Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu, dün Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a ziyareti esnasında kendisine eşlik eden gazetecilerin sorularını yanıtladı. Güneydoğu’da operasyonlarla ilgili açıklamalarda bulunan Davutoğlu, Sur ve Cizre’de operasyonların bitmek üzere olduğunu yineleyip buralarda keskin nişancılar tespit edildiğini söyledi. Sur’u İspanya’nın Toledo kenti gibi yapacaklarını ve yeni güvenlik planlamasının detaylarını cuma açıklayacağını söyleyen Davutoğlu, şarkıcı Mahsun Kırmızıgül’ün Twitter’dan kendisine yönelik eleştirilerine de yanıt verdi.
Hürriyet gazetesinden Akif Beki'in haberine göre Davutoğlu operasyonlarla ilgili şu ifadeleri kullandı: “23 Temmuz’da operasyonların başlaması doğru bir karardı. Şimdi ele geçirilen malzemelere baktığımızda, Sur’da 11 ton mühimmat… Şimdi bu doğru kararı doğru süreçlerle desteklemek gerekiyor. 23 Temmuz’da aldığımız karar 4 halkadan oluşan terör zincirini kırmaktı. Kuzey Irak’a da ağır bir darbe vuruldu. IŞİD’e yönelik operasyon yapıldı. Ardından kırsalda etkili bir mücadele başlattık. Sonra şehrin etrafında mezarlık görüntüsü ile halkın üzerinde baskı kurulan yerler yıkıldı. Tabii belli ilçelerde yığınak yapılan yerlerin üzerine gidildi. Silopi bitti, Sur ve Cizre de neredeyse bitti… Sona doğru yaklaştıkça terör olaylarını organize eden çekirdek kadroya yaklaşıyorsunuz. Burada birçok yabancı keskin nişancı da tespit edildi. Bunların hedefi de Türkiye’yi karıştırmak.”
'CİZRE'DE İLK KEZ MAHALLELERE GİRİLİYOR'
Terörü bütüncül olarak ele aldıklarını söyleyen Davutoğlu şöyle devam etti: “Kandil’den Cizre’nin sokaklarına bütüncül olarak baktığımız gibi, 80’li yıllardan itibaren Cizre’de ilk kez mahallelere giriliyor. Bütün şehirler temizleninceye kadar bu mücadele sürecek. Şimdi operasyonun ardından nasıl bir süreç başlatacağız, onu hazırlıyoruz. Bakanlar Kurulu’nda 5-6 saat bunu konuştuk. 300 adım tespit edildi. Tüm bakanlıklara görevler verildi. Bu haftadan itibaren bütün bakanlar, genel başkan yardımcıları ve milletvekilleri dönüşümlü olarak alanda olacak. Ayrıca belediye başkanlarına da görevler verdik. İlçeleri tek tek ele alıyoruz. Bir ilçede bazı adımlar yanlıştır, diğerinde doğru olabilir.”
Bu şehirlerin 90’lı yıllarda çarpık ve kontrolsüz bir şekilde geliştiğini ve terör olayları yaşanmasa dahi kentsel dönüşüme ihtiyaçları olduğunu yineleyen Davutoğlu, “Sur, Silopi, Nusaybin ve benzer yerlere insanca yaşanabilecek konutlar yapılabilecek. Özellikle Sur’da bir taş üzerine taş konsa haberim olacak dedim. Tescilli Diyarbakır evleri, camiler, kiliseler, hanlar Diyarbakır’ın mimari dokusuna hiçbir zarar vermeden restore edilecek. Diyarbakır Sur’u öyle inşa edeceğiz ki aynen Toledo (İspanya) gibi mimari dokusuyla herkesin görmek istediği bir yer haline gelecek” ifadelerini kullandı.
'KLASİK YÖNTEMLERLE BAŞARILI OLMAK ÇOK ZOR'
Diğer taraftan Davutoğlu, mahallekol kurulup kurulmayacağına ilişkin bir soru üzerine detaylarını cuma Mardin’de açıklayacağı yeni bir güvenlik planlaması hazırladıklarını açıkladı: “Var olan güvenlik yapılanmasıyla bu şeylerin aşılamadığı ortada. Yeni bir güvenlik yapılanmasına ihtiyaç var. Ama bu güvenlik önlemlerinin artırılacağı anlamına gelmiyor. Sadece şartlara uygun tedbirler geliştiriyoruz. Burada klasik güvenlik yöntemleri ile başarılı olmanız çok zor.”
