Ziyaretle ilgili Sputnik’e değerlendirmelerde bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, CHP’nin Kıbrıs meselesini ‘milli’ bir mesele olarak gördüğünü ancak hükümetin meclisi bu konuda yeterince bilgilendirmediğini belirtti. Yılmaz, “Kamuoyunun bazı bilgileri bilmesi ve ona göre oluşması önemli ama maalesef bunu görmüyoruz biz. Biz adaya milli bir konuda partiler üstü bir anlayışla gittik. Bir CHP siyaseti yapmanın ötesinde büyük bir sorumlulukla olabildiğince eğilimleri ölçmeye ve değerlendirmeye, bu konuyla ilgili de gözlemlerimizi kamuoyuyla paylaşmaya gittik” dedi.
'BAŞLANGIÇTAKİ OLUMLU HAVA YOK'
Kıbrıs’ta geçtiğimiz yılın Mayıs ayından bu yana çözüm müzakereleri devam ediyor. Çözüm müzakerelerine ilişkin izlenimlerini de aktaran Yılmaz, şöyle konuştu:
“Görüşmelerimizde şunu gördük; kapsamlı çözüm süreciyle ilgili iki kesimin lideri tarafından götürülen müzakerelerde özellikle yönetim ve güç paylaşımı başlığı, AB başlığı ve ekonomi başlığında önemli ilerlemeler kaydedildiği bize iletildi. Mülkiyet başlığının görüşülmesine geçildiği ancak farklı fikirlerin ortaya çıktığı, orada da hızlı ilerlemeye yönelik adımlar atıldığı, toprak konusu ile garanti ve güvenlik başlıklarına ise henüz geçilmediğini gördük. Kıbrıs’ta başlangıçta Mayıs 2015’te müzakereler tekrar canlanınca büyük bir olumlu hava vardı müzakerelerin Mart 2016’ya kadar tamamlanması konusunda. Ancak zor konulara, özellikle mülkiyet, toprak, güvenlik ve garantiler başlıklarına geçilince bu olumlu hava tamamen kaybolmasa da başlangıçtaki olumlu havanın dağıldığını gördük.”
Çözüm müzakerelerine yönelik KKTC hükümeti ile muhalefetin farklı yaklaşımları olduğunu anlatan Yılmaz, “Kıbrıs’ta çözüme yönelik iki farklı fikir ortaya çıkıyor. Mevcut hükümet Kıbrıs’taki barış görüşmelerinin bir sonuca varacağını düşünüyor ve bu konuda büyük bir çabanın içerisinde olduklarını söylüyorlar. Muhalefet ise barış görüşmelerinde bu şekilde bir çözüm ortaya çıkması durumunda Kıbrıs Türk toplumunun temel hak ve çıkarlarını göz ardı edebileceğini düşünüyor. Biz de adada bu konuda iki farklı fikrin olduğunu tespit etmiş olduk” dedi.
'ÇÖZÜM İKİ KESİMİN MUTLAK EŞİTLİĞİNE DAYANMALI'
Yılmaz, CHP’nin Kıbrıs’ta kapsamlı çözümü desteklediğini ancak 'ne pahasına olursa olsun çözüm' anlayışında olmadıklarını vurgulayarak kalıcı çözümün belli şartlar taşıması gerektiğini belirtti. Yılmaz, “Çözümün, iki kesimin mutlak siyasi eşitliğine dayanması, iki kurucu devletin kurucu devlet özelliklerinin aşındırılmaması, gerçek manada iki kurucu devletin ortaya çıkması, yaşayabilir bir çözüm olması, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türkleri’nin temel hak ve çıkarlarını garanti altına alması, daha da önemlisi Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin mutlaka devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
Görüşmelerinin ardından Kıbrıs’ta olası bir çözüm konusundaki öngörüsünü paylaşan Yılmaz, “Kıbrıs’ta her ne pahasına olursa olsun aman bir çözüm yapalım anlayışıyla gidilirse ve taviz verilirse hemen çözüm olabilir. Ama gerçekten yaşayabilir, Kıbrıs Türk tarafının temel hak ve çıkarlarını ve Türkiye’nin stratejik çıkarlarını gözeten bir anlaşma ortaya çıkartılması isteniyorsa burada süre uzayabilir. Ama çözüm perspektifinin şu anda kolay olmadığını söyleyebilirim” dedi.
'KKTC’YE SU TEMİNİ PROJESİNDE BİR AN ÖNCE ANLAŞMA SAĞLANMALI'
Yılmaz, KKTC muhalefetinin bir bölümünün Türkiye’nin çözüm müzakerelerini tamamen adadaki iki liderin inisiyatifine bırakır gibi bir görüntü sergilediklerini belirttiğini ve bundan duydukları rahatsızlığı dile getirdiğini ifade etti. Türkiye’den KKTC’ye su temini projesinde suyun dağıtım ve işletmesini kimin yapacağı konusunda iki ülke arasında süren anlaşmazlık konusunun da görüşmelerinde gündeme geldiğini anlatan Yılmaz, “Bizim beklentimiz bir an önce bu konunun hallolması. Her ne tür bir teknik çalışma varsa onun bir an önce yapılması, her ne tür bir siyasi karar varsa onun bir an önce alınması ve suyun Kıbrıs Türklerine bir an önce gitmesini bekliyoruz” diye konuştu.
