Şili’deki temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gazetecilere konuştu. Yeni anayasa çalışmaları, AK Parti’nin kurucularından ve hükümet sözcülüğünün de aralarında olduğu önemli görevlerde bulunan Bülent Arınç’ın açıklamalarını ve uçak krizinin ardından Rusya ile yaşanan gerilime değindi.
Hürriyet gazetesinden Vahap Munyar ve Milliyet gazetesinden Fikret Bila’nın haberlerine göre, Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:
‘ANAYASA YAMALI BOHÇA GİBİ, ONU PIRIL PIRIL HALE GETİRMEMİZ LAZIM’
*Anayasa değişikliğinin içinde bir başkanlık sistemi diyelim. Olayı sadece başkanlık sistemine indirgemeyelim. Ortada yamalı bohça gibi bir Anayasa var. Bu anayasayı A’dan Z’ye pırıl pırıl hale getirmemiz lazım. Sivil toplum örgütleri bu işin içerisinde, yeni anayasa değişikliği için çalışmalar yapıyor. Kim katkı verebilecekse, bu işe tüm kesimleri katalım, ortaya efradını cami ağyarını mani bir eser çıksın. Biz ön çalışmaları yaptıktan sonra, referandum noktasında Parlamento’dan geçtikten sonra bir arama konferansı yapalım. 81 vilayette arama konferansı yapılır, bu arama konferansıyla halkın kanaatlerini de alırız. 330’u sağladıktan sonra da, bunu referanduma sunarız. Referanduma götürülmesi halinde de milletten bu işin olurunun çıkacağına inanıyorum. Biz bunu iki kere yaptık, milletimiz ikisinde de arkamızda durdu. Halkın üzerinde en fazla yoğunlaştığı konu, yeni anayasa ve bunun içerisinde başkanlık sistemi. Sistemi sorguluyor şu anda vatandaş, şu an yüzde 55 yüzde 60 aralığında, henüz işin başında bu noktadaysa, halk bilinçlendikçe bu oran çok daha yukarı çıkacaktır.
‘O ZAT, BENİMLE ÇALIŞIRKEN BUNLARI KONUŞMAMIŞTI’
*O televizyon programını izlemedim, ama duyunca da ciddi manada üzüldüm. Konuyla ilgisi olan Yalçın Akdoğan, Efkan Âlâ, Mahir Bey (Ünal) var… Ben Dolmabahçe konusunda her üçüne de, “Onlarla aynı fotoğraf karesinde olmanız doğru olmaz. Çünkü onları muhatap almak, ciddi manada size zarar verir. Sizler hükümetsiniz, onlar hükümetin muhatabı olamaz” demiştim. Nitekim benim Başbakanlığım döneminde de gerek Beşir Bey (Atalay), gerek Sadullah Bey (Ergin) zaman zaman bazı görüşmeler yaparlardı. Görüşme Parlamento’da olurdu ve özel yapılırdı. Ne resim verilirdi ne dışarıya açıklama yapılırdı. Ama Dolmabahçe’de öyle bir şeyin yapılmış olması, karşı tarafın hadiseyi bir mutabakat gibi lanse etmeye kalkması tabii çok ciddi bir yanlış olmuştur. Dolayısıyla, bundan benim haberimin olduğunun, bunun benim müsaademle yapıldığının iddia edilmesi kesinlikle dürüst bir hareket değildir. Doğru bir hareket değildir. Kaldı ki o zat, benimle çalıştığı zaman içerisinde bunları konuşmamıştır. Parlamentodan çıktıktan sonra kalkıp da Cumhurbaşkanı hakkında böyle bir doğru olmayan ifadeler kullanılmasını kabul etmek mümkün değildir.
‘RUSYA’NIN ‘BİZİ SURİYE DAVET ETTİ’ YAKLAŞIMI DOĞRU DEĞİL’
*Biz artık tehdit algısı hesaplarını yapan bir ülke konumundayız. Ülkemizde mülteci sayısı 2.5 milyona ulaştı. Batı’nın üzerine düşeni yaptığını söyleyemeyiz. Ülkemiz mülteci akınının yanı sıra ciddi tehdit altında. Zaman zaman bombalar düşüyor. En son Hazar’dan Suriye’ye atılan ve patlamayan bir füze vardı ki pekala patlayabilirdi de. Bedeli çok da ağır olurdu. Bu konularda şu anda Rusya maalesef hiçbir şeyin hesabını yapmıyor. Rusya’ya yakışmıyor. Rusya’nın, “Beni Suriye devleti davet ettiği için ben oradayım” yaklaşımını da doğru bulmuyoruz. Davet meşru mu değil mi ona bakmak lazım. Biz dikkatli davranıyoruz, dikkatli davranmaya da devam edeceğiz. Tuzağa, oyuna gelmeyeceğiz.
‘RUSYA’NIN GÖSTERDİĞİ KARARLIĞI TÜM KOALİSYON GÜÇLERİ GÖSTERMELİ’
*PKK, AB ve ABD tarafından nasıl terör örgütü olarak kabul ediliyorsa, PYD’nin, YPG’nin de terör örgütü ilan edilmesi lazım. Bunlar da DAİŞ gibi terör örgütüdür. Suriye’nin büyük kısmı DAİŞ’in, diğer büyük kısmı diğer örgütlerin elinde. Rejim ülkenin sadece yüzde 14’üne sahip. Esasen Rusya’nın ortaya koyduğu kararlılığı diğer koalisyon güçlerinin, BM’nin de sergilemesi lazım. Ama yapmıyorlar. Mevcut ortamda Esed gibi ihanet içerisinde olan birinin önünü açmaya çalışmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. ‘2018 seçimlerine katılsın, kazanmazsa kazananla yola devam edelim’ söylemi riskli olduğu kadar umut kırıcı. Cenevre’den beklenti var. Ancak bazı gelişmeler pek umut vermiyor. Bazı tutumlar, oyalama taktiğinin benimsendiğini düşündürüyor. Oysa artık kararlılığa ve irade koymaya ihtiyacımız var.