'NİYETİM HER CUMA NAMAZINI DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DA KILMAK'
Geçmişten farklı olarak operasyon sonrasını da planladıklarını belirten Davutoğlu, “Yarın (bugün) Bakanlar Kurulu’nda eylem planına nihai şeklini vereceğiz. Ardından bölgeden gelen işadamları ile bir toplantı yapacağım. Salı günü baroların da olduğu sivil toplum kuruluşları ile toplantı yapacağım. Çarşamba günü bölgenin bütün mülki yöneticileri ile bu rehabilitasyon planını ve bölgedeki son güvenlik durumunu ele alacağım. Perşembe günü Londra’dayım mültecilerle ilgili. Cuma günü de Mardin’e gidip kamuoyuna ilk açıklamalarımızı yapacağız. Bundan sonra niyetim, her cuma namazını Doğu ve Güneydoğu’da bir ilde kılmak” diye konuştu.
Öte yandan Davutoğlu, operasyonların yürütüldüğü yerlerdeki vatandaşların ambulans hizmeti alamadığına ilişkin eleştiriler hakkında da şunları söyledi: “Ambulanslar bizim güvenlik alanımızdan çıkıp teröristlerin yoğunlaştığı yere gittiğinde, ki bu yaralıların kimlikleri de meçhul, bir iddia var ortada ama kaç kişidir kimlikleri nedir? Öyle bir algı oluşturuldu ki sanki gidilebildiği halde gidilmiyor. Önce Sağlık Bakanlığı, arkasından belediye ambulansları gönderildi. Ama bir yeri geçtikten sonra keskin nişancıların saldırısı başlıyor. Cizre’deki doktorların hepsi kahramandır. Cizre Devlet Hastanesi’ne 20 roket atılmıştır. Bir olay da var onu anlatayım: Bir kadın hamileyim diyor. 112’ye telefon ediyor. Ambulanslar gidiyor, kadını alıp hastaneye getiriyorlar. Tedavinin ardından, kadına deniliyor ki ‘Bu şartlarda sezaryen gerekebilir’. Ama kadın bunu kabul etmiyor. ‘Ben evde doğum yapmak istiyorum’ diyor. Kadın tekrar eve götürülüyor ambulansla. Sonra bu kadın sağlık hizmeti alamadığı gerekçesiyle AİHM’ye başvuruyor. AİHM Türkiye’den savunma istiyor. Türkiye, kadına verilen sağlık hizmeti ile ilgili bilgileri AİHM’ye gönderince AİHM bu başvuruyu geri gönderiyor.”
'ZALİMLERE NE KADAR DİK DURDUĞUMUZU HERKE BİLİR'
Bunların yanı sıra Davutoğlu, Kırmızıgül’ün Twitter hesabı üzerinden yönelttiği eleştirilere şöyle yanıt verdi: “Beni de hedef alan bazı ithamlarda bulunmuş. Bizim merhametimize dünya âlem şahittir. Zulmümüze kimse şahit değil ama merhametimize herkes şahit. Filistinli çocuklar da şahit, Arakanlı yetimler de şahit. Açlıktan ölen Somalili bebekler de şahit. Yasin Börü’nün annesi, babası da şahit. Doğu’da Güneydoğu’daki, teröre karşı mücadele eden gençler de şahit. Diyarbakırlı da şahit. Bizim merhametimize dünya âlem şahit. Bunun için ayrı bir şahide ihtiyacımız yok. Ama zulmümüzü hiçbir kimse hiçbir yerde görmedi bizim. Kimseye zulmetmedik. Kimseye zalimlik yapmadık. Ama zalimlere ne kadar dik durduğumuzu herkes bilir. Filistin’de nasıl dik durduğumuzu. Suriye’de ve diğer yerlerde… Bugün Doğu ve Güneydoğu’da zulmeden PKK’dır. PKK’nın zulmünü görmeden devlete ve şahsen bana dönük zalim diyen bizim hayat geçmişimize de Kandil’dekilerin hayat geçmişine de bir baksın. Sonra kime zalim, kime merhametli diyeceklerini görsünler. Türk halkı bizi de onları da görür. Bizim elimizde hiçbir zaman kan olmadı. Hep dökülen gözyaşlarını silen el olduk. Dünyanın her yerinde de, Türkiye’de de.”
'GENELKURMAY BAŞKANI'NIN KATILMASI NORMAL'
Bu arada Davutoğlu ilk defa bir genelkurmay başkanının yurt dışı ziyaretinde yer almasıyla ilgili olarak da şunları söyledi: “Bu doğal kabul edilmesi gereken bir husus. Herhangi bir özel şey hamletmeye gerek duymuyoruz. Böyle şeylere Genelkurmay Başkanı katılmıyor. Cumhurbaşkanımızın son ziyaretinde, Suudi Arabistan ile yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi mekanizması kurulmasına karar verildi. Yoğun bir savunma sanayi işbirliği var. O nedenle Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın olmasını istedim.”