Diğer taraftan linç edilerek öldürülen Libya lideri Muammer Kaddafi’nin de benzer bir yönteme başvurduğu hatırlatılan haberde, Kaddafi’nin orduda görev almaları ve kendisine karşı çıkan ayaklanmayı bastırmaları için yoksul Afrika ülkelerinden binlerce savaşçıyı safına kattığı belirtildi.
Öte yandan Libyalı yetkililer bu ‘askere alımın’ önüne geçmekte yetersiz kaldıklarını çünkü insan kaçakçılığı rotaları üzerinden Libya’ya pek çok kişinin geldiğini belirtti. Misrata kentindeki üst düzey bir polis yetkilisi olan Munsif el Walda, “Yasadışı göç tehlike arz ediyor çünkü yabancı savaşçıların buraya gelip IŞİD’e katılmasının önünü açıyor” dedi. Çoğu sığınmacının Avrupa’ya gitmek istediğini ama bazılarının da IŞİD’e katılmaya çalıştığını aktaran Walda, “Ne yazık ki Libya, sığınmacıların kestirme yolunun tam ortasında” ifadesini kullandı.
Yine Misrata’daki askeri istihbaratın başında bulunan İsmail Şukri, IŞİD’in Kaddafi’nin memleketi Sirte’de kurduğu ‘orduda’ yer alanların yüzde 70’inin yabancı olduğunu vurguladı: “Çoğunluğu –tam olarak yüzde veremem ama- Tunuslu, geri kalanı Sudanlı ve Mısırlı. Çad, Nijerya, Cezayir ve Körfez ülkelerinden gelenler de var.”