler sosyal yardım sisteminden faydalanmak için 4 yıl bekleyecek. Uygulama 7 yıl geçerli olacak. İngiltere bu sürenin 7+3+3 olmak üzere 13 yıl olmasını istiyordu.
AB'NİN YETKİLERİNİ ARTIRACAK YENİ DÜZENLEMELER, İNGİLTERE İÇİN GEÇERLİ OLMAYACAK
AB'nin yetkilerini artıracak yeni düzenlemeler, İngiltere için geçerli olmayacak.
İngiltere gibi Euro Bölgesi dışındaki ülkeler, ayrımcılığa maruz kalmayacak. İlgili kuralların ihlal edildiği kanaatine varılırsa, acil koruma sistemini devreye sokulabilecek.
İngiltere'nin AB'deki geleceği 2017 sonuna kadar referanduma sunulacak. Cameron, anlaşmaya varılması durumunda referandumda AB'de kalınması için kampanya yürüteceğini ifade etmişti